güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

PEYGAMBERLER TARİHİ

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

  İBRAHİMİ DİNLERİN KÖKENİ

Bu kısa tarihçe aslında çok önemli değil. Çünkü, resmi tarih her zaman sonraki iktidarlarca yazılır. Bu yüzden, hele tarihin değiştirildiği bu kadar ortadayken, resmi tarihi boş verelim ve alternatif tarih kaynaklarından yola çıkarak, hakikati arayalım.

         Birazdan bahsedeceklerimin tümü, yazılı kaynaklarda yer alıyor. Benim katkım sadece bunları toparlamak ve aradaki bazı kopuklukları fikir yürüterek tamamlamak oldu.

         Şimdi, kutsal kitaplardaki ve resmi kayıtlardaki tarihi değil, farklı bir bakış açısını değerlendireceğiz.

Milattan önce 1600’lere gidiyoruz. Hz. İbrahim’in ülkesi Harran’a. Harran’da o zamanlar Mittani Krallığı hüküm sürüyor. Tıpkı Hititler gibi, onların nereden geldikleri belirsiz, ama İndüs ve aryan kökenleri biliniyor. Büyük olasılıkla Hindistan’daki eski İndüs uygarlığının mirasçıları.

Mittani Krallığı’nda yaşayan Abram, kutsal kitaplarda olduğu gibi birden tek Tanrıya inanmaya başlamıyor, okuyor, araştırıyor, düşünüyor. Tıpkı bizlerin yapmaya çalıştığı gibi hakikati arıyor. Sonra tek Tanrı inancı güçlenince, etrafındakilerle arasında bir fikir ayrılığı oluşuyor. Bazılarına göre zulüm görüyor, bazılarına göre ise, zulüm görmemek için Harran’a geliyor. Harran bazı kaynaklara göre dünyada ilk kurulan yerleşim, Hz. Adem’in şehri. Dünyanın ilk üniversitesi ve ilk rasathane orada kuruluyor. Abram oradan da önce Filistin’e sonra Mısır’a geçiyor.

Bu yolculuklar sırasında adını Abraham olarak değiştiriyor. İsimdeki “Brahma” benzerliği oldukça dikkat çekici, çünkü Brahma Hint inanışında gücü herşeye yeten, herşeyi yaratmış olan ve her zaman var olan Tanrının adı. Mittani uygarlığının İndüs kökenli olduğu düşünülürse, Hint Tanrılarının en güçlüsü Brahma’ya inanmaya başlamış ve adının da bu yüzden Abraham yapmış olması kuvvetle muhtemel. Yani tek Tanrı inancının olası kökeninde Hint inanışları olabilir. Burada daha az yaygın bir başka bilgi daha var, bu teze göre aslında Abraham Mittani kralı Artatama’nın ta kendisi…

Abraham (Hz.İbrahim) sadece İslam dinine göre Mekke’de Kabe’yi inşa ediyor, diğer tek Tanrılı dinlerde bu yok. Aslında ilk tek Tanrı mabedi Kâbe. İnanca göre oğlu Samuel-İsmail ile birlikte Kâbe’nin sütunlarını dikerken Allah’a dua etmişler ve Kâbe’yi tek Tanrının evi olarak kutsamışlar. Ama burada ilginç bir detay daha vardır, bizdeki adıyla İsmail Kâbe’yi korumak için Mekke’de kalır. Ve Hz. Muhammed’in ailesi Kureyşliler, ve Mekke’deki diğer 3 büyük aile, soylarını Hz. İsmail ve Hz. İbrahim’e dayandırırlar. Yani aslında bu iddiaya göre, Hz. Muhammed, Abraham’ın soyundandır. Ve Hz. Muhammed, birer Yahudi olan Hz. Musa ve Hz. İsa ile akrabadır. Bu birazdan göreceğimiz şekilde “sünnetli” olmasını da açıklayan bir donedir. Diğer taraftan bazı yorumcular, Hz. Muhammed’in dinini yayarken, diğer tek Tanrılı dinlerin, ve başta o zaman hâkim durumda olan Musevilerin tepkisini çekmemek için, kendi atalarını da Hz. İbrahim’e dayandırmak istediğini iddia ederler.

Neyse biz konumuza dönelim. Abraham Mısır’a gelir. Mısır’da Maat yasası uyarınca kölelik asla olmamıştır. Bu bilgi çok önemli. Devlete vergi borcu olanların bazıları şimdiki kamu hizmeti cezaları gibi, devlete borçlarını emekleriyle ödemektedirler, ama hiçbir zaman tarihte anladığımız şekliyle bir efendi-köle ilişkisi olmamıştır ve hiçbir zaman Yahudiler Mısır’da köle olmamışlardır. Abraham Mısır’da yerleşir. Abraham ve yanındakiler Mısır’da güçlenirler. Hatta Hiksos dönemi denen, “çöl prensleri”nin gelip Mısır yönetimini ele geçirmeye çalıştıkları dönem olması sebebiyle, belki de doğrudan iktidara gelirler. Ama Hiksos’ların Abraham ve soyundan geldiklerine dair bilgileri şimdilik bir kenara bırakalım.

