güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

SON ELLİ YIL İÇERİSİNDE ÜLKEMİZ AÇISINDAN 1 MAYISIN DEĞERLENDİRİLMESİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Ancak işçi sınıfı ellerinden alınan bu bayramı kutlama konusunda kararlılıklarını sürdürmüşler. Gayri resmi kutlamalarla kutlama konusundaki mücadelelerini sürdürmüşlerdir. Darbeciler ve darbe sonraki iktidarlar 1 Mayıs kutlamaları konusunda gelenekleşmiş işçi sınıfı için işçi kanı döküldüğünden adeta kutsallaşmış bir mekan durumuna gelen Taksim meydanındaki işçi kutlamalarını engellemek için ölümüne ısrara yönelmişlerdir. İşçiler 1 Mayıs bayramını Taksim meydanında kutlamakta ne kadar ısrar gösterirse göstersin İktidarlar da ellerindeki polis kuvvetlerini adeta Taksim meydanını dolduracak şekilde yığarak bu meydanı işçilerin 1 Mayıs işçi bayramı kutlamasına kapatmak için bütün güçlerini kullanmışlardır. İşçiler bu yasaklamaları delmeye uğraştıkça iktidarlar hırçınlaşmış bayram kutlamak isteyen işçilere polis gücüyle zulme varan engellemeler gerçekleştirmeye yönelmişlerdir.

Buna rağmen işçilerin bu mücadelesi karşısında aciz kalan iktidar sonunda ayrılıkçı Kürtlerin gayretiyle nasıl Nevruz bayramını resmi bayram yaptıysa işçilerin 1 Mayıs tarihini de isim değiştirerek bile olsa Emek ve Dayanışma Günü altında işçilere kutlanacak bir gün olarak tanıyıp bugüne resmi tatil olma sıfatını vermek zorunda kalmıştır. Ama özellikle son dönem iktidarlarının insanların, özellikle hak arayan insanların haliyle işçilerin meydanlarda toplanmasından korkusu ve çekincesi vardır. Nitekim son yıllarda yaşanan Cumhuriyet mitinglerinden tedirgin olan iktidarlar bir daha büyük halk kitleleri bir araya gelmesin diye meydanları hak arayan kitlelere kapatmak yoluna gitmeye yönelmişler bunu yaparken dikkat çekmemek için de meydanları kapatmak yerine çeşitli vesilelerle meydanları küçültmek yoluna giderken yeni meydanları şehir dışlarına açarak meydanlarda toplanacak hak arayan kitlelerin büyük nüfusları etkilemesini önlemeye yönelmişlerdir.

Özellikle gezi meydanı olayları iktidarı büyük ölçüde tedirgin etmiş olmalıdır ki kitlelerin meydanlarda toplanmaması için elinden geleni yapmaya yönelmiş görüntüler vermektedir düşüncesini taşımaktayım. Haliyle de büyük oranda işçi sınıfının kendisi için kutsallaşmış Taksim meydanında toplanıp 1 Mayıs bayramını kutlamasına izin vermesini bu nedenle görebileceğimizi düşünmemekteyim.

Bence bu sene de zaten çeşitli sebeplerle daraltılmaya uğramış taksim meydanı bu yılda işçi bayramına kapalı kalacak belki işçi sınıfının çok az sayıdaki temsilcisine açılarak işçi sınıfının bir oranda gazı alınmaya çalışılacaktır kanaatini taşımaktayım. Bütün bunlara rağmen köken itibariyle Türk toplumuna ait olmayan bir bayram olsa da Türk toplumu Mustafa Kemal’in kurduğu devlet sistemi temelleri uyarınca sınıfsız bir toplum olup sınıf egemenliğine dayanan bir rejim, arzulayan bir kitle olmasa da bu gün ülkemizde emeğiyle yaşayan emeği karşılığında alın terinin karşılığında aldığı ücretle kendisinin ve ailesinin yaşamını sürdüren bir kitle mevcuttur.

Tabi bunların karşısında onları istismar edip hatta kaba tabirle sömürüp onların sırtından geçinen onların sırtından haksız elde ettiği kazançla çocuk çocuğunu besleyen insanların oluşturduğu bir kitle de vardır. Emekçi kitlenin kendilerini sömüren karşısındaki kitleyle savaşı sürdüğü müddetçe işçilerin hak araması olayı da süreceğinden işçilerin hak aramasının sembolü olmuş olan 1 Mayıs bayramı da daima devam edecektir.

Amerika Birleşik Devletleri, Avrupa Birliği üyesi devletler hatta İsrail kapitalist sistemin temsilcisi devletler olarak bizdeki 1 Mayıs antipatisini yaratmış ve kuvvetlendirmiş mihraklar olarak bugün bizdeki iş birlikçileri ve ortakçılarıyla el birliğiyle hala 1 Mayıs aleyhtarlığı sürdürmeye gayret etseler de bütün meydanları 1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamak isteyen kitlelere, emekçilere kapamış olsalar da Türk emekçileri 1 Mayıs bayramını sokak aralarında bile olsa, evlerinde bile olsa bence kutlamayı muhakkak gerçekleştireceklerdir. Emek ve Dayanışma Günü adıyla işçiye verilen kutlamam gününde geniş çapta işçi birbiriyle bir araya gelip dayanışmaya geçmesin diye belki de başta taksim meydanı olmak üzere meydanların bu bayramın kutlanmasına kapatılması düşünülmüş olabilir. Ama emekçiler ve insanımız dayanışmaya geçecekse bunun için meydan şart değildir.

Bu nedenle umarım işçilerimiz, emekçilerimiz kendi aralarındaki dayanışmayı ve işbirliğini gerçekleştirebilecekleri dayanışma zamanları ve imkanları bulabilirler. Umarım aralarındaki dayanışma kendileri ve ülkemiz için yıkıcı ve parçalayıcı değil, birleştirici ve yapıcı olur.

Bu değerlendirmelerden sonra şunu vurgulamak isterim ki Türk emekçileri açısından dünya emekçileriyle birlikte önemli olan 1 Mayıs dünyamızın ve ülkemizin yaşamakta olduğu korona virüsü hastalığı karşısında üzerinde durulmadan durulamadan yaşanacak bir tarih ve bir gün olarak yaşanacaktır. Bu yaşanış bir hafta öncesinde milletçe yaşadığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı gibi milletçe evlerimizden kutlayacağımız bir günde olamayacaktır. Çünkü 1 Mayıs emekçiler dışında bütün milletin içtenlikle katılacağı bir ulusal bayram günü olarak da milletimiz tarafından kabul edilmemiştir. Bu nedenledir ki son elli yıl içerisinde 1 Mayısın değerlendirilmesi konusunda yaptığımız değerlendirmeler gibi değerlendirmelerde uğramayan bir 1 Mayıs günü yaşayacağız gibi bir görünüm söz konusu olacaktır her şeye rağmen korona virüsü salgınına rağmen emekçilerimizin kalplerinde yer alan, yer aldığını düşündüğüm 1 mayıs tarihi ona değer verenlerin kalplerinde kutlama ve değerlendirme bulacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.