Kıymetli Okurlarım;
Son dönemlerde toplumda bir umut olarak tanıtılan ve beklenen intibak yasası çıkarıl mı, çıkarılmaz mı bilemem. Ama çıkarılmış olsa bile emeklinin sorunlarını halletmiş olması imkânsızdır. Bir başka değişle çıkarılması düşünülen yahut rivayetleşen intibak yasası emekliler arasında eşitsizliği giderip eşitliği sağlayacak bir yasa olmayacaktır. Çünkü böyle bir yasa çıkarılsa bile emekliler arasında farklılığı, eşitsizliği hiçbir zaman tam anlamıyla gidemeyecek, ortadan kaldıramayacaktır. Emekliler arasında mevcut farklılık zaten kökten gelmektedir. Ülkemizde bulunan mevcut emekliler öncelikle üç farklı kurumdan emekli olduğundan farklı usullerle, farklı baremlerle emekli olmuşlardır. Bir kısım emekli, emekli sandığına tabi olarak çalışmış ve oradan emekli olmuşlardır. Bir kısım emekli Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli olurken, diğer bir kısım emekli ise prim ödedikleri Bağ-Kurdan emekli olmuşlardır. Bu farklı kurumlardan emekli olan şahıslar arasında zaten emekli aylığı farkı başlangıçtan mevcuttur. Sadece aldıkları emekli aylığının miktarı açısından değil emekliliğine esas kabul edilen zaman birimi bakamından da farklı uygulamalarla emekli olmuş bu üç grup mensubu emeklinin aynı şartlarda, aynı kolaylık veya zorluklarla emekli olduğunu söylemek hata olur. Üstelik bu üç grup insan çalışma esnasında geçen zaman süresinde çalışma ücretlerine farklı düzeyde zam aldıklarından ödedikleri primlerde yani emeklilik primleri de farklı olmuş, dolayısıyla emekliliklerinde alacakları emekli aylıklarının miktarı da farklılıklar göstermiştir. Bu nedenlerle emekli kitlesinin arasındaki eşitsizliğin ortadan kalkması herkesin eşit ücret alması çıkarılacak tek bir intibak yasası ile mümkün değildir. Üstelik emekli kadrosunun yanlış bilgilendirmelerle beklentisi haline gelen arzusu emekli olan herkesin aynı ücreti alması herhalde hiçbir zaman yerine getirilmesi beklenmeyecek bir durumdur. Ama ne yazık ki bugün ülkemizdeki emekli kadrosu, kitlesi intibak yasasından bunu anlamakta herkesin eşit emekliği aylığı alacağı bir ortam beklemektedir. Siyasilerimizde oy hesabı ile sanki ellerinde sihirli değnek varmış gibi bunu çıkaracakları bir intibak yasası ile temin edeceklermiş izlenimini vermeyi sürdürmektedirler. Bilhassa iktidar sanki bunu en kısa zaman da gerçekleştirecekmiş hissini vermek için elinden geleni yapmakta emekli kitlesini bu hayalle oylayıp kendine bağlı tutmaya çalışmaktadır. Oysa iktidar bunun imkânsız olduğunu çok iyi bilmekte, buna rağmen emekli kitlesini küstürmeyip en yakın seçimde müracaat edeceği bir oy deposu olarak yedekte bulundurabilmek için bu hayali beslemeyi sürdürmektedir. Emekli kitlesi içerisinde gerçekçi düşünen gerçekçi görüş sahipleri yok değildir. Onların iktidardan ve iktidarlardan beklediği ise tüm emeklilerin eşit ücret alacağı bir ortam olmayıp aynı seviyede aynı görevde bulunurken emekli olmuş görev sahiplerinin, aynı ücreti almasını temin edecek bir uygulamadır. Konuyu biraz açarak söylememiz gerekirse: gerçekçi emeklinin istediği, 10 yıl önce, 20 yıl önce emekli olmuş