Mustafa Kemal 1. Ve 3. İnönü zaferlerinden sonra cepheye giderek sakarya savaşını yönetti. Kazandığı büyük zaferler üzerine de meclis kendisine Gazilik ünvanı ve mareşallik rütbesi verildi. Bu zafer büyük taarruzla tamamlanacak ertesi yılda yunan ordusunun ancak kaçan kısımları yok olmaktan kurtulabilecekti. Mustafa Kemal için savaşın zaferle sonuçlandırılması ilk ve vazgeçilmez şarttı. Ancak bu kurtuluş mücadelesinin sonu olmayacak, asıl mücadele ondan sonra başlayacaktı. Ulusu geri kalmışlıktan, yoksulluktan, kadını esaretten, toplumu cehaletten kurtarmak gerekiyordu. Atatürk tüm bu alanlarda başarı sağladı. Ve zaferlerle dolu bir ömrünü 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda saat 09:05’te tamamladı.
İsmet İnönü
Kurtuluş Savaşındaki Görevleri: İsmet İnönü Miralay (Tümgeneral) İstanbul hükümetinde Harbiye nezareti Müsteşarı, İstihzaratı Sulhiye Komisyon reisi, Milli hükümette Erkan-ı Harbiye-i umumiye reisi, Garp cephesi kumandanı ve 20 kolordu kumandanı.
Kurtuluş Savaşı da dahil tüm hayatı: (1884) Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci cumhurbaşkanı. Kurtuluş savaşında genel kurmay başkanı ve batı cephesi komutanı, CHP genel başkanı. İzmir’de doğmuştur. Babası Müstantik Reşit Bey, annesi Cevriye Temelli’dir. Rüştiyeyi bitirdikten sonra girdiği Sivas mülkiye idadisinin 6. Sınıfındayken İstanbul’da bulunan Halıcıoğlu topçu harp okulunun idadi bölümüne geçti. (31 Tem. 1897) Topçu harp okulunu birincilikle bitirerek (19 Ey. 1903) aynı yıl Erkan-ı Harbiye mektebine ayrıldı. Üç yıl öğrenim gördükten sonra burasını da birincilikle bitirerek (16 Ey. 1906) kurmay yüzbaşı rütbesi ile ikinci ortaya atandı.
İttihat ve terakki cemiyetinin meşrutiyetin ilan edilmesi için gizli bir ihtilalci örgüt olarak çalıştığı bu yıllarda sınıf yada dönem arkadaşları olan çoğu kurmay subay gibi bu cemiyete girerek hürriyet savaşına katıldı. Meşrutiyet ilan edildikten sonra İstanbul’da baş gösteren 31 Mart olayı üzerine hazırlanan hareket ordusunda görev aldı. Bu dönemde Mustafa Kemal’le birlikte ordunun politikadan, politikanın ordudan ayrılması gerektiği görüşünü benimsediği için ittihat ve terakki fırkasıyla ilişkilerine son verdi.
26 Şubat 1910’da Yemen Mürettep Kuvvetleri adı verilen üstün yetkili bir kuruluşun kurmay heyetinde görev alarak bu birliğin yemen ayaklanmasına karşı yürüttüğü savaşta gösterdiği başarıdan dolayı binbaşılığa (1912) yükselen İnönü, Enver paşa’nın harbiye mezarlığına atanması üzerine bakanlıkta şube müdürü olarak çalışmaya başlamıştır.(15 Ar. 1913) Çanakkale Savaşları sırasında bakanlıktaki görevi devam ederken üç yıllık kıdem olarak yarbaylığa yükselmiş (1914) kendisine Muharebe Gümüş Liyakıt madalyası verilmiştir. 1915 yılı sonlarında cephe görevi istediğinden Bitlis, Muş, Diyarbakır cephesindeki II. Ordunun kurmay başkanlığına atanmış 14 Ar. 1915’te albaylığa yükselmiştir. Mustafa Kemal’in komutan vekili olarak Rus’larla savaştığı bu ordu emrindeki tümenlerden birinin komutanlığı ile daha sonra (30 Ar. 1916) Kafkas Cephesindeki IV. Kolordu komutanlığı görevlerinde bulunmuştur.
Bir süre sonra Sina cephsindeki I. Dünya Savaşı’na katıldığı talihsiz yılların en zayıf cephelerşnden birinde, Alman mareşali Falkenhayn yönetiminde, İngilizlerle yapılan savaşlara katılmıştır. 31 Ekim 1918’de osmanlı iktidarının mütareke koşullarına boyun eğmesi yeni kabineyi kuran sadrazam İzzet paşanın, aynı zamanda Harbiye nazırlığı görevini de yaptığı bakanlıkta bu kez müsteşar olarak 22 Kasım’a kadar çalışan İnönü “ Sulh hazırlıkları komisyonu askeri üyeliği” daha sonra da, Kolordu komutanı yetkileri ile askeri şura üyeliğinde ve Muamelat-ı Umumiye müdürlüğünde bulunmuştur.
