güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

OSMAN GAZİ’DEN MEHMET VAHDETTİN’E KADAR GEÇEN DÖNEME AİT OSMANLI BAŞBAKANLARI, OSMANLI SADRAZAMLARI VE ÖZ GEÇMİŞLERİ -3

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:48
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:48

Çorlulu Ali Paşa

Çorlulu Ali Paşa (d. 1670, Çorlu – ö. Aralık 1711, Midilli), III. Ahmet saltanatında 3 Mayıs 1706 ile 15 Haziran 1710 tarihleri arasında dört yıl on sekiz gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Hayatı

Çorlu‘da yerleşmiş bir çiftçi ailenin oğluydu. Sultan II. Ahmed devri Kapıcıbaşı Türkmen Kara Bayram Ağa’nın evlatlığı olarak, önceGalata Sarayı‘na, daha sonra Enderun-ı Hümayun’daki Seferli Koğuşu’na, buradan da Hane-i Hassa’ya yerleştirildi. Şubat 1699‘da rikabdarlık hizmetinde bulunuyordu. Sadrazam Amcazade Hüseyin Paşa‘da kendisinden bizzat silahdarlık rica etti. 15 Ekim 1700 tarihinde bu memuriyete tayin edildi.

Silahdarlığı, Saray-ı Humayun’da daha üst derecede bir memuriyet haline getirdi. Padişah ile sadrazam arasındaki haberleşmenin silahdarlık makamı vasıtasıyla yerine getirilmesini ve Darüssade’den başka Babüssade ile Enderun-ı Hümayun’a ait bütün işlerin de silahdar ağa nezaretinde yapılmasını sağladı. Çorlulu Ali Paşa’nın bu başarıları çok geçmeden birbirleriyle yarış halinde bulanan sadrazamın ve şeyhülislamın dikkatini çekti.

İstanbul‘daki cebeci ayaklanması sırasında Çorlulu Ali Paşa, vezirlik rütbesiyle saraydan uzaklaştırıldı. Sultan III. Ahmed’in tahta geçmesinden sonra üçüncü vezir olarak Edirne‘de kaldı. Halep Valiliği’ne tayin edilmek üzere İstanbul’a çağrılan Çorlulu Ali Paşa, İstanbul’a geldiğinde Halep Valiliği’nden vazgeçilerek, Kubbealtı’nda beşinci vezirlikle görevlendirildi. Enişte Hasan Paşa’nın yerine 1703 Kasım ayı sonlarında rikab-ı hümayun kaymakamı oldu. Bir süre sonra Trablusşam valiliği ile İstanbul’dan uzaklaştırıldı. Tekrar İstanbul’a dönen Çorlulu Ali Paşa, 3 Mayıs 1706 günü üçüncü vezirlikten Baltacı Mehmed Paşa‘nın yerine sadarete getirildi. 1708 yılında yedi yıldır nişanlı bulunduğu Sultan II. Mustafa‘nın kızı Emine Sultan’la evlendi.

Çorlulu Ali Paşa sadrazam olduktan sonra, devletin mali işleriyle ilgilendi ve saray masraflarını kontrol altına almak istedi. Tersane ve donanmaya önem verdi. Toplar döktürdü, askeri ocaklarda düzenlemelerde bulundu.

İsveç – Rus savaşı sırasında İsveç‘i Ruslara karşı destekledi. Amacı ileride meydana gelebilecek Rus – Osmanlı savaşında yorgun düşmüş bir Rus ordusuyla karşılaşmak ve galip çıkmaktı. Sultan III. Ahmed, bu siyaseti tasvip etmemekteydi. Bir süre sonra Rusya’nın İsveç’le yaptığı savaştan galip ayrılması üzerine Çorlulu Ali Paşa’nın planları yaptığı hesaplara uymadı. III. Ahmed nezdinde ise aleyhinde yapılan propagandalar sonucu gözden düştü.

15 Haziran 1710’de III. Ahmed, Ali Paşa’yı sadaretten azletti. Bir gün sonra da sürgün olarak Kefe‘ye gönderildi. Çorlulu Ali Paşa burada, sadrazamken Sinop‘a sürdüğü ve daha sonra Şeyhülislam olan Paşmakçızade Seyyid Ali Efendi‘nin fetvası ve III. Ahmed’in Aralık 1711 tarihli fermanı ile Midilli’de idam edildi.

