güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Peygamberimizin Doğum Günü Neden Hıdırellez Bayramı Olmasın?

Yazının Giriş Tarihi: 11.05.2021 00:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.05.2021 00:05

Öyle ki kendi aralarındaki bölünmüşlüklerine rağmen hıdrellez gününü bu üzerinde çelişkili ifadeler bulunan şahsa, onun doğumuna ithaf etmişler ve onun doğumunu farklı atlarla da olsa, hıdrellez de kutlamayı prensip edinmişlerdi. Katolikler, Sen (st), Georges, Ortodokslar, Aya Yorgi günü olarak bu kutlamaları mutlaka gerçekleştirmeye yönelmişlerdir. Bizim itikatlarımıza göre onların Georges bizim, Cerciş dediğimiz şahsiyetin peygamberliği konusunda farklı itikatlar vardır. Onların hıdrellez de doğum gününü kutladıkları Cerciş peygamberin hayat hikâyesi kısaca şöyledir. Cerciş Hazreti İsa’dan sonra gelmiş ve onun hükümlerini devam ettirmiş bir şahsiyettir. Bu nedenle nebi veya resul olmadığı iddiaları vardır. Bu nedenle bazıları sadece Salih bir Hıristiyan, yani Hıristiyan tabiriyle azizdi derken bazıları peygamberdi demektedirler. Ancak İsa peygamberle çağdaş Yahya yani vaftizci Yahya’dan başka peygamber konusunda bizim kaynaklarımın da fazla malumat yoktur. İsrail oğulları ve Hıristiyan kaynaklarına göre Cerciş Şam dolaylarında yani Suriye’de veya Filistin’de yaşamıştır. İnsanları İsa’nın öğretilerini uygulamaya davet etmiştir. Kaynaklara göre Filistin’in Remle kasabasında doğmuştur. Bu doğum Hıdrellez gününe tekabül eder ve Hıristiyanlar Sen ( st ) Georges dedikleri bu şahsın doğumunu ayinlerle kutlarlar. Cerciş peygamberin yaşadığı saha putperestlerin çoğunlukta ve hâkimiyette olduğu sahadır. Bilhassa Kudüs’te hâkim olan Dadyan kuralıda Hıristiyan değildir, putperesttir. Cerciş bu bölgede ticaretle uğraşmaktadır. Kral zalim olup halka zulmetmemektedir. Mesela Eflatun adlı bir put yaptırmış buna herkesin tapmasını istemiştir. Tapmayanları ateşe attırmıştır. İşte Cerciş böyle bir kuralı İsa, dinini kaidelerine uymaya, zulüm ve haksızlıklardan vazgeçmeye davet etmiştir. Cerciş kendisinin iyi bir nasihatçi olduğunu belirterek, kralı İsa yoluna putlara değil tek yaratıcı olan bir Allah’a ona ibadete davet edince kral bunu ret eder. Aksine Cerciş’ten puta tapmasını ister. Cerciş bunu yapmayınca, kralın emriyle, puta tapmaya zorlanmak amacı ile işkenceye tabi tutulur. Cerciş yarılan ağacın arasına sıkıştırılır çırılçıplak soyulup bir ağaca bağlanan Cerciş peygamberin vücudu demir tarakla taranıp bu vücuda sirke ve tuz sürülür. Büyük bir demir kütle ateşte kızdırılıp kor haline getirilir. Bu demir Cerciş’in başı üstüne konulur haliyle Cerciş olur. Ne var ki tekrar dirilmiştir. Bu mucize karşısında bile imana gelmeyen kral ve putperestler ona yeni işkenceler tasarlarlar. Büyük bir kazana koyup kaynatırlar, Cerciş yine ölmüştür. Ancak tekrar dirilince, kral ve taraftarları iyice şaşırırlar. Ona ne yapacaklarını kararlaştırmak amacıyla, vakit kazanmak için onu hapse atarlar. Ama zindanda bile birilerini dine davet etmesin diye ortada eziyet ederler. Cerciş elleri ayakları çivilenip üzerine ağır bir mermer blok kapatılır tanrı onu gene kurtarmıştır. Cercişe yapılan işkenceler dayanıp putperestleri ve kralı İsa dinine davete sabırla devam eder. Aslanlara yedirilen Cerciş tekrar tekrar dirilince, onun sihirbazlığına karar veren kral karşısına sihirbazlar çıkarır. Bunlardan biri ona hazırladığı bir su içirerek öldürmeyi dener başarılı olamayınca oda ona inanır. Kral sihirbazının dilini keser ama olayları duyan halk Cerciş’e inanır. Kral Cercişi de, inananları da katlettirir. Bunun üzerine kral ve kavmi de üzerlerine gönderilen ateşle helak edilirler. İşte Hıristiyan alemi Hıdrellezi biz İslamlardan bu Cerciş ile almaya yönelmiştir. Hıdrellezi ona mal ederek Hz. Muhammed’in doğum günlüğünde çıkarmaya yönelmişlerdir. Ne yazık ki bunda da başarılı olmuşlardır diyebiliriz. Çünkü Hıdırellez hakikaten terk edilmeye başlanmıştır. Evet, bir yandan Hıristiyanlar bilerek ve kasıtlı olarak, bir yandan İslam’a ait bir kısım din adamı putperest bayramı zannıyla, hıdrellezi gerçek manasından uzaklaştırmaya yönelmişlerdir. Bu yönelişler, yöneliş sahiplerinin gayret ve çalışmaları nedeniyle; hıdrellez Hazreti Muhammed’in doğum günü olmaktan çıkarılmıştır. Oysa Hıdrellez büyük olasılıkla Hz. Muhammed’in doğum günü olan bir kutsal gündür.