YUYA-HZ. YUSUF

Mısır’da güçlenen yeni göçmenlerden bir tanesi Firavun’un sarayında baş vezirliğe kadar yükselir. Bu Yuya’dır. Yani bizim bildiğimiz adıyla Hz. Yusuf.  Mumya resimlerinde de görüleceği gibi, Yuya tam bir Asyalıdır. Modern Mısır tarihçileri kabul etmek istemese de hiçbir şekilde dönemin Mısırlılarına benzememektedir. Bu farklı fiziği aslında “güzel” olması efsanesiyle de örtüşmektedir.

Yuya-Hz.Yusuf daha önce sıradan hiçbir insana verilmeyen ünvanlar ve yetkilerle Mısır’ı mükemmel bir şekilde yönetirken, bazı kaynaklara göre kızı, bazılarına göre kız kardeşi olan Tiye’yi Akhenaton’un babası 3. Amenofis’le evlendirir. Yani kraliyet ailesine kendi kanının da katılmasını sağlar. Yani artık firavun ailesi de, sonra doğacak olan Akhenaton da Abraham’ın torunlarıdır.  Bu bölüm de önemli, çünkü daha sonra bu kanı taşıyanların Mısır’da iktidardan uzaklaştırılmasına, hatta tarihten silinmelerine de tanık olacağız. Ama aynı şekilde, tek Tanrı’lı dinlerin bütün peygamberleri gibi, Akhenaton’un da Abraham’ın genlerini taşıması da çok ilginç.

Yuya Abraham’ın Harran’dan getirdiği tek Tanrı fikrine bağlı kalmayı sürdürmektedir. Eski Mısır’da o zamanki adıyla On adını taşıyan Heliopolis’te zaten gizliden gizliye öğretilen bir tek Tanrı bilgisi vardır. Bu inanca göre Ra en büyük Tanrıdır, ve aslında diğer Tanrıların da Tanrısıdır. Zaman içinde Ra-Horus, yani Re-Herakhti adını almıştır, ama gizli bir kardeşlik örgütü, Heliopolis’te, hangi tarihten ve hangi uygarlıktan geldiği belli olmayan bir tek Tanrı bilgisini korumaya devam etmişlerdir. Osiris rahipleri de aynı bilginin koruyucularıdır. Yuya’nın atalarının tek Tanrı bilgisi ve Mısır’da kapalı bir çevrede korunan bu tek Tanrı bilgisi dünyaya yayılmak için zaman kollamaktadır.

Yuya torunu ya da yeğeni olan ve tahta 4. Amenofis adıyla çıkması beklenen delikanlıda, aradığı öğrenciyi bulmuştur.  Genç kral adayına, tek Tanrı bilgisini ve sevgisini aşılar. Ve onu tek Tanrı inancına gönülden bağlar.

4. Amenofis tahta çıktığında, henüz gençtir. Tıpkı Yuya gibi, tek Tanrıya inanan bir aileden gelen ve güçlü bir kadın olan annesi Tiya’da onu etkilemiştir. Yuya’nın iktidarı sırasında atalarının yurdu olan Mittani Krallığı’yla ilişkiler güçlendirilmiş ve Mittani Kralı’nın kızı Kiya babası 3. Amenofis’le evlendirilmeye gönderilmiştir. Fakat o yoldayken 3. Amenofis ölünce yeni firavun gelen prensesle evlenmek zorunda kalır. Kiya’da Mittani-Harran-Sümer inançlarının takipçisidir ve tek Tanrı fikrini onaylamaktadır.

Sonra birden ortaya Nefertiti çıkar.

Nefertiti’den nereden geldiğini kimse bilmemektedir. Adı “güzellik geldi” anlamındadır. Bazıları bunun “güneyden ya da uzaktan gelen güzel” olduğunu iddia etseler de, her halükarda bu isim Nefertiti’nin gerçek adı değildir, bu isim sonradan konmuştur. Nereden geldiği meselesi bugün hala bilinmemektedir. Büyük olasılıkla Yemen’den yani Saba ülkesinden gelen bir Saabidir, Mittani krallığından gelen bir prenses, hatta Isis’in yeniden bedenlenmesi olduğunu iddia edenler olmuştur. Nefertiti gelir gelmez Akhenaton’un bir numaralı eşi durumuna gelir. Her yerde Akhenaton’un yanında yer alır. Ve Akhenaton’un inancını paylaşır. Akhenaton’a 6 kız evlat verir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.