— DÖRDÜNCÜ MEHMED [AVCI SULTAN MEHMED] (1/2/- Ocak/1642 - 6/Ocak/1693): On dokuzuncu OsmanlI Pâdişâhıdır. Babası Sultan İbrahim, annesi Hatice Turhan Sultandır. 6 sene,7 ay, 8 günlükken (Yedi yaşı içinde) 8/Ağustos/1648 de Pâdişâh ol-muş, 39 yıl, 3 ay, bir günlükken 8/Kasım/1687 Cumartesi günü hükümdarlıktan indirilmiştir. Halledildiği sıradaki yaşı: 45 sene, 10ay, 6 gün (yâni 46 yaşı içinde) lüktü. 6/Ocak/1693 Salı günü vefat etmiştir. 8/Ağustos/1648 de yedi yaşı içinde tahta geçti. Dördüncü Mehmed saltanatının bu ilk seneleri, devlet büyük bir buhran içinde çalkalanmıştır. Pâdişâh çocuk olduğu için, memleket yönetimi, Sultan İbrahim’i hal'eden Kara Murad ağa ve diğer ağaların ve bir de sarayda, hükümdarın ninesi Kösem Sultan'ın elindedir. Bu dev-re Osmanlı tarihinde «AĞALAR SALTANATI» denilmek adet ölmüştür. Sultan İbrahim'i tahtdan indiren Ocak ağaları, biribirleriyle geçinemiyorlar, zaman zaman aralarında İstanbul sokaklarında şiddetli çarpışmalar yapıyorlardı. Girid Savaşları ise durup dinlen-
meden devam ediyordu. IV. Mehmed’in annesi Turhan Sultan, bu(1) Bk: Nâima, Cilt 3 sahife 426 - 428.
karışıklığa son vermek için Kösem Sultan'ı öldürtmek zorunda kaldı. Bundan sonra devletin idaresini KÖPRÜLÜLER' bıraktı. Köprülüler iç karışıklıklara son verdikleri gibi, ERDEL işini de hallettiler. Uzun süreden beri alınamayan Girid, KÖPRÜLÜ FAZIL AHMET PAŞA tarafından fethedildi (1669). Fakat, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa'nın ikinci defa Viyana'yı kuşatması, ordularımızın cephelerde bozulması, IV. Mehmed’in durumunu sarstı. Çünkü padişah devlet işlerini vezirlere bırakmış av peşinde koşuyordu. Halk kan ağlarken o Edirne'de veya Davutpaşa sahrasında av partileri tertip ederek gününü gün ediyordu. Milletin bu felâketi zamanında avı bırakmasını devlet adamları kendisinden rica ettilerse de padişaha söz geçiremediler. Bu yüzden adı «AVCI» oldu. Onun bu hallerine dayanamayan halk ve ordu ayaklandı. İstanbul'a gelerek onu tahtından indirdiler (1687). 6 yıl Edirne sarayında hapis yaşadıktan sonra
öldü. Cenazesi İstanbul’a getirilerek annesinin Yeni Cami’deki türbesine gömüldü (1693). Büyük Annesi Kösem Sultan ve annesi Turhan Sultan Üsküdar'da Valde Camiîni, İstanbul'da Yeni Camiî bu-
nun zamanında yaptırılmıştır. IV. Sultan Mehmed'in en hayırlı hareketi KÖPRÜLÜLERİ iş başına getirmesidir. Şiirlede iştigal etmiştir. Oldukça güzel mısralar yazmıştır. Molla Hüsrev'in bir gazelinden ilham alarak hasekesi Afife Sultan'a yazdığı Beyazlar glydiğince bir dür-i yektaya benzersin Siyahlar giydiğince sen hemen leylâya benzersin Yeşiller giydiğince tûti-i gûyâya benzersin Benîm hoşbu Afîfem sen gül-i rânâya benzersin.
