Şunu vurgulamak isterim ki meşrutiyet devirlerinde Türk kadını hakkında görülen kadına özgürlük yolundaki kadına hak verme yolundaki dile getirilen gelişmeler daha ziyade İstanbul ve başkent çevresindeki sahalar için söz konusudur. Yoksa başta Anadolu ve Trakya olmak üzere Osmanlı topraklarındaki kadın hakları konusunda fazla bir gelişme görülememiştir. Gerek Trakya gerek Anadolu gerekse Suriye, Irak, Arap yarımadası topraklarında kadın hakları hemen hemen hiç değişmemiş İslamiyet’in yanlış uygulamaları bu sahalardaki Türk veya Osmanlı tebaası kadınlar için hiçbir farklılık oluşturamamış, getirememiştir.
Şunu belirtmek isterim ki Anadolu sahasındaki kırsal yaşamda yaşayan Türk kadını erkeği karşısında biraz daha eşit özellikler gösterebilmiş, koruyabilmişse de Osmanlının diğer sahalarında Emevi zihniyetinin getirdiği İslami kaideler gereği hala peçe ve kafes arkasındadır. Osmanlı toplumunda haremlik selamlık usulü hafiflese de hala etkilidir.
Osmanlı toplumunda akan zaman içerisinde gelişen kadınlara biraz daha haklar ve özgürlük tanıyan yeni gelişmeler Osmanlı toplumunda kadınlara sosyal kurumlar ve sosyal oluşumlar konusunda bazı haklar tanıması nedeniyle Osmanlı kadınının sosyal hayata girmeye başladığını göstermiştir.
İkinci Meşrutiyet devrinde birçok kadın dernekleri görüyoruz. Bunların çoğu hayır amacına yönetilmiştir. Devamlı harpler dolayısıyla, askere giyecek, yaralı askerlere hizmet, şehit ailelerine yardım gibi faaliyetler, ön planda gelmektedir. Fatma Aliye’nin başkanı olduğu ve Rumeli hududunda çalışan askerlere kışlık giyecek yardımı sağlamaya hizmet için 1908’de kurulmuş Cemiyet-i İmdadiye (İmdat Derneği) bu devrin ilk kadın kuruluşudur.
Balkan Harbinin acı günlerinde, 1912’de Besim Ömer Paşa’nın hizmeti ile Hilal-i Ahmer (Kızılay Hanımlar Merkezi) kurulmuştur. Bu merkez, göçmen kızlarına ve şehit çocuklarına sanat öğretmek amacı ile bir sanat evi açmıştır. 1912’de eğitimci ve yazar Nezihe Muhittin tarafından (Donanma Cemiyeti Hanımlar Şubesi) kurulmuştur. Yine Balkan Harbi sırasında, savaşın dul ve yetimlerine eski Türk sanatlarını, dikiş biçki öğretme gayesiyle bir de okul açmış olan Esirgeme Derneği ile karşılaşıyoruz. Yaralı askerlere hizmet için hazırlanmış hastabakıcılık kurslarına birçok kadınlar koşmuş ve ilk defa 27 hanım bu kurstan diploma almıştır.
Bu çeşit yardım derneklerinin yanında başka amaçlarla kurulmuş olanlar da vardı, 1909’da Halide Edip Adıvar’ın kurduğu Teali-i Nisvan (Kadınların Yükselişi) Derneği, kadının bilgisini, kültürünü arttırmak gayesini taşıyordu. 1913’te Nuriye Ulviye tarafından kurulan Müdafaa-i Huku-u Nisyan (Kadın Haklarını Koruma) Derneği, kadınların dış kıyafeti, kadınlara iş alanları açılması, kadınların bilgi seviyesinin yükselmesi için çalışıyordu.
1919’da Osmanlı Hilal-i Ahmer Hanımlar Merkezi tarafından hazırlanan takvimde bu derneklerden başka İstihlak-i Milli Kadınlar Cemiyet-i Hayriyesi (Milli İstihlak Kadınlar Derneği) 1914’te Şişli Cemiyet-i Hayriyesi Nisvaniyesi(Şişli Kadınlar Hayır Derneği),1914’te Biçki Yurdu, 1915’te Bikes Ailelere Yardımcı Hanımlar Cemiyeti, 1916’da Türk Ocağı, 1916’da Bilgi Yurdu, 1917’de Kadıköy Fakirperver Hanımlar Cemiyeti, 1917’de İslam Kadınları Çatışma Cemiyeti, 1918’de Himaye-i Eftal Cemiyeti(Çocuk Esirgeme Derneği Hanımlar Merkezi), 1918’de Muallimeler Cemiyeti, 1918’de Üsküdar Biçki Zamanı, 1918’de Musiki Muhibbi (Müzik seven Hanımlar Cemiyeti), 1918’de Asri Kadın Cemiyeti, 1918’de Amerikan kolej Talebeleri Türk Mezunları Cemiyeti Gibi Dernekler yer almaktadır.
Ancak, bu listenin tam olduğu söylenemez. Mesela Selanik’teki Şefkat Derneği, Edirne’de Emine Semiye Tarafından kurulmuş Hizmet-i Nisvan (Kadın Hizmeti Derneği) listede yer almamıştır. Bu derneklerin çoğu zamanla çeşitli sebeplerle dağılmıştır. Ancak o devirde Türk kadınının yardım, şefkat, kadınlığını yükseltme gayesini, iş hayatına atılma isteğinin düzene sokulması dileğini, modernleşme emelini, Müzik sevgisini, öğretmen birliğini gösteren bu dernekler bize artık Türk kadınının sosyal hizmetler yolunda çalışma halinde olduğunu gösteren açık delillerdir.
Osmanlının son devrelerinde görülen kadın haklarındaki gelişmeler ve Türk kadınının sosyalleşme, dernekler kurarak sosyal yaşama katılma çabaları sürerken gerçekleşen Trablusgarp ve balkan savaşları sonrasında girilen 1. Dünya savaşı nedeniyle Türk kadınının sosyalleşmesi biran için intıkaya uğramış fakat sonrasında ortaya çıkan işgal ve istiklal savaşı devrelerinde Türk kadınının erkeği ile birlikte omuz omuza işgale direnme ve kurtuluş savaşına katılma faaliyetleri gerçekleşecek, cumhuriyet devrinde kadınlarımızın haklar kazanması yolunda önünü açmıştır. Devam edecek…