Cumhuriyetin kurulmasından sonra hükümetin verdiği özel izinle Türkiye'ye dönen Kut, 1957 yılında öldü. Anıları ölümünden çok sonra, 1972'de, “Kut'ülAmmare Kahramanı Halil Paşa'nın Anıları” Bitmeyen Savaş adıyla yayımlandı. Halil Kut'un torunu Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının eski büyük üstadı olan Kaya Paşakay'dır.
1957'de İstanbul'da gırtlak kanserinden dolayı yaşamını yitirdi. Halil Kut'un vasiyeti mezarına bir şişe rakı dökülmesi idi. Bu bilgiler gösterir ki Halit kut Paşa kendi çapında başarılı bir asker olsa bile Mustafa Kemal ile kıyaslanabilecek özellikleri Has başarılara sahip bir asker değildir.
Üstelik ona mal edilen zaferlere kazanılan harekatların ilk komutanı değil Bu cephedeki Alman Komutan yardımcısı olan bir askerdir. Kutü'l Amare zaferini getiren esas komutanın alman komutan olduğu yanında Halil paşanın ancak planın hazırlanmasında ona yardımcı olan komutan olduğu bilinmektedir.
Bu arada şunu vurgulamak isterim ki Mustafa Kemal ile kıyaslanmak istenen Halil Kut Paşa’nın kıyaslanmasına tarihi açıdan imkan yoktur. Çünkü Çanakkale'de Mustafa Kemal ve Türk ordusunun karşısındaki askerleri kuvvet yedi düvele mensup er ve subay iken Selman-ı Pak ve Kutü'l Amare zaferlerinde yenilen İngiliz askeri birlikleri Hint kökenli askerlerin olduğu açıkça bilinmektedir
Bütün bunlara rağmen bugün Kutü'l Amare ve Halil Kut Paşa'yı öne çıkaran çevreler Mustafa Kemali diğerinden düşürmek maksadıyla bu zafere ve Halil Paşa'ya önem vermekte ve önemli göstermek peşindeler. Osmanlı döneminin Hürriyet ve itilafçılarının bugünkü takipçileri olduğunu düşündüğüm bugünün tarikatçıları cemaatçileri şeriatlarılar laiklik, parlamenter cumhuriyet rejimi düşmanları Osmanlı döneminde ve Kurtuluş Savaşı döneminde amansız düşmanı oldukları Halil Paşa'yı sırf Mustafa Kemal'i gözden düşürmekte vasıta olacağını düşündüklerinden ön plana çıkarmakta övmekte sakınca görmemektedirler kanaatindeyim.
Bütün bunlardan sonra şahsi düşüncem Kutü'l Amare Zaferi'nin Osmanlı Devleti'ne ve Türk milletine getirisi olmayan neticesiz zaferlerden biri olmasına karşılık bugün birileri tarafından önemli görülüp gösterilmesi ve kutlanması sırf Çanakkale Zaferi'nin değerini küçültmek istenmesi ve yaratıcısı Mustafa Kemal'in milletin gözünde değer kaybına uğratılmak istenmesidir.
Netice olarak tekrar ve önemle vurgulamak isterim ki ırak bölgesinde İngilizler ve müttefikleri bölge Arapları karşısında Osmanlı kuvvetlerinin kazandığı, Osmanlı topraklarının kaybedilmesine engel olma konusunda hiçbir etkisi olmayan Kutü'l Amare zaferini övenlerin yani cumhuriyet ve Mustafa Kemal karşıtlarının övmelerinin sebebi 1. Cihan harbinde Çanakkale müdafaası dışında ve bu sahadaki Mustafa Kemal’in kazandığı Anafartalar, Conkbayırı gibi sahalardaki Çanakkale kara savaşları zaferleri gibi kazanılan bir kara zaferi olmasıdır. Zaten bu nedenledir ki kendisinden önceki bu bölgenin komutanı olan alan subayının hazırladığı savaş planları uyarınca onun yardımcısı olarak görev yapan Halil Kut Paşayı da bu nedenle övdüklerini söyleyebiliriz.
Kısacası eski yönetim yanlıları, hilafet ve saltanatçılar, tarikat ve cemaatçiler Türk halkına söylemek istedikleri Mustafa Kemal ve onun zaferleriyle destanlaşan Çanakkale harbi önemsizdir. Ve kazanılan tek 1. Dünya zaferi bu zaferler değildir. Tek zafer kazanan komutanı da Mustafa Kemal değildir.
Çünkü Kutü'l Amare zaferi ve Halil Kut paşada aynı ayardadır ifadesini Türk halkına kabul ettirme çabaları sebebiyledir. Kısacası Kutü'l Amare zaferi Çanakkale cephesi zaferleriyle Halil Kut Paşa da Mustafa Kemal Paşayla kıyaslanabilecek ayarda değildir. Eski rejim yanlıları yaptıkları bu kıyaslamakla da Türk halkına söylemek istediklerinde Mustafa Kemal’i küçültmek çabalarında da bu nedenle bence yetersiz kalmışlar, başarısız olmuşlardır. Milletçe Mustafa Kemal’in ve Çanakkale zaferinin önemini kavramalı gereken değeri vermeliyiz düşüncesindeyim.