Kuva-yi Milliye’nin İlk Şehitlerinden Edremit Kaymakamı Hamdi Bey’i Unutmayalım

Hamdi Bey’in ölümü ise internet kaynaklarına göre şöyle dile getirilerek gerçekleşmiştir;

Hamdi Bey isyancılarla başa çıkamayacağını arılayınca atına atlayıp Yenice nahiyesine gitmek için yola çıktı. Onun asıl amacı Yenice'de depo edilmiş silah ve cephaneyi kurtarmaktı. Yanındaki arkadaşıyla ayrıldığında kasabadan silah sesleri gelmekteydi. Hamdi Bey'in Biga'dan ayrılışı, yolculuğu ve İnova köyünde tutuklanıp Biga'ya geri getirilişi farklı eserlerde değişik anlatılmaktadır.

Kazım Özalp, Hamdi Bey'in Biga'dan ayrıldıktan sonra Kuva-yi Milliyeci birkaç arkadaşı ile Yenice'ye giderken Anzavur Ahmet ve Gâvur İmam'ın adamları tarafından tutulup yolda şehit edildiğini bildirmekte ise de ne tutuklandığı yeri söylemekte ne de yolculuğu ve şehit edilmesi ile ilgili ayrıntılı bilgi vermektedir.

Bu konudaki eserlerde Hamdi Bey'in tutuklandığı sırada içinde bulunduğu binada başka başka tanıtılmıştır. İsmail Aydın Hoşgör'e göre tutuklanma köy odasında, Orhan İlkkurşun'a göre camide, Genel Kurmay Bakanlığı Harp Tarihi dairesinin yayınladığı Türk İstiklal Harbi'ne göre okul binasında yapılmıştır.

Fakat bütün eserler Hamdi Bey'in İnova köyünde yakalandığı, konusunda birleşmektedirler. Biga ile Yenice arasında Aşağı İnova ve Yukarı İnova olmak üzere iki İnova köyü vardır. Hamdi Bey Yukarı İnova köyünde yakalanmıştır.

Hamdi Bey İnova köyünde Gâvur İmam'ın çete reislerinden Hacıoğlu tarafından yakalanır. Bin bir işkence ile Biga'ya getirilirken Kırkgeçit denilen yerde Hacıoğlu tarafından öldürülmüştür. Hamdi Bey'in önce söylediği şu sözler çok dikkat çekicidir. "Kuva-yi Milliye yalnız ben değilim. Kuva-yi Milliye bütün milletindir. O ölmeyecektir." Hamdi Bey'in cesedi bir araba ile ilçeye getirilerek çarşı ve sokak aralarında ayaklarından ipler takılarak sürüklenir ve teşhir edilir. (17 Şubat 1920)

Hamdi Bey'in cesedi beş gün sokak ortasında kalmıştır. Korkudan kimse sahip çıkamamıştır. Ancak Bandırma'ya giden bazı kişilerin şikâyeti üzerine 14. Kolordu Komutanı Yusuf İzzettin Paşa Biga'ya gelerek şehitleri eski mezarlığa gömdürmüştür.

Bu bilgi göstermektedir ki daha öldüğü andan başlayarak Hamdi Bey’in yok kabul edilebilmesi için, unutturulabilmesi için bölge halkı üzerine belirli kesimlerce baskı kurulmaya çalışılmıştır. Öyle ki onu öldüren kitlelerin korkusu nedeniyle ona sahip çıkması gereken kitleler sahip çıkmaktan uzak durmuşlar ve ona sahip çıkamamışlardır.

Öyle anlaşılmaktadır ki bugün de o zamanki baskıyı kuranların devamı mahiyetinde olanlar beklide devamı olan nesiller aynı baskıyı toplum üzerine bugünde dolaylı olarak gerçekleştirmek durumundadırlar. Öyle olmalıdır ki bu nedenle Hamdi Bey ve icraatları Güney Marmara’da bilhassa Balıkesir kesiminde bölgemizde dile getirilmemekte hatırasına izafeten herhangi bir anma programı gerçekleştirilememektedir.

Oysa Hamdi Bey yaşadığı dönemde kurtuluş harbi açısından Bandırma içinde Gönen içinde Manyas içinde hatta Balıkesir ve Susurluk bölgesi içinde önem arz etmiş önemli icraatlar gerçekleştirmiş bir şahsiyettir. Ne var ki Gönen kendi bağrından çıkan Anzavur şehitlerini anmadığı gibi Manyas kendi bağrında gerçekleşen tavşan tepe olayı şehitlerini anmadığı gibi Bandırma eski mezarlıkta yatan Çanakkale şehitlerini anmadığı gibi Hamdi Bey’i de anmamakta söz konusu şehitler gibi onu da belki yok kabul etmektedir. Umarım bu konuda yanılmaktayımdır. Bunu gelecek Şubat ayı içindeki ölüm yıldönümleri gözler önüne serecektir. Tanrı Hamdi Bey’e ve onun gibi vatan yolunda ölen tüm Kuva-yi Milliyecilere tüm şehitlere rahmet eylesin. Ruhları şad olsun. Umalım ki gelecek nesiller onlara sahip çıkmayı onları değerlendirmeyi ve anmayı hatırlayıp gerçekleştirebilsin. Devam edecek…