GENÇLİK VE HALK NEDEN AYAKTA?

Türkiye 19 Mart’tan beri adaletsiz uygulamalar nedeniyle, genci ile yaşlısı ile ayakta. Artık yeter dedirten olaylar halkımızın büyük bir çoğunluğunu meydanlara taşıdı.

Çünkü Türkiye'de uzun zamandır adalet askıya alınmış durumda. Her ne kadar hukuk ve adalet sistemindeki adalet terazisinin, halk iradesini yok saydığına dair süreci, "Adalet Bakanı Yılmaz Tunç kabul etmese de “Dünya Adalet Projesi (WJP) tarafından ülkelerdeki hukukun üstünlüğünün ne derece sağlandığını ölçen “hukukun üstünlüğü endeksi”ne göre 142 ülke arasında 117’ci sırada” meydanlarda ve üniversite kampüslerinde, sokaklarda yükselen tepkiler neyin nesi? Bu konuda Jale Özgentürk bunun nedenlerini söyle açıklıyor:

"OECD'nin 41 ülkede 80 farklı parametre üzerinde yaptığı “Hayat nasıl?” 2024 raporunda genel yaşam memnuniyeti ortalama puanı 6.7 iken Türkiye, 4.9 puanla son sırada.

Aynı araştırmaya göre Türkiye, sosyal adaletsizlikte sondan ikinci sırada bulunurken, cinsiyet eşitsizliği sıralamasında da 41 ülke arasında sonuncu.

OECD ülkeleri arasındaki 15 yaşındaki öğrencilerin gıdaya erişimi konusunda Türkiye en kötü durumda. 5 çocuktan biri aç...

Gençleri umutsuzluğa sürükleyen en önemli sorunların başında da işsizlik geliyor. Türkiye'de 22 yıllık AKP döneminde eğitimin niteliği zayıflarken, paralı vakıf üniversiteleriyle sayı 200’ü geçti... Bugün üniversiteli işsiz oranı yüzde 25...

Üstelik işe girebilmek ise liyakatle değil. Gençlerin çoğunluğu partili olmazsan, ya da güçlü kişiler ile bağlantın yoksa işe giremeyeceğini düşünüyor. Bunun için MÜLAKAT tartışmalarını hatırlamak yeter...”

Evet, gençliğin içinde bulunduğu manzaranın bir kısmı bu. Ve bunun değiştirilmesi için iktidar hiçbir umut vermiyor. Aksine sürekli hakaret ve baskı yöntemleri uygulanıyor.

Türkiye, genciyle yaşlısıyla 19 Mart'tan beri ayakta. Bunun nedeni uzun zamandır seçilmiş belediye başkanlarının görevden alınması, hapsedilmesi, kayyum atama sistemi, sonuçta tek bir ifadeyle hukuk ve adaletin askıya alınması ülkeyi, bu günlere getirmiştir.

Umarım, kırmadan dökmeden demokratik yollar ile hukuk ve adaletin egemen olduğu bir düzene geçilir...