— KARA MURAD PAŞA (? - 1655) : 11/Mayıs/1655 - 19/Ağustos/1655 tarihleri arasında İkinci defa üç ay sadrazamlık görevinde bulunmuştur. İbşir paşayı devirerek yerine geçtikten sonra, Yeniçerilerin masraflarına karşılık bulamıyarak Malî müzayekanın yarattığı hoşnutsuzlukların kendi felâketine sebep olacağını kestirerek istifa etmiş, Şam Valiliğine giderken Hama'da, hummadan vefat etmiştir.
104— SÜLEYMAN PAŞA: 19/Ağustos/1655 tarihinde Sadrazamlığa tayin edilmiş, bu görevde 6 ay, 11 gün bulunmuştur. İdaredeki aczi ve beceriksizliği yüzünden azledilmiştir.
Malatya'lı bir Ermeni dönmesidir. Enderunla Has odaya alınmış, Sultan İbrahim zamanında Silâhtar olmuştur. 1644 de Kubbe Veziri olmuş, bundan sonra bazı valiliklerde bulunarak 1655 te Vezir-i Âzam olmuştur. Ayşe Sultanla evlenmiştir. Malî müzayeka karşısında şaşırıp kalmış bu yüzden azledilmiştir (1655).
— DELİ HÜSEYİN PAŞA (? - 1660) : 28/Şubat/1656 - 5/3/1656 tarihleri arasında 8 gün Sadrazamlığı vardır. Yenişehirli Türk Çocuğudur. Girid’in Şanlı Serdarıdır. Gıyaben Vezir-i âzamlığa tayin edilmiş, fakat Mühr-ü hümâyyun kendisine varmadan sadâret kaymakamı Zurnasen Başbakanlığa getirilmiş, yine gıyaben 5/Mart 1656 da azledilmiştir.
— ZURNAZEN MUSTAFA PAŞA (? - 1656): 5/Mart/1656 Sadrâzam olmuş, görevde 4 saat kalmış, sonra azledilmiştir.
Arnavud'tur. Haris ve fitneci bir şahıstır. Vak’a-i Vakvakiyenin müşevviklerindendir. Entrika ile Sadrâzam olmuştur. Bu işin ehü olmadığından askerin istememesi üzerine 4 saat sonra azledilmiştir. Azline bilhassa kötü bir adam olarak tanınan Karagöz Mehmed adlı birini Defterdar yani Maliye Nazırı tayin ettiği için devrinin şairlerinden biri azlinden sonra :
Çalıcak zurnasını çıktı cebinden Karagöz!
mısrasını söylemiş ve bu lâtife o zaman halk arasında yayılmıştır.
— SİYAVUŞ PAŞA: İkinci defa, 5/Mart/1656 tarihinde Vezir-i âzamlığa tayin edilmiş bir ay, 15 gün görevinde kalmıştır. Silistire muhafızlığından sadârete getirilmiştir. Kısa süren Başbakan-
lığında, azillerden, tayinlerden ve zulümden başka bir şey yapmamış, rivayete nazaran hummây-ı muhrika dan vefat etmiştir25/4/1656.
— BOYNU YARALI VEYA [BOYNU EĞRİ] MEHMET PAŞA (1578 - 1662) : 26/Nisan/1656 - 15/Eylül/1656 tarihleri arasında 3 ay, 19 günlük Başbakanlığı vardır.
Canik Türkmenlerindendir. Rivayete göre savaşlarda aldığı 40 kadar yaradan dolayı boynu eğri kalması yüzünden Bu isimle anılmıştır. Demir Kazık-Halil Paşanın, sonra da IV. Murad'ın Silâhtarı Mustafa Paşanın Kethüdalığında bulunmuş, Çavuşbaşılıkla saraya girdikten sonra, Halep, Şam, Anadolu valilikleri ve diğer görevlerde bulunduktan sonra Şam Valiliği görevinde iken Vezir-i Azam olmuştur. İşlere müdahaleye alışmış kimselere karşı şiddetli hareket etmiş, hattâ Şeyhülislâm Mesud Efendiyi İdam ettirmiştir. Bu yüzden çok düşman kazanmıştır.
Sadrazam olduğu vakit Bozca ve Limni adaları Venediklilerin eline geçmiş ve Çanakkale Boğazı Venedikliler tarafından kapatılmıştı. Bu hadiselerin sorumluluğunu düşmanları tarafından hep kendisine yükletilmiştir. Şam’dan İstanbul'a gelirken kendisine sığınan Köprülü Mehmed Paşaya da bir memuriyet vermek üzere İstanbul'a getirmişti. Köprülü, İstanbul’da Ser-Mimar Kasım Ağa vasıtasiyle Valide Sultanla münasebet peyda ederek iyilik gördüğü adamın azlini temin etmiş ve yerine Vezir-i Âzam olmuştur. Azlinden sonra Malkara’ya sürülmüştür.
— KÖPRÜLÜ MEHMET PAŞA (? - 1661) : 1656 - 1661 Yılları arasında Sadrazamlık yapmıştır. Görevde 5 yıl, 3 ay, 10 gün kalmıştır.
XVII. Yüzyılda yetişen namlı Türk veziri. Arnavut’tur. Amasya'nın Köprü kasabasında yerleştiğinden Köprülü adını almıştır. Genç yaşında İstanbul'a gelmiş, hemşerileri vasıtasiyla saraya girmiş, zekâsı ve çalışkanlığı sayesinde kısa zamanda yükselmiş, bir çok eyaletlerde vali olarak vazife görmüş, 1650 yılında kubbe veziri olmuştur. Kendisini kıskanan vaziri âzamlar, onu sık sık İstanbul'dan uzaklaştırıyorlar, hükümet başkanı olmasını istemiyorlardı.