bir öğretmenin 10 yıl sonra, 20 yıl sonra veya yeni emekli olmuş öğretmenle aynı emekli ücretini alabileceği bir sistem veya ortamdır. Aynı şekilde 10 yıl önce emekli olmuş, 20 yıl önce emekli olmuş bir doktorun, bir büro memurunun, bir kamu işçisinin kendilerinden 10 yıl 20 yıl sonra emekli olmuş, yeni emekli olmuş meslektaşlarıyla aynı emekli ücretini alabileceği bir ortamı bir sistemi istemeleri de gerçekçi emeklinin bir diğer görüntüsüdür. Tabii ki bunu bekleyen gerçekçi emekliler yıl ve derece farklarının da hesaba katılmasını düşünmektedir. Ancak çok az sayıda kalan yahut da kaldığını düşündüğüm bu ileri görüşlü emekli kitlesinin düşünce ve istekleri mevcut iktidarı ilgilendirmiyor olmalı ki bu yol da çalışmalara yer vermekten uzak durmakta hala emekli kitlesini hayale sürükleyecek rüyaya sürükleyecek icraatlardan bahsetmekte bu yolda açıklamalar ortaya koymaktadır. Ne var ki iktidarın icraatlarıyla beyanları birbirini tutmamaktadır. Mevcut iktidar intibak yasasından bahsetmesine karşılık emeklilere normal ücret artışını bile yeterli oran ve seviyede yapmaktan uzak dururken emekli sayısını arttırıp intibak yasasının yani emekliler arasındaki eşitsizliğin giderilmesinin imkânsızlaşmasını sağlayacak icraatları gerçekleştirmektedir. Bu yolda icraatlarının en önemlisi ise Sosyal Sigortalar ve Bağ-Kur sahasında çıkarılan prim aflarıyla, emekliliği kolaylaştırıcı yasalarla ülkedeki emekli sayısını daha da arttırmaktadır. Bu yeni uygulamalarla emekli olacak kişilerde daha önce çıkarılan yasalarla onlara uyarak emekli olan kişilerle aynı hakları onlarla eşit olmayı isteyeceği şüphesizdir. Yukarıda sözünü ettiğim emekli kitlesinin genel beklentisi olan herkesin eşit ücret alacağı emeklilik uygulamasını isteyenler arasına onların katılacağı şüphesizdir. Bu ise zor olan intibak durumunu ve uygulamasını daha da zorlaştıracak bir faktör olarak karşımıza çıkmaktadır. Gerçi benim düşünceme göre, iktidarın emekliyi umutla beklettiği ve intibak yasası adını verdiği yasa emeklilere çok az miktarda bir zam verip onların emekli aylıklarını biraz yükseltmekten ibaret olacaktır. Ama emeklinin durumu bilhassa son yıllardan önce emekli olmuş kişilerin durumu oldukça vahimdir. Bu nedenle böyle bir zam bile bazı emeklileri sevindirecektir. Tabii ki havadan emekli olan yahut emekliler gibi havadan para alan bazı kimseleri de sevindirmemesi düşünülemez. Çünkü hak etmedikleri halde kolaylaştırılan usullerle haksız yere emekli olmuşlardır denilecek durumda olan bazı emeklilerin aldıkları paranın aslında kendi hakları olmadığını bilmemeleri mümkün değildir. Hele bir de buna intibak adı altında da olsa bir zam eklenince böyle bir icraat bu gibiler için bal kaymak olacak, iktidara methüsenaları hayır duaları yeri göğü inletecektir. Ancak bu davranışlar iktidarın kendi döneminde devlet parasıyla çıkardığı kolaylıklarla oy kazanmak uğruna emekli ettiği Sosyal Sigortalılar ve bilhassa çiftçi Bağ-Kuru denilen sisteme dâhil emeklilerden oluşacaktır, oluşmaktadır. Yoksa emekli kadrosunun tümü böyle bir uygulamadan beklediğini bulamayacak memnun olmayacaktır.
