güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Trabzon Havalisinde Yaşayanlar Öz ve Öz Türktür – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Kaçaznuni, raporunda sevk işlemleri ile ilgili ilginç tespitlerde bulunmuştur. Buradaki ifadeler Osmanlı Devleti'nin bu uygulamada ne kadar haklı olduğunu ispatlamaktadır:

"1914 kışı ve 1915 yılının ilk ayları, Taşnaksütyun da dâhil olmak üzere, Rusya Ermenileri açısından bir heyecanlanma ve umut dönemiydi. Biz kayıtsız şartsız Rusya'ya yönelmiş durumdaydık. Aklımız dumanlanmıştı. Biz kendi isteklerimizi başkalarına mal ederek, sorumsuz kişilerin boş sözlerine büyük önem vererek ve kendimize yaptığımız hipnozun etkisiyle, gerçekleri anlayamadık ve hayallere kapıldık." "1915 yaz ve sonbahar döneminde Türkiye Ermenileri zorunlu göçe tabi tutuldu, kitlesel sürgünler ve baskınlar gerçekleştirildi. Bütün bunlar Ermeni meselesine ölümcül bir darbe vurdu. Ermeni vilayetleri Ermenisiz kaldı. Türkler ne yaptıklarını biliyorlardı ve bugün pişmanlık duymalarını gerektirecek bir husus bulunmamaktadır; sonradan da anlaşıldığı üzere, Türkiye’de Ermeni meselesinin temelli çözümü açısından bu yöntem en kesin ve en uygun bir yöntemdi. Türk egemenliğine kaşı onlarca yıl önce başlatılmış olan mücadele, Türkiye Ermenilerinin sürülmesi ve yok edilmesiyle, dolayısıyla Türkiye Ermenistanı'nın boşaltılmasıyla sonuçlanmıştır. Türklerin üzerinde istenildiği kadar baskı kurulsun. Bütün bunların ne anlamı var? Gereken yapılmıştır ve Arabistan çöllerine saçılmış cesetleri sözcüklerle diriltmek, yıkılan evleri ve boşaltılan ülkeyi sözcüklerle kurtarmak imkânsızdır".

Osmanlı hükümeti, 1915 yılında yüz binlerce Ermeni vatandaşını savaş bölgelerinden sürmüştü. Bu, özellikle gerilla çetelerine karşı pek etkili bir askeri taktik idi, çünkü çetecileri ve istilacıları yerli halkın sağlayabileceği destekten yoksun bırakıyordu. Gerçekten de, bu taktik, 20. yüzyılın ileri döneminde gerilla ile savaşım harekatının değişmez bir parçası haline gelmiştir.

Savaş esnasında belki Ermenilerin çoğu Osmanlılara karşı gelmeyecekti, fakat Osmanlılar, Ruslara, İngilizlere ve Fransızlara kimin yardım edip kimin etmeyeceğini bilemezdi. Savaşın kızıştığı zamanda imparatorluklarını ve halklarını korumak için Osmanlılar önlem almak istediler ve isyana karışmayan birçok Ermeni'yi de göç ettirdiler. Fakat şu unutulmamalıdır ki Osmanlıların bu hareketinin arkasında geçerli nedenleri vardı ve gene unutulmamalı ki Müslümanları yurtlarını terk etmeye zorlayan Ermeniler ve Ruslardı. Göçten sonra Ermenilerin çoğu hayatta kalmıştır. Bu da soykırım planının olmadığını gösteren önemli bir gelişmedir. Sevk işlemi bütün eksikliklerine rağmen çok doğru ve yerinde verilmiş bir karardır. Osmanlı Devleti, Müslüman halkı ve Anadolu topraklarını korumak için bu kararı uygulamak zorunda kalmıştır.

4.3.        Tehcire Tabi Tutulmayan Ermeniler

Bugün Ermeni sevk ve iskânı denildiğinde hiçbir fark gözetmeden bütün Ermenilerin böyle bir muameleye tabi tutulduğu iddia edilmektedir. Halbuki sevk kararının uygulanması çok sınırlı olmuş, anarşi ve teröre bulaşmamış, belirli özelliklere sahip olanlar istisna tutulmuştur.

Antalya, Urfa ve Kastamonu, Balıkesir, İstanbul, Kütahya ve Aydın gibi birçok şehirde Ermenilerin sevk edilmemesi Dahiliye Nezareti tarafından istenmiştir. Aynı zamanda Katolik ve Protestan Ermenilerin sevk edilmemesi de belirtilmiştir. Bunun haricinde Osmanlı Devleti'nin çeşitli kademelerinde görevli komitacılarla iş birliği yapmayan, devletine bağlı memurlar da tehcirden istisna edilmişlerdir. Dahiliye Nezaretinden 12 Vilayet, 9 Mutasarrıflığa gönderilen 15 Ağustos 1915 tarihli yazıda, Ermeni vekil ve ailelerinin ihraç edilmemeleri istenmiştir. Aynı zamanda ticaretle uğraşan Ermenilerin arasında da Osmanlı hükümeti aynı hassasiyeti göstererek komitacılarla ilgisi olmayan tüccarları sevke tabi tutmamıştır.

Sevk kararı bütün Ermenilere uygulanmamıştır. Osmanlı ordusunda subay ve sıhhiye sınıflarında hizmet gören ve bazı konsolosluklarda çalışan Ermeniler devlete sadık kaldıkları sürece göçe tabi tutulmamışlardır. Diğer taraftan, hasta, özürlü, sakat ve yaşlılar ile yetim çocuklar ve dul kadınlar da sevke tabi tutulmamış, köylerde koruma altına alınarak ihtiyaçları devletçe, Göçmen Ödeneği'nden karşılanmıştır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.