Kim, nasıl izah ederse etsin, hıdrellez günü hangi kültürle ilgili, hangi kültürün dini öğe ve motifleriyle öğeleriyle ilgili gösterilse, gösterilsin sonuç değişmeyecektir. Çünkü hıdrellez ister Türk kültürünün saya bayramlarının kalıntısı, ister Hızır denilen Boz Atlı yol tanrısı ile ilgili törenlerin kalıntısı, ister Mezopotamya’daki Anu Tanrının törenlerinin ister Mısır’daki Oziris tanrının törenlerinin kalıntısı olsun, ister Hızır- Nebi, İlyas -Nebi buluşması inancının, ister İdris- Nebi ile ilgili inançların kutlanma kalıntısı olsun hıdrellez günü aynı zamanda peygamberimiz Hz. Muhammed’in doğum günüdür. Bu nedenle biz bu günü diğer iddialar, nedeni ile değil Hz. Muhammed’in doğum günü olduğundan kutlamalıyız. Hz. Muhammed’in doğduğu gün Rebiyülevvel Ayının 12. gecesidir.  Rebiyülevvel ayı baharın ilk ayı demektir. Her ne kadar Hicri takvimde bu ay yılın her mevsimini gezerse de ism en uygun ( miladi) güneş yılı ayı olarak Mayıs’a uygundur.  Zaten hicri takvimde mevlit kandili gecesinde peygamberin doğumunu kutlayan İslam âlemi, güneş yılına dayalı hicri takvim olan Rumi takvime geçince, aylardaki sabitlenmeyle karşılaştığında meraklanmıştır. Acaba bu yeni takvimle peygamberin doğumu hangi aydır?  İşte o zaman ( Rumi takvim tam bir ay yılı ve milat takvimi olmadığından bir ara takvim olduğundan tarih belirlemek kullanılmasına rağmen mahsurludur. Bir nevi melez takvim yani Gregoryer takvimine yerini bıraktığında) Rumi takvimle 23 Nisana denk gelen tarih belirlenmiştir. Bu miladi 6 Mayıs’a tekabül etmiştir. Çünkü Rumi takvim ile miladi arasında 13 gün fark vardır. Halkımız eski Nisan dediği Rumi Nisan, 6 Mayıs’a tekabül etmektedir. Bu nedenle hıdrellez ile peygamberin miladi doğum tarihi aynı olmaktadır. Öyleyse hıdrellez Hz. Muhammed’in doğum günüdür. İslami kaynaklarda Hz. Muhammed’in kendi için“ Ben iki kurbanın oğluyum” dediği rivayeti vardır. İşte bu rivayet onun hıdrellezde doğduğuna işaret sayılır. Bazı yorumlara göre Hz. Muhammed kurban bayramına yakın bir hıdrellezde doğduğu için böyle söylemiştir. Bazı yorumlara göre Abdülmutalip Hz. Muhammed’in babası Abdullah’ı kurban adamıştır. ( Gerçi sonra yerine kurbanlar kesip onu affetmiştir.) Bu nedenle Hz. Muhammed yukarıdaki sözü söylerken babasını ve kuzuların kesildiği ( bir nevi kurban edildiği) Hıdrellezde doğumunu kastederek söylemiştir. Bazı yorumcular ise Hz. İsmail ve babası Abdullah’ı kastederek söylemiştir derler. İster öyle ister böyle yorumlansın Hıdrellez Hz. Muhammed’in doğum günü olması ihtimali en kuvvetli miladi tarihtir, gündür. Hazreti Muhammed kuzu etini çok seven, bilhassa kuzunun kürek kısmını çok seven bir zat olarak bilinir. Hatta Yahudiler onu bu yolla zehirlemişlerdir fakat mucize olarak kurtulmuştur. İslam toplumlarının hıdrellezde kuzu kurban etmesi bilhassa kuzu eti yemeleri insanda hıdrellezin Hazreti Muhammed’le ilgili kutsal bir gün olduğu kanısını kuvvetlendirmektedir.  Çünkü insanlar kutlanan günlerde kutlamaya esas olan olayla veya olayda ki şahsiyetle ile ilgili yiyecekleri kullanırlar.  Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.