SON DAKİKA
Hava Durumu

ULUSAL OLAYLARDA YAPILACAK KIYASLAMALARDA NİCELİK, NİTELİK VE AMAÇ UYGUNLUĞUNA DİKKAT EDİLMELİDİR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:49

Yine bir kısım aydınımız hatta siyasimiz halkı övmek hatta yüceltmek amacıyla olsa gerektir ki halkımızın 15 Temmuz darbecilerine karşı direnişini Çanakkale savaşına katılan Osmanlı ordusuna ve onun ardında yer alan Çanakkale bölgesi halkına benzetmekte ve bu direniş harekâtını Çanakkale destanı ile denk tutmaya yöneldikleri görülmektedir. Şahsi görüşüm olarak böyle bir telakki, böyle bir değerlendiriş hatadır. Hatta diyebilirim ki böyle bir değerlendiriş Çanakkale şehitlerine ve gazilerine reva görülen bir küçümseyiş olarak da değerlendirilebilecek bir değerlendirmedir düşüncesindeyim. Çünkü Çanakkale savaşındaki Türk askerinin mücadelesi, Türk askerinin gösterdiği direniş hakikaten takdirlerin üstünde bir direniştir. Üstelik burada dış devletlerin ordularına karşı bir vatan müdafaası söz konusudur. Tabiri caizse Çanakkale’deki Mehmetçik ve subayın karşısında yeryüzünün her tür toplum ve insanı yer alırken karşısındaki düşmanlar her türlü vahşeti gösterirken Mehmetçik ve Türk subayı göğsünü gererek düşman işgalini durdurmuştur. Tabiri caizse Çanakkale ‘de yağmur gibi kurşun, yağmur gibi gülle yağmış farklı değerlendirmelere yapılsa da kabaca 250 bin Türk evladı şehit düşmüştür. Bir o kadar da düşmanın kaybı düşünülürse yedi düvelin çarpıştığı Çanakkale savaşındaki Türk ordusuyla 15 Temmuzdaki kalkışmaya, darbe teşebbüsüne polisiyle, ordusuyla birlikte karşı koyan, koymaya çalışan halkımızı ve bütün bu olaylar sonunda halkımızın verdiği 244  şehit düşünülürse bu kıyaslama 15 Temmuz direnişçileri lehine bir abartıdan başka nedir? Diye düşünmemek mümkün müdür? Evet 15 Temmuz darbesine direniş gerçekleştiren halkımız önemli bir icraat gerçekleştirmiştir. Türk demokrasisinin ayakta durmasını sağlama da rol oynamıştır ama bunu Çanakkale savaşındaki Mehmetçik ve Türk subayının yazdığı destanla kıyaslamak bu olaya da aynı değerde bir destan demek hakikaten Türk tarihine Çanakkale savaşları ve zaferleri tarihine uygun düşmeyecek bir icraattır düşüncesindeyim. Zaten iki olay da nitelik ve nicelik açısından benzerlik yoktur. Birisi dış ülkelerin kuvvetlerine karşı verilen bir mücadele, bir vatan müdafaası diğer bir iç isyanın önlenmesi, demokrasinin ortadan kaldırılmasına yardım etmektir. Sözün kısası bu benzetişte de yapılan kıyaslamada, kıyaslanan olaylar arasında nitelik, nicelik ve amaç denkliği yoktur. Bu yüzden her ikisi arasındaki kıyaslama da hatalıdır,  hatta Çanakkale savaşları ve bu savaşlarda şehit düşenler açısından üzücüdür düşüncesindeyim. Aynı şey bu direnişe halkın katılmasını, kurtuluş savaşına benzetmek de kıyaslama açısından hakikaten uygun değildir. Çünkü Kurtuluş Savaşı’nda milletimizi temsil eden ordumuzun Kurtuluş Savaşı’nı yöneten başta Mustafa Kemal olmak üzere kadronun karşısında alenen iç ve dış düşmanlar el ele saf tutmuşlardır. Kurtuluş harbini kazanan Mustafa Kemal ve yönetici kadro Türk Mehmetçiği ve subayı ve onları destekleyen Türk milleti başta Türkiye Büyük Milet Meclisi olmak üzere bugünkü devletimizin organlarını, teşkilatını bir bir oluştururken ordusunu meydana getirirken bir yandan da el ele veren iç ve dış düşmanlarla mücadeleyi gerçekleştirmiş, bugün halkımızın 15 Temmuzda korumak için canını tehlikeye attığını gördüğümüz demokrasinin