—İKİNCİ SÜLEYMAN (15/Nisan/1642 - 22/Haziran/1691):
Yirminci Osmanlı Pâdişâhıdır. Babası Sultan İbrahim, Annesi Sâliha Dilâşup - Sultandır. 45 yıl, 6 ay, 24 günlükken (46 yaşı içinde) pâdişâh olmuş, 3 yıl, 7 ay, 4 gün kalmıştır. 49 yıl, 2 ay, 7 günlük-
ken (elli yaşı içinde) vefat etmiştir. Bir yeniçeri isyaniyle tahtdan indirilen kardeşi Avcı Mehmed’in yerine tahta geçmiştir. Ömrünün önemli kısmını saray hapsinde ve hareminde geçirmiş olduğundan kıt zekâlı ve zayıf şahsiyetli bir hükümdar olan II. Süleyman, dört sene kadar bir süre saltanat sürmüştür. Devrinde ceryan eden tarihî olaylar şunlardır: Osmanlıların elinden çıkmış olan Macaristan'da ki kaleler, Sadrazam Köprülü Fâzıl Mustafa Paşa'nın meydana getirmiş olduğu ordularla geri alınmış, Belgrad, Semendire ve Vidin zapdedilmiş, dahilde de âsayiş ve nizam iade edilmişti.
_ İKİNCİ AHMED (25/2/1643 - 6/2/1695): Yirmi birinci Osmanlı Padişahıdır. Babası: Sultan İbrahim, Annesi: Hatice Muazzez Sultandır. 48 sene, üç ay, 26 günlükken (49 yaşı içinde) 22/ -6/1651 tarihinde Pâdişâh oimuştur. Padişahlıkta; üç şene, yedi ay,14 gün bulundu. 51 sene, on bir ay, dokuz günlükken (yani 52 yaşında) vefat etmiştir. Kardeşi İkinci Süleyman’dan sonra Pâdişâh oldu. Şehzadeli -
ğinde, Kırk sekiz yaşına kadar saray hapsinde kaldığından, daima etrafın telkinlerine kapılan, zayıf şahsiyetli bir hükümdar olmuştur. Dört yıl süren saltanatı, çapraşık gaileler ve başarılmamış savaş -
larla geçmiştir. Bütün bunlarda İmparatorluğun süratli gerileme yıllarının başı olmuştur. Sonuçda Avusturyalılar bir hayli Osmanlı kalesini almış ve Venedikliler de Sakız'ı zapdetmişlerdir. İkinci Ahmed, Edirne'de ölmüş ve nâşı İstanbul'a getirilerek Kanunî Süleyman'ın türbesine gömülmüştür.
— İKİNCİ MUSTAFA (5/6/1664 - 1703-1704): Babası: Dördüncü Mehmed, Annesi: Emetullah Râbia Güinûş Sultandır. 30 yıl,8 ay, iki günlük iken (yâni 31 yaşında) pâdişâh olmuştur. 39 yıl, iki ay, 18 günlük (yâni 40 yaşında) hükümdarlıktan indirilmiş, Saltanat süresi: 8 yıl, altı ay 14 gündür. Mustafa II. Yirmi ikinci Osmanlı Pâdişâhıdır. 1695 yılında otuz bir yaşında iken tahta çıkmıştır. Saltanatının ilk günleri oldukça başarılı geçmiştir. Uzun süreden beri savaş halinde bulunan devlet bir hayli yıpranmıştı. Mustafa bizzat ordunun başına geçmiş, Avusturya ve Rusya'ya karşı bazı başarılar kazanmış ve Venediklilere karşı başarılı harpler yapmıştır. Fakat sonra nedense işin ucunu bırakıp zevk, sefa ve av eğlencelerine dalmıştır. Bu yüzden zaten parlak olmıyan işler büsbütün fenalaşmış, dahilde ve hariçte güçlükler artmış, Avusturya, karşısında uğranılan ZANTA MAĞLUBİ YETİ» neticesinde Osmanlılar için çok ağır şartları ihtiva eden«KARLOFÇA MUAHEDESİ» yapılmış ve bu suretle Transilvanya Macaristan, Dalmaçya tamamen elden çıkmış ve Moran'ın da büyük bir kısmı kaybedilmiştir. Dahilde, Şeyhülislâm Fevzullah Efendi işleri büsbütün karıştırmış ve nihayet patlak veren bir ihtilâl sonunda, Fevzullah Efendi öldürülmüş ve İkinci Mustafa da tahtdan indirilmiştir. Dört ay sonra da ölmüştür. Sultan İbrahim'den kendisine
kadar gelenler içinde en normalidir.
