Eskiden aynalara bakıp nasıl göründüğümüzü düşünürdük. Şimdiler de ise sosyal medyalarımıza bakıp, nasıl görünüyoruz o pencereden acaba diye kafa patlatıyor olduk. Kim kimi özlese, merak etse, arkasından iş çevirmek istese; o kişinin sosyal medyasında soluğu alıyor. Yalnızca sevenlerimiz ve dostlarımız yok düşmanlarımız da artık sosyal medyamızda…
Evler temizlenirdi eskiden misafir gelmeden önce. Kurabiyeler, kekler yapılırdı. Çocuklar ağızlarından laf kaçırmasınlar diye tembihlenirdi. Fakirlik yine gizlenirdi ama zenginliği de ulu orta etrafa yaymakta ayıptı. Misafirlik olgusu şimdilerde çoktan bitti, sosyal medyada karşılıklı canlı sohbetler komşuluğun yerini aldı. Acımasızca eleştiriyi ev sahibine eksik kusur ettiğinde yapardık. Şimdiler de mükemmel insana tahammülü yok insanların. En güzel işi, en iyi kararı, en doğru insanı linçler olduk.
İllüzyon içerisindeyiz hepimiz. Ne zaman uyanırız belli değil? Sürekli yaptığı alışverişi paylaşanlar; şunu aldım, bunu aldım, şunu da alın, bunu da alın. Devamlı makyaj videosu paylaşanlar; şunu sürün, bunu da sürün, şunu alın, bunu da alın. Bu kadar alımın içerisinde insanlar bu kadar parayı nereden buluyorlar diye düşünmüyor değilim. Peki, aldıklarını ne yapmaktalar? O kadar maddenin sürüldüğü yüz elbette olur cilt kanseri. Adeta tüketimi de destekler nitelikte bir rüyaya dalmışız.
Sosyal medyada; duygu bozukluklarıyla varlığını sürdürmeye çalışanları da unutmayalım. Kocaman bir kahkahanın içerisine saklanmış, çok mutlu gözüken parası hiç bitmeyen, arabasının içinden pozlar veren ve tatilden tatile gezen tipler. Kahve storysi çekmiş ama kuyumcu reklamı gibi! Kime nispet yaptıklarını ben hala çözemedim. Siz de uğraşmayın çözemeyebilirsiniz.
Bir de eşine dostuna kaynanasına afilli laflar gönderen çok acı çekmiş tipler varlıklarıyla sosyal medyaya renk katmaktadırlar. Her türlü ezilmişliği onlar yaşadılar. Onların dertleri her daim çok büyük ve çok derin. Kimse onlar kadar bu hayatta yıpranmadı. Onlar en mağdurlarımız…
Bir de kadınlaşan erkekler sosyal medyayı kapladı. Ne zaman karşımıza çıksalar “tövbe tövbe” deyip tahtaya da vursak göz ucuyla onları gizliden gizliye takip eder olduk. Çocuk çoluğu olanlar onları kınamaktan kaçarlarken bir kesimde onlara sonsuz kucak açmaktalar. Sakalı var peruğu var, ayağında topuklusu var. Kiminin ruj sürmüş altı hokka bıyığı var. Benim gibilerin de “amacın nedir senin kardeşim?” diyesi var. Adam olmak zor olduğu için herkes kadın olmanın derdine düşmüş diye düşünebilirsiniz. Bu adam olamamış bireylerin kadın olma merakını şiddetle kınıyorum. Çünkü ülkemizde kadın olmak inanın adam olmaktan daha zor. Hele ki kadın cinayetlerini ve kadın şiddetini de araştırırsak bu işin içerisinden çıkamayız.
Sevgiyle kalın…