ve Cumhuriyet rejiminin temellerini atmıştır. Kurtuluş harbini gerçekleştiren Türk milleti olmayan bir vatanı tekrar var etmiş, olmayan bir devleti ve demokrasiyi bütün teşkilatıyla ortaya koymuştur. Oysa 15 Temmuz direnişine katılan halkımız bütün teşkilatıyla var olan bir devlette bugünkü sınırlarımızla somut ve mücerret olarak Türk vatanı üzerinde demokrasimizi hedef alan sayıca oldukça düşük tabiri caizse birkaç soysuzun yarattığı bir tehlikeyi bertaraf etmiştir. Bu yüzden 15 Temmuzda darbe girişimine direnen halkımızın gösterdiği faaliyeti ve icraatı geçmişte görülmüş Türk tarihinin önemli olaylarıyla kıyaslayanlar yaptıkları ve yapacakları kıyaslamalardan olaylar arasındaki nitelik, nicelik ve amaç uygunluğuna bence mutlaka dikkat etmelidirler. Aksi takdirde yapacakları kıyaslamalar ve benzetmeler ya çok abartılı olacak yahut da geçmiş tarihimize uygun düşmeyecek söylemler ortaya çıkaracak kıyaslamalar olacaktır. Şunu da hatırlatmak isterim, belki bu tarz benzetmeleri yapan çevreler halkımızı övmek, yüceltmek belki benzerleri görüldüğünde halkımız daha fazla katkı versin katılsın diye özendirici olmak amacıyla böyle benzetmeler yapmış olabilirler, böyle kıyaslamalar yapmış olabilirler. Ama bu amaçla da olsa kıyaslamalarda gerçekçi olmak bu amaçla hareket eden ya da ettiğini düşünebileceğimiz çevreler açısından da daha faydalı neticeler hâsıl edebilecektir diye düşünmekteyim. Düşüncelerimi dile getirmeme burada son verirken 15 Temmuz darbe girişimine karşı direnişe yaptıkları katkı dolayısıyla bu faaliyetleri gerçekleştiren halkımıza teşekkür ederken, bu katkıları sırasında hayatlarını kaybedenlere tanrıdan rahmet diler, demokrasi şehitlerine katılan bu şehitlere saygılarımı sunarım. Bu direniş sırasında yaralanan bireylerimize acil şifalar dilerim.  Ama şunu bir kez daha vurgulamak isterim ki gerek bu direnişe katılan halk kitleleri açısından gerekse başka ulusal olaylarda görülen faaliyet ve icraatlar açısından Türk tarihinin önemli geçmişteki olaylarıyla yapılacak kıyaslamalarında, benzeştirmelerinde olaylar arasındaki nicelik, nitelik ve amaç uygunluğu mutlaka göz önünde tutulmalıdır. Şunu da hatırlatmak isterim ki yukarda sözünü ettiğim Malazgirt savaşında Selahattin Eyyubi ordusunun faaliyetlerinde Çanakkale savaşlarında ve Kurtuluş savaşında sözü edilen Türk ordularının ya kendilerini ya da rakiplerinin bir vatan işgali söz konusudur. Oysa 15 Temmuz darbe teşebbüsünde darbecilerin vatan açısından yurdun işgali açısından Türk milletini vatansız bırakma açısından net bir icraatları henüz bizlere belirtilememiştir. Üstelik bu çapulcuların bu şehirlerin, bu icraatlarını, bu kötü emellerini herhangi bir dış devletle iş birliği halinde yaptıkları da somutlaştırılmış bir gerçek durumunda değildir. Yaptıkları henüz demokrasiyi bertaraf etmeyi amaçlayan bir iç isyan görünümündedir. Bu yüzdendir ki yukarıda sözünü ettiğim olaylarla yapılacak kıyaslamalarda uygunluk söz konusu olmamaktadır. Umarım yöneticilerimiz ülkemiz hesabına zarar veren bu şerillerin, bu hainlerin cezalandırmasını gerçekleştirirken arkalarındaki dış devletlerin desteklerini de somut olarak ortaya koyacak ve gözler önüne serecektir. İşte o zaman belki uygunluk söz konusu olup halkımızın 15 Temmuzdaki direnişini yukarıda bahsettiğimiz tarihi olaylarla haklı kıyaslamalar yapmamız söz konusu olabilecektir düşüncesindeyim.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.