güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Misak-ı Milliye Dahil Olup Dışarıda Kalan Topraklar Hakkında Değerlendirmeler

Yazının Giriş Tarihi: 05.11.2021 00:08
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.11.2021 00:08

Birinci Dünya Harbi sonrasında Mondros ve Sevr nedeniyle Osmanlı Devletinin düştüğü parçalanma durumu hepimizin bildiği bir hakikattir. Bu durumda iken 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan ve oradan yurdun içlerine yürüyüp Amasya genelgesini yayınlayarak Erzurum’a geçen Mustafa Kemal’in burada bir bölgesel kongre gerçekleştirdiğini de hepimiz bilmekteyiz.

Bu kongrede milletimizi direniş için örgütleyen ve ateşleyen Mustafa Kemal’in daha sonra Sivas’a geçerek burada bir Ulasal kongre yaptığını ve Anadolu’daki ve Trakya’daki direniş teşkilatlarını birleştirerek Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuki Milliye Derneğini meydana getirdiğini görmekteyiz. Bu ulusal kongrede Manda ve Himayeyi reddetmeyi ülkenin kurtarılışı için İstiklal Savaşı verilmesine karar alınmasını gerçekleştiren Mustafa Kemal’in Ankara’ya geçtiğini görmekteyiz.

Bu olaylar olurken İstanbul Hükümeti Mustafa Kemal’le anlaşma yoluna gitmiş, Amasya’da gerçekleştirilen protokol uyarınca Osmanlı Meclis-i Mebusan’ını İstanbul da toplantıya çağırmıştır. Mustafa Kemal burada toplanacak meclisin millet için faydalı bir şeyler yapamayacağını bilmesine karşılık Ankara’da yeni bir meclis oluşturabilmesi için Osmanlı Meclisinin toplanıp başarısız olmasının denenmesini gerekli görmüştür.

Nitekim Meclis-i Mebusan’ın toplanması onun beklediği şekilde gerçekleşecektir. Çünkü Meclis-i Mebusan Mustafa Kemal ve arkadaşlarının etkisiyle toplandığında Türk nüfusla sakin olan bütün arazinin düşmandan kurtarılıp bağımsız hale getirilmesi demek olan Misak-ı Milli kararını kabul ve ilan etmiştir.

Aslında bu kararın esası Mondros Mütarekesi imzalandığında Osmanlının elinde bulunan bütün toprakların Osmanlıya yani Türk Milletine bırakılmasını sağlayacak bir mücadelenin gerçekleştirilmesini hedeflemektedir.

Nitekim bu karar uyarınca bugün Yunanistan’nın elinde bulunan Batı Trakya toprakları ve bugün Kuzey Irak Kürt yönetiminin elinde bulunan Musul –Kerkük bölgeleri Misak-ı Milli sınırlarının içinde kalan topraklardır.

Misak-ı Millinin ilanından sonra işgal kuvvetleri yani itilaf kuvvetleri meclisi basacaklar İstanbul’u işgal edecekler mebusların bir kısmını Malta’ya sürgün göndereceklerdir. İstanbul’dan kaçabilen milletvekilleri Ankara’ya gidebilecek Mustafa Kemalin 23 Nisan 1920 2de açtığı Türkiye Büyük Millet Meclisine üye olarak katılacaklar ve bu yeni meclisle onun yönetiminde büyük bir Kurtuluş Savaşına girişeceklerdir.

İstanbul’daki padişah ki aynı zamanda halife olan Vahdettin işgal altında olan yönetimi ile Kurtuluş harbini veren Mustafa Kemal ve Kuva-yi Milliye’ye yardımcı olamadığı gibi aksine kader ve geleceğini onlarla birleştirerek Mustafa Kemal ve Kuva-yi Milliye’ye pek çok engeller çıkaracaktır.

Tabi Osmanlıyı sevenler Hilafetçiler, Tarikatçılar, Cemaatçiler hatta bazı etnik Türk karşıtı gruplar aynı Vahdettin ve çevresi gibi Kuva-yi Milliye’ye karşı çıkacak, düşman olacak, isyanlar çıkararak engel olmaya çalışacaklardır. Bütün bunlara rağmen Anzavur İsyanını, Demirci Mehmet Efe İsyanını, Delibaş İsyanını, Çapanoğlu İsyanını, Ayrılıkçı Kürtlerin çıkardığı Mili, Koçkiri İsyanlarını Konya Yozgat, Hendek, Adapazarı İsyanlarını bastıran Kuva-yi Milliye Çerkez Ethem İsyanını da bertaraf etmiş 1. İnönü, 2. İnönü, Sakarya Savaşını, Büyük Taarruz Saldırısını, Dumlupınar Meydan Muharebesini zaferle nihayetlendirmiş, Anadolu’yu Yunan işgalinden kurtarmıştır.

Zaten bölgesel savaşlarla Fransızları ve İtalyanları yenerek Anadolu’dan uzaklaştırmış bulunan Mustafa Kemal ve Türk silahlı kuvvetleri karşısında barış istemek durumunda kalan işgalcilerle önce Mudanya Mütarekesi ve akabinde de Lozan anlaşması gerçekleştirilerek ülkemizin kurtuluşu Misak-ı Milliye’nin gerçekleşmesi temin edilmiştir. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.