Bu arada şunu da vurgulamak isterim ki, bir emekli olarak şahsım da emeklilerin durumunun gözden geçirilmesini en eski emekliyle, en yeni emeklinin aynı görevden, aynı dereceden olmak şartıyla, aynı emekli ücreti almasını istemekte ve beklemekteyim. Benden önce ki meslektaşımın benden az, benden sonra ki meslektaşımın benden fazla almasını yadırgamakta haksız bir uygulama olarak görmekteyim. Bu nedenle iktidardan veya iktidarlardan beklentim aynı meslek erbabının ne zaman emekli olursa olsun, aynı derecede olmaları, aynı pirim basamağından, kademe ve dereceden emekli olduklarında aynı emekli ücreti almasını temin etmeleridir. Her geçen gün arttırılan emekli kadrosunun sayısının fazlalığının bu ideal istediğimin gerçekleşmesine engel olduğunun bilinci içerisindeyim. Ancak iktidarın mutlaka bir yerden başlaması gerektiği düşüncesindeyim. Bunun için artık emekli olmak imkânını kolaylaştırmaktan, prim afları, yıl afları çıkarmaktan, ölmüş kişilerin sağlığında alamadığı müracaatı dahi olmadığı emekli aylıklarını cüzi ödemelerle mirasçılarına sağlamaktan vazgeçmelidir. Ölen emeklinin aylığını geçim sıkıntısı çeken varislerine vermekten hiç değilse verirken yapması gereken kontrol ve takipleri gerçekleştirmeden bu işi sürdürmekten vazgeçmelidir. Emeklilik yaşını sabitliği gibi yeni neslin emekliliğini zorlaştırırken, eski çalışanlara emekli olmayı kolaylaştıracak yahut çalışmadığı halde tesadüfün getirdiği bazı pirim ödemelerinden istifade ederek borçlanma imkânı sağlayıp cüzi ödemelerle yeni emekliler yaratmaktan vazgeçmeli, vazgeçilmelidir. Artık iktidar sahipleri yani devleti yönetenler, devletin parasını emeklilik adı altında kime ödüyoruz. Bu kişi emekli olmanın şartlarını taşıyor mu? Diye bakmalı kontrol etmelidir.
Eşinden ayrılıp babasının annesinin emekli aylıklarına ulaşanları, ölmüş eşlerin aylığından faydalanmak için onların emekli aylığını alabilmek için nikâhsız yahut imam nikâhı ile yaşayanların takibini yapmalı. Hele hele bakmakla hükümlü olduğu ebeveynlerinin malını mülkünü üzerine alıp sonra da o ebeveynlerine yoksulluk maaşı çıkaranları yine aynı ebeveynlerine özürlü raporu çıkartıp onlara bakıyorum diye devletten bakım parası alanları takip ve tespit etmeli onlara ödenen haksız paraları geri almalı, hiç değilse ödememelidir. Aynı şekilde bakım parası almak için özürlü evlatlarını kardeşlerini kullananları takip etmeli onlara da ücret ödemekten sarfınazar etmelidir. Bu gibi tasarruflarla devletin gideri azalacağından buralardan artacak gelirle emeklilerin sözünü ettiğim intibak sorununa daha çabuk çare bulunacağı şüphesizdir. Bu nedenlerle diyorum ki intibak yasasından daha önce devlet kimi emekli baktığına, kime emekli parası ödediğine dikkatle bakmalı, hak etmeyenleri ayıklamalı, emekli kadrosuna hak etmeyerek havadan yeni emekliler katılmasını önlemelidir. Bunu sağladıktan sonra artacak devlet gelirinden emekliler arasında aynı meslekten olan kişilerin kaç yıllık olursa olsun aynı derece ve kademede olmaları, aynı süre pirim ödemeleri şartıyla, aynı ücreti almalarını