Mütarete döneminin ağır koşulları içinde çok kısa süren bu görevler M. Kemal paşa, A. Fuat paşa, Kazım Karabekir paşa gibi silah arkadaşlarının kurtuluş savaşının ön hazırlıklarını yaptığı günlerde İsmet İnönü’yü bu ülke uğruna çalışmaktan uzak tutmamıştır. Atatürk Samsun’a çıkmadan önce İnönü’nün evine yaptığı bir ziyareti anlatarak bu çalışma ve iş birliğini şöyle ifade eder.
Odaya girdim. Hizmetçi kıza fazla birşey söylemeye lüzum kalmadan ev sahibi beyefendi güler yüzler içeri girdi.
Ne haber? Ne haber? Bu ne baskın? Bu ev sahibi kimdi tahmin ediyor musunuz: İsmet bey
Vaktim dar sana hikayeyi kısaca söyleyeyim dedim ve herşeyi anlattım. – Ben yerleşinceye kadar, sende bana yardım edeceksin ve iş başladığı vakit yanıma geleceksin. Veda etmek üzere ayağa kalktım ellerimi tuttu. “ Biraz daha konuşsaydık” dedi. Ama ben İstanbul’da kaldığım müddetçe benimle mümkün olduğu kadar az alakalı görünmesini rica ettim. 9 Nisan 1920’de Ankara’ya geçen İsmet İnönü B.M.M açılında ilk kabineye Erkan-ı Harbiye vekili olarak seçilmiş 6 Haz. 1920’de ise öteki milli kurtuluş savaşçıları gibi onun hakkında Kürt Mustafa Divan-ı Harbi tarafından yakalandığı zaman muhakeme edilmek üzere idam hükmü verilmiştir. İsmet İnönü B.M.M’nin henüz maddi bir güç olarak belirlemesi olanağı bulunmadığı bu günlerde ordunun yeniden sevk ve komuta zincirine bağlanarak savaşa hazırlanmasında en etkin görevi olan yöneticilerden biridir.
Öte yandan kimi padişah yanlısı göründükleri için, kimi devler gücünün bulunmadığı yerlerde doğrudan doğruya halkı soymak amacıyla meydana çıkan çetelerin baş kaldırma olaylarının bastırılmasına uğraşıldığı bu dönemde batı cephesi komutanlığına atanarak kurtuluş savaşının en sorumlu görevlerinden biriyle yüklenmiştir. Çerkez Ethem isyanının, güç koşullar altında I. Ve II. İnönü savaşlarının kazanılması İsmet İnönü’nün vatan hizmetleri arasında en seçkin yeri alır.
Daha sonra Sakarya meydan savaşında, Dumlupınar savaşında, Büyük Taarruzda, işgalci yunan ordusunu İzmir’de denize döken Türk gücünün Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ile birlikte yöneticilerden biri olarak komuta mevkilerinde bulunmuş, Mudanya’da toplanan ateşkes konferansında Türkiye’yi temsil etmiştir. Bu konferansa katılan yabancı devletler temsilcilerinin de saygısını kazanarak Türkiye’nin önerilerini kabul ettirmiştir. Böylece uluslar arası ilişkilerde de başarı sağlayacağı inancını yaratmıştır. Bu nedenle Rauf Bey kabinesinde dışişleri bakanlığına atanarak Lozan Barış Konferansında Türkiye başdelegesi olarak katılmıştır. Günlerce süren müzakereler sonucunda batı ülkeleri önünde azim ve sabırla bağımsız Türkiye’nin hukuki varlık ve çıkarlarının belgelenmesi savaşını vermiştir.
Fethi Okyar kabinesinde de dış işleri bakanı olarak görev alan İnönü, Cumhuriyetin ilanından sonra 30 Ekim 1923’te başbakanlık görevine atanmış ve 19 Kasım 1923’te CHP genel başkanlığına seçilmiştir. Bir süre sonra Rauf Orbay ve arkadaşlarının yol açtığı siyasal buğran sonucu mecliste verilen bir gensoru üzerine güvenoyu aldığı halde çekilmek zorunda kalmışsa da 3 Mart 1923’te yeniden kabineyi kurmakla görevlendirilmiş ve 20 Eylül 1937’ye kadar bu görevde kalmıştır. Atatürk’ün ölümü ile cumhurbaşkanı seçilen İnönü 14 Mayıs 1950 tarihinde genel başkanı bulunduğu CHP’nin seçimi kaybetmesi sonucu 1950-60 döneminde Malatya milletvekili ve ana muhalefet partisi lideri olarak siyasal hayatını sürdürmüş, 27 Mayıs devriminden sonra toplanan kurucu meclise girmiş ve 1961-65 yılları arasında 3. Kez başbakanlık görevinde bulunmuştur.