— ÜÇÜNCÜ AHMED (30/31/Aralık/1673 - 1/Temmuz/1736):
Yirmi üçüncü Osmanlı Pâdişâhıdır. Babası 4. Murad, Annesi Emetullah Gülnuş Sultan’dır. 29 yıl, 7 ay, 23 günlük iken (30 yaş< içinde) 22/8/1703 tarihinde pâdişâh olmuştur. 27 sene, bir ay, on bir gün görevde kaldıktan sonra, 56 yıl, 9 ay, iki gün (57 yaşı içinde) lük ken 1/2/Ekim/1730 Pazar/Pazartesi tahtdan feragat etmiştir. «Edirne Vak'ası» denilen isyanla tahtdan indirilen kardeşi İkinci Mustafa’nın yerine 1703 de Padişah olmuştur. Saltanatının ilk onbeş yılı bazen zafer ve bazen de mağlûbiyetle biten savaşlarla
geçmiş, geri kalan 12 senesi de, tarihîmizde «LÂLE DEVRİ» diye anılan, sulh, zevk ve eğlencelerle geçmiş, fakat kötü bitmiştir. Üçüncü Ahmed devrinde ceryan eden önemli olayları şöyle özetle-
yebiliriz. Demirbaş Şar! diye anılan İsveç Kralı, On İkinci Karl'tn Rusiardan kaçıp Osmanlılara sığınması üzerine, Ruslara karşı açılan savaşta, ikinci defa sadrâzam olan BALTACI MEHMET PAŞA, Prut’ta
Petro'nun ordusunu mağlûp etmiş ve Ruslarla 1711 de Prut muahedesi yapılmıştır. 1814 de Damat Ali Paşa Venediklileri mağlup edip, Mora ve civarını geri almış, Avusturya savaşında şehit ol-
muştur. Nişancı Mehmet Paşa'dan sonra Sadrâzam DAMAT İBRAHİM PAŞA, Avusturya ve Venedikle PASAROFÇA MUAHEDESİNİ yaparak, Üçüncü Ahmet saltanatının sulh ve sükûn devrini açmıştır. Bu, devrenin başlarında vukua gelen İran harpleri az çok iyi sonuçlara bağlanmış ve Rusya ile başgösteren bir savaş ihtimali bertaraf edilmiştir. Sosyal olaylara gelince; 1724 de İbrahim Mütferrika tarafından
İLK MATBAA KURULMUŞ ve Osmanlı İmparatorluğunda ilk defa olmak üzere batılılaşmak temayülleri başlamıştır. 1718 ve 1830 seneleri arasında Lâle Devri diye anılan devrede, memleket için yenilik ve ilerleme imkânları açılmış, fakat bununla beraber bilhassa İstanbul hayatında bir gevşeme ve bir sefahat devri de başlamıştır. Saraylarda, köşklerde saz ve içki ile geçen seneler, her ne kadar
sanat ve fikir hayatını inkişaf ettirmişse de, bir müddet sonra pat- lak verecek olan bir ihtilâlin de sosyal zeminini hazırlamıştır. Bu devirde, İstanbul’da lâle merakı o dereceye gelmiştir ki,nihayet lâle soğanına narh koymak mecburiyeti hâsıl çlmuştur. Bu devrin Lâle Devri diye anılmasına işte halktaki bu lâle merakı sebep olmuştur. İstanbul’da bu âhenk devam ederken, İran sınırında yeniden savaşlar başlamış ve nihayet 1730 da PATRONA HALİL İSYANI PATLAK VERMİŞ, ilk matba da dahil olmak üzere Lâle Dev-