İstanbul’da adını taşıyan iki cami, Tersane’de bir hamam, üç çeşme, Çorlu’da bir mektep ve çeşme yaptırdı. İstanbul’daki camilerin biri Tersane’de, diğeri Çarşıkapı’dadır. Çarşıkapı’daki cami, darülhadis, kütüphane ve imaretten ibaret bir külliyedir.

Köprülüzade Damat Numan Paşa

Köprülü Numan Paşa veya Köprülüzade Damat Numan Paşa (d. 1670 İstanbul – ö. 1719, Kandiye) III. Ahmet saltanatında, 16 Haziran 1710 – 18 Ağustos 1710 tarihleri arasında iki ay sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır.

Hayatı

Köprülüzade Numan Paşa 1670’de İstanbul’da Köprülü Fazıl Mustafa Paşa‘nın büyük oğlu olarak doğmuştur.[1]Çağının prestijli medreselerinden ve en önde giden bilim adamlarından çok iyi bir medress eğitimi aldı. Babasının 1691’de vefatından somra Köprülü vakıflarının mütevelli idareceisi oldu. 1696’da Avusturya seferine katıldı. 1697’de altıncı vezirlik verilip kubbe veziri oldu.

Sırayla 1700’de Erzurum valisi, 1703’de Anadolu Beylerbeyi, Aralık 1703’de Eğriboz muhafızlığı, Şubat 1705’de Kandiye valisi, 1706’de Boğaz Muhafızı, 1707’de tekrar Kandiye valisi ve Temmuz 1709’da Belgrad valisi oldu. 1710’da Sultan II. Mustafa‘nın kızı Ayşe Sultan’la nikahlanıp saraya damat oldu.

Sultan III. Ahmed Rusya ile yapılacak anlaşmada başarı sağlıyacağını düşünerek onu Çorlulu Damat Ali Paşa yerine 16 Haziran 1710’da sadrazam yaptı. Fakat Rusya ile yapılan anlaşma Sultan’ın beklediğinin hilafına olmuştu. Muhalifleri de devlet ricali içinde yıpratıcı bir kampanya gütmekteydiler. Bunun üzerine üç ay sedarette kaldıktan sonra 18 Ağustos 1710’da azledildi.

Önce tekrar Eğriboz muhafızlığı görevi verildi. Aynı yıl Hanya valisi yapıldı. 1711’de ikinci kez Kandiye muhafızlığı görevine getirildi. 1713’de Yanya valiliği kendisine arpalık olarak verildi. 1714 ‘de Bosna Valisi iken Karadağ isyanını gayet şiddetle bastırdı. Bunun olası bir Osmanlı-Venedik savaşını önlediği kabul edilmektedir.

1716’da Kıbrıs valiğine tayini çıktı. Fakat 1715-1718 Osmanlı-Avusturya-Venedik Savaşı‘nın 1616 evresinde Osmanlı ordusu Avusturyalılara karşı yenilmiş ve Avusturyalılar Bosna’ya göz dikmiş olarak ilerlemeye başlamıştı. Kıbrıs Valiliği hala kendi uhdesinde olarak Bosna’ya cepheye gönderildi. Avusturya ordularının diğer cephelerde başarılarına karşıt olarak onların Bosna içlerine girme hedeflerine erişmelerini başarılı direnişlerle (örneğin Ekim 1717’de Îzvornik kalesi savunması) imkansız kıldı. Bu savaşının bitişini sağlayan Pasarofça Antlaşması‘nın imzalanmasına kadar Bosna’da kaldı.

Paşarofça Anlaşması’nin imzalanmasından sonra kendi isteğiyle Ağustos 1718’de dördüncü defa Kandiye valisi tayin edildi. Kısa bir müdddet sonra burada 28 Ocak 1719 hummadan daha 49 yaşında iken vefat etti. Cenazesi İstanbul’a getirilip Köprülü türbesine gömüldü.

Değerlendirme

Sicill-i Osmani onu şöyle değerlendirir:

Alim, akıllı, tedbirli, iş idaresini bilir ve devletin ruknu idi.

Osmanlılar Ansiklopedisi’nin değerlendirmesi ise şöyledir:

Dürüst, riya bilmez, vakur ve doğruluktan ayrılmaz birisi (idi). Çağdaşları onun vezirlikten çok şeyhulislamlığa yakıştığını söylemektedirler.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.