Kendisini tanıyan saray adamları, memleketi düştüğü felâketten kurtaracak yegâne adam olarak onu tanıyorlardı. Bilhassa mimar Kasım Ağa,Avcı Mehmed’in annesi Turhan Sultan’a sık sık ondan
bahsediyor, veziri âzam yapılmasını rica ediyordu. Nihayet Turhan Sultan Köprülü Mehmed Paşa'yı gizlice saraya çağırdı. Onunla bir konuşma yaptı. Bu konuşmadan memnun olan Turhan Sultan, Mehmed Paşa'ya veziriâzamlık teklif etti. Mehmed Paşa, dört şartı olduğunu eğer bunlar kabul edilirse bu vazifeyi üzerine alabileceğini Valide Sultana bildirdi. Mehmet Paşa'nın şartları şunlardı :
1) Pâdişâhtan istiyecekleri derhal kabul edilecek;
2) İşlerinde egemen olacak,
3) Aleyhinde yapılacak dedikodulara
ve şikâyetlere aldırış edilmiyecek;
4) İstediği kimseleri, arzu ettiği yerlerde kullanacak, Valide Sultanın bu şartları kabul etmesi üzerine veziriâzam oldu (1656). Ölünceye kadar bu vazifede kaldı. Düzenlediği ordu ve donanma ile ilk olarak Çanakkale Boğazı'm kuşatan Venedikliler üzerine sefer açtı. Venedikliler'i yendi. Limni ve Bozca-
ada'yı geri aldı. Ayaklanan Erdel beyini yenerek cezasını verdi. Anadolu'da Abaza Haşan Paşa’nın etrafında toplanan korkunç eşkıyayı yok ederek Anadolu'yu rahata kavuşturdu. Böylece memleketin
itibarını dışa karşı arttırdı. Osmanlılar'a karşı birleşen Avrupalılar'a karşı sefere hazırlanırken Edirne’de öldü (1661). Ölmeden önce pâdişâha, oğlu Fazıl Ahmed Paşa'yı vezir yapmasını vasiyet etti. Avcı
Mehmed, onun vasiyetini dinledi. Oğlunu veziriâzam yaptı. Mehmed Paşa’nın ölüsü Edirne'den İstanbul’a getirildi. Divanyolundaki carniî yanında yaptırdığı türbesine gömüldü. Mehmed Paşa impara torlukta düzeni ve rahatı sağlamak için pek çok adam öldürmüştür. Buna karşılık orduyu ve mâliyeyi düzeltmiştir.
110 — KÖPRÜLÜ FAZIL AHMET PAŞA (1635 - 1676) ;1661 - 1676 yılları arasında Sadrazamlık yaptı. Görevde 15 yıl 6 ay kalmıştır.
XVII. Yüzyılda yetişen en büyük Osmanlı veziriâzamlarından biri. Meşhur veziriâzamlardan Köprülü Mehmed Paşanın oğludur. Babası hiç okumadığı halde oğlunu medreselerde okutmuş ve zamanının namlı bilginlerinden ders aldırmıştır. Fazıl Ahmed Paşa, medreseyi bitirdiği halde müderrislik ve kadılık yapmamış, babası gibi idareci olmaya karar vermiştir. Babasının veziriâzamlığı zamanında Erzurum ve Şam valiliklerinde bulundu. Babası ölürken pâdişâh Avcı Mehmed'e, oğlu Fazıl Ahmed Paşa’yı veziriâzam yapmasını vasiyet etti. Avcı Mehmed Köprülünün vasiyetini yerine getirdi.
1661 de Fazıl Ahmed Paşa'yı veziriâzam yaptı. Fazıl Ahmed Paşa, bilgili ve yumuşak yaradılışlı bir adamdı. Babası kadar sert değildi. Bununla beraber gerektiği zaman şiddet gösterirdi. İlk olarak Avusturya seferini yaptı (1662 - 1664). AvusturyalIlar, andlaşmaya aykırı olarak sınırlarımızı çiğnemişlerdi. Aynı zamanda, vermekte oldukları senelik vergiyi vermek istemediler. Bu sebepten Fazıl Ahmed Paşa, 120.000 kişilik bir ordu ile Avusturya üzerine sefer açtı. Yapılan savaşta Avusturya ordusunu yendi. Daha sonra Avustuyralılar'ın, alınamaz diye iddia etyikleri Uyvar Kalesini kuşattı. Çetin hücumlardan sonra Uyvar'ı aldı. Türklerin böyle sağlam bir kaleyi kısa zamanda almaları Avusturya ve Macarlar tarafından takdirle anıldı.
Türk kuvvetini göstermek için şu deyim Avrupa'da kısa zamanda yayıldı: «Uyvar önünde bir Türk gibi!»
Fazıl Ahmed Paşa, Avusturyalılar'la Vasvar andlaşmasını yaptıktan sonra senelerden beri alınamıyan Girit'e gitti. Kandiye kalesini de fethederek, Girit'i OsmanlI sınırları içine aldı (1669). Bundan sonra Lehistan'a sefer açmış, başarılı savaşlar kazanmıştır. Bu seferden sonra genç yaşında Edirne yolunda ölmüştür (1776). Cenazesi İstanbul'a getirilerek Çemberlitaştaki babasının türbesine gömülmüştür.