güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TÜRKÇÜLERLE ÜMMETÇİLERİ AYNI GÖRMENİN TEHLİKELERİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Değerli okurlarım,

Ülkemizde belirli bir grup insanımız vardır ki Türklük, Türk milleti denilince akıllarına İslam Türk gelmektedir. Onlara göre Türkler İslam olduktan sonra kültür ve medeniyet sahasında daha ön plana çıkmış, daha belirginleşmişlerdir. Türkler İslam olduktan sonra daha büyük, daha kalıcı, daha köklü medeniyetler oluşturmuş, daha geniş sahalara yayılmış devletler kurmuşlardır. Bu yüzden onların inancına göre Türklükle, İslamlık etle kan, etle kemik gibi bütünleşmiştir. İslam olmadan Türk, Türk olmadan İslam olmaz. Oysa bu anlayışın eğilip bakılacak eksik yönleri mevcuttur düşüncesindeyim. Çünkü ülkemizde hâkim olan iki zihniyet vardır. Bunlardan birisi Ümmetçilik zihniyetidir ki bu zihniyetin esaslarına göre millet ve milliyet yok din vardır. Aynı dine mensup olanlar kardeş, farklı dine mensup olanlar hasımdır. Hatta bunun ifratı halinde aynı dinin farklı mezhepleri bile birbirine rakip ve düşman sayılması mümkündür.

Zaten bu yüzdendir ki İslam ülkelerindeki bölünmüşlük, parçalanmışlık buna dayalı savaş ve kavgalar devam edip gitmektedir. Bu zihniyetin kendisine düşman gördüğü en köklü rakip milliyetçiliktir. Çünkü milliyetçiler yani ulusçular ümmetçilik zihniyetine direnen, onu yok etmeyi hedefleyen ana gruptur. Ümmetçiler tüm milletleri bir din altında birleştirmeyi hedeflerken, ulusçular onların oluşturmayı hedeflediğini kendi aralarında bölünüp parçalanarak kendi toplumlarını oluşturmayı hedeflemektedirler.

Ülkemizdeki ikinci grup milliyetçilerdir. Bunlara göre ülkemizin ana toplumu Türklerdir öyleyse ülkemiz Türk devletidir. Ve adından da anlaşılabileceği gibi Türk Cumhuriyeti denen bu devlet Türk ulusuna has bir devlettir. Ümmetçiler bu devleti ülkede yaşan tüm İslam zümrelerinin devleti kabul ederken, milliyetçiler bu devrenin ana kurucusu olarak Türk milletini ve türküm diyen kişilerin oluşturduğunu kabul ederler.

İşte Türk İslam sentezcilerinin ülkemizdeki bu iki ana kitle karşısındaki durumun ne olacağı onları zor duruma sokmaktadır. İslamcılık yönleri ağır bastığı takdirde ümmetçilere dâhil olmaları gereken Türk İslamcılar, Türklükleri ağır bastığında milliyetçilere, ulusçulara dâhil olmak seçeneğiyle baş başa kalmaktadırlar. Bu nedenle onlar ülkemizde bazen ümmetçiler bazen milliyetçilerin yanında yer alarak sürprizler yaratmakta, kendilerine her iki tarafça da şüpheyle bakılması durumuna karşılaşmalarına sebep yaratmaktadırlar. Oysa onların bence yapması gereken en önemli şey en başta Türk olduklarını hatırlayıp Türklüğe karşı gelen, Türklüğü inkâr eden her türlü akın ve gruba karşı cephe almaları gerekir.

Tabi İslamcı olmaları nedeniyle de İslam’ı reddeden her görüş ve gruba karşı cephe almaları gerekir. Bugün ülkemizdeki ana iki gruba baktığımızda ümmetçilerin, Türkçülüğü, Türklüğü kesin olarak reddetmelerine, yok farz etmelerine karşılık; Türkçülerin İslam’ı reddettiğinden onları yok kabul ettiğinden söz etmemiz mümkün değildir. Öyleyse bu özellikleri nedeniyle Türk İslam sentezcilerinin çekinmeden yaklaşabilecekleri tek, biricik grup milliyetçiler olmalıdır. Çünkü onlar Türk’e karşı olmadıkları gibi İslam Türk’e de karşı değildirler. Onlar İslam’a karşı olmadıkları gibi İslam Türk’e de karşı değildirler. 

Ülkemizdeki ümmetçilere bakıyoruz. Onlar cumhuriyetin başından yakın zamanlara kadar ülkemizde var olan ve Türklüğü öven, özendirmeyi amaçlayan önemli bir sloganı yani “Ne Mutlu Türküm Diyene!” sloganını ortadan kaldırmayı hedeflemişler ve adeta ortadan kaldırmışlardır. Yine ümmetçiler ve ümmetçilerin önde gelenleri hiçbir zaman ben Türk’üm dememiş, diyememişlerdir. Türkçüleri ve Türk İslam sentezcilerini kandırmak için onlar hep bu millet, bu millet diye geçiştirmişler ve kastettikleri bu milletin hangi millet olduğunu hiçbir zaman söylememişler ve söyleyememişlerdir. Hatta ümmetçilerin önde gelenlerinden biri olduğu şüphesiz olan Mehmet Akif Ersoy bu millete armağan ettiği İstiklal Marşı’nda bile bir kez Türk adını geçirmemiş, geçirememiştir. Çünkü o ümmetçi zihniyetçi bir şahıstır. Bu nedenle de Türklüğe, Türkçülüğe, Türk kelimesine antipatisi olduğunu düşündüğüm bir kişi olarak Türk adına on kıtanın hiçbir mısrasında yer verememiş, yer bulamamıştır. Devamı yarın…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.