ri, köşkleri, sarayları, kasırları ve pâdişâhı İdleriyle birlikte tarihe gömülmüştür. Her şey tahrip edilmiş, Sadrâzam İbrahim Paşa öldürülmüş ve bir ihtilâl olan, Edirne Vak'ası ile tahta çıkan Üçüncü
Ahmed, gene bir ihtilâlle, Patrona Halil İsyanı ile tahtdan indirilmiştir. Geriye kala kala Üçüncü Ahmed'in, Üsküdar’da annesi için yaptırdığı cami, Ayasofya karşısındaki meşhur çeşme ve bir de Nedîm kalmıştır. Üçüncü Ahmed’in şiirde mahlâsı Necîbî'dir. Sevgili veziri Nevşehirli İbrahim Paşa ile helva sohbetleri yaparlardı. Şair Padişah Vezirini mısralarla davet eder, o da ona şiirle cevap verirdi. Meselâ Üçüncü Ahmed veziri için :
Çırağımsın benim sen hem vezîr-i nüktedânımsın
Nazîrin yok sadakâtle meşhûru cihânımsın
Tahtdan indirildikten sonra halefi Birinci Mahmud'a şu manzum vasiyetnamesini yazmıştır:
Hayr endîş ol vücûd-i kerim
Kimseye etme kendini teslim...
Sana şehzadeler emânettir
Lâyık-ı şân olan sıyânettir.
— BİRİNCİ MAHMUD (2/8/1696 Perşembe - 13/12/1754 Cuma) : Babası: İkinci Mustafa, Annesi: Saliha Sultandır. 34 yıl, ilk ay, bir günlükken (yani 35 yaşı içinde) 1/2/Ekim/1730 Pazar - Pazartesi Padişah olmuştur. 24 yıl, iki ay, 12 gün kalmıştır. 58 sene, 4 ay, 12 günlükken (59 yaş içinde) vefat etmiştir.
1730 da Patrona ayaklanması sonunda tahtdan indirilen amcası Üçüncü Ahmed yerine padişah oldu. İlk iş olarak, Patrona ve arkadaşlarını yok etmek oldu. Daha sonra, Rusya, Avusturya, İran savaşlarıyla uğraştı. Nadir Şah'la girişilen savaşları bazan kazandı, bazan da kaybetti. İki telgrafın isteği üzerine, toprak kaybı olmaksızın barış yapıldı. 1736 da çıkan Rus savaşında Osmanlı Ordusu Kırım'da yenildi. Fakat Tuna boyunda yaptığı savaşlarda başarılar kazandı. Ruslarla birlik olan Avusturyalılar da epeyi hırpalandılar. Nihayet Fransa'nın ara buluculuğu ile 1739 da BELGRAT ANLAŞMASI imzalandı. Birinci Mahmud, yeniliğe taraftar olmakla beraber, bir şeyler yapamamıştır. Mühendishaneyi açtırmak istemişse de, yeniçerilerden korktuğundan vazgeçmiştir. Eğlenceye, zevke düşkündü. Osmanlı padişahları arasında çocuğu olmayan padişahtır. Birinci Mahmud, Cuma namazını kıldığı camiden saraya giderken at üze-
rinde ölmüştür. Babasının türbesine gömülmüştür. Kambur Mahmud'da derler. Düşünüş ve hareket bakımından normaldi. İcabında irade ve sebat gösterebilmiştir. Musikiyi ve satranç oyununu çok
severdi.
— ÜÇÜNCÜ OSMAN (2/Ocak/1699 Cuma - 29/Ekim/1757 Cumartesi): Yirmi beşinci Osmanlı Padişahıdır. Babası: İkinci Mustafa, Annesi: Şehsuvar Sultandır. 55 yıl, onbir ay, oniki günlükken (56 yaşı içinde) 13/Aralık/1754 cuma günü padişah olmuştur, iki yıl, on ay, onsekiz gündür. 58 yıl, 9 ay, 28 günlükken (59 yaşında) vefat etmiştir. Birinci Mahmud’un vefatı üzerine, büyük şehzâde olması hasebiyle tahta çıkarılmıştır. O sırada Sadrâzam Bâhir Mustafa Paşa idi. Sadrâzamı makamında ipka etti. 2/Ocak/1755 de
Kılıç kuşandı. Şişman, sakat, sinirli, kararsız, zayıf karakterlidir. Kimseye inanmazdı. Musiki ve kadınlardan hoşlanmazdı. Haremde, cariyelerden hiç kimsenin karşısına çıkmasını istemediğinden ökçeleri gümüş çivili ayakkabı ile dolaştırırdı. Onun ayakkabısının sesini duyan cariyeler ve kadınlar, gözüne ilişmemek için birer tarafa savuşurlardı. Sokağa çıktığı günler için kadınların dışarıya çıkmalarını ve süslü elbiseler giymesini de yasak etmişti. Zamanında pek önemli bir iş olmamıştır. Yalnız İstanbul'da büyük bir yangın çıkmış, kentin bir kısmı yanmıştır. Aynı zamanda veba hastalığından, İstanbul’da pek çok kimse ölmüştür. Osman III. devrinden kalma Nuruosmaniye Camiî, Kütüphanesi ve Medresesi vardır. Üç yıl pâdişahlık yaptıktan sonra 1757 senesinde öldü. Babasının türbesinde gömülüdür. Üçüncü Osman, Osmanlı tarihinde hareketlerinin antikalığı ile birkaç gülünç akisten başka hiçbir iz bırakmamıştır.
— ÜÇÜNCÜ MUSTAFA (28/OCAK/1717 Perşembe - 21/OCAK/1774 Cuma): Yirmi altıncı Osmanlı Pâdişâhıdır. Babası : Üçüncü Ahmed, Annesi: Mihrimah Sultandır. 40 yıl, 9 ay, 4 günlük iken
(41 yaşı içinde) 30/Ekim/1757 Pazar günü pâdişâh olmuştur. 16 yıl, 2 ay, 20 gün hükümdarlıkta bulunmuş, 56 yıl, onbir ay, 24 günlükken (57 yaşı içinde) vefat etmiştir. Saltanatının ilk on bir yılı savaşsız geçti. Pâdişâh savaşa taraftar olmakla beraber, Veziriâzam Koca Ragıp Paşa, ona devletin durumunu anlatarak bu fikrinden vazgeçirmiştir. Fakat Koca Ragıp Paşa'nın ölümü, Ruslar’ın Polonya işlerine karışması yüzünden Üçüncü Mustafa, 1768 yılında Rusya'ya savaş açtı. Ordumuz Kartal'da Ruslara yenildi. Bir Rus savaş filosu Çeşme'de donanmamızı yaktı (1770). Karalarda ve denizlerde yenilmemiz. III. Mustafa'yı
çok üzdü. Bu yüzden nüzül indi ve öldü. Cenazesi, Lâleli Camiî yanına yaptırdığı türbesine gömüldü (1774). XVIII. yüzyıl pâdişâhları arasında batılı fikirli olmakla ün kazanmıştır. Uyanık fikirli, çalışkan, okumaktan zevk alan bir pâdişâhtır. Bilginleri ve namuslu kimseleri korurdu. Batılı düzende bir ordu ve donanma kurulmasını candan isterdi. Bu yüzden Baron dö Tot'a topçu ocağını islâh ettirdi. Çeşme'de yanan gemiler yerine yeni gemiler yaptırmak ve batılı usûllere göre kaptan ve haritalar çizecek elamanlar yetiştirmek amacıyla MÜHENDİSHANE-İ BAHRİ-İ HÜMAYUN'U kurdurdu. Bununla beraber ilm-î Nücuma inanır, her şeyin bununla düzeleceğini sanırdı. Bu yüzden devrinin namlı hükümdarı Prusya Kralı Büyük
Friedrich'e elçiler göndermiş, ondan üç tane müneccim istemiştir. O da elçiye müneccim yerine üç sır tevdi etti:
— Tarih ve eski tecrübelerden faydalanmak ,
— İyi bir orduya sahip olmak ve sulh zamanında da harp zamanı gibi talim yaptırmak,
— Hâzineyi dolu saklamak.
Bunların padişaha bildirmesini ve kendisinin bu üç sırdan başka müneccimi olmadığının arzını rica etti. Devlet işlerini bizzat idare etmek yolundaki samimî arzusuna rağmen hakikî mânasıyla anlayışlı ve kudretli bir pâdişâh olmadığında şüphe yoktur.
— BİRİNCİ ABDÜLHAMİD (20/MART/1725 - 6/7/NİSAN/1789 PAZARTESİ/SALI): Babası: Üçüncü Ahmed, Annesi: Rabia •Sultan'dır. Yirmi yedinci Osmanlı Padişahıdır. 48 yıl, 10 ay, 3 günlük iken (49 yaşı içinde) 21/Ocak/1774 tarihinde pâdişâh olmuş, 15 sene, 2 ay 17 gün hükümdarlıkta kalmıştır. 64 yıl, 18 günlükken (65 yaşında) vefat etmiştir. Birinci Abdülhamid, babası Üçüncü Ahmed'in vefat ettiği tarihten itibaren sarayda mahpus kalmış, dış âlemle hiç temas etmemiş, devletin hali hazır durumu hakkında pek az bilgi sahibi olabilmiş, bütün bilgisi, mahpus bulunduğu odada eski tarih kitaplarını okumaktan ibaret bulunmuştu. Üçüncü Mustafa'nın yerine 1774 de pâdişâh oldu. Bu sırada Osmanlılar Rusya ile savaş yapıyordu. Ordumuzun yenilgisi üzerine 1774 yılında KÜÇÜK KAYNARCA barışı yapıldı. Barışın şartları çok ağırdı Bu yeni pâdişâhı çok üzdü. Bu yüzden sadrazam Hamid Paşa ile Cezayirli Haşan Paşaya, orduyu donanmayı yenileştirmeleri hususunda yetki verdi. Bunlar Avrupa’dan subay ve mühendis getirdiler. Osmanlı Donanması Çeşme'de yakıldığı için işe donanmadan başladılar. Batılı düzende Haliç'te
Mühendishane-i Bahri-i Hümayun açıldı. Bu arada yetişen denizciler harita ve gemi yapacaklardı. Topçuluk ve istihkâmcılıkta da bazı yenilikler yapıldı. Fakat bu yeniliklere devam edemedi. Bununda sebebi bu yeniliklerde pâdişâhın sağ eli olan Halil Hamid Paşanın öldürülmesi ve Rusya’nın Kırım'ı zapt etmesidir. Birinci Abdülhamid, 49 yaşında pâdişâh olmuştur. Bilgisi görgüsü azdı. Yakınlarının çok etkisi altında kalıyordu. Halil Hamid Paşayı sevmeyenler, III. Selim'i pâdişâh yapacak diye veziriâzam hakkında mütemadiyen pâdişâhı dolduruyorlardı. Pâdişâh, saf olduğundan bu söylenenlerin etkisi altında kaldı ve Halil Hamid Paşayı öldürttü. Halil Hamid Paşanın öldürülmesi, Osmanlı Hükümetinde bir sarsıntı doğurdu.
Ruslar bu arada Kırım’ı aldılar. Müslüman bir memleketin Rus topraklarına katılması, Osmanlılar arasında büyük bir üzüntü yarattı. Arkasından İkinci Katerina ile Avusturya İmparatoru II. Leopoldu’un Osmanlı topraklarını paylaşmak için bir anlaşma yapmaları.Osmanlıların savaş açmasına sebep oldu (1787). Osmanlı Ordusu, Avusturya ve Ruslara karşı savaşa girişti. Bu savaşlarda yenilmemiz, ihtiyar padişahı çok üzdü. ÖZİ KALESİNİN düştüğüne dair, Osmanlı Ordusu Komutanından gelen haberi okuyan padişah’a birdenbire fenalık geldi .felç oldu ve o gece öldü (1789). Osmanoğulları arasında şefkatli ve iyi kalpli, fakat zayıf bir şahsiyet olarak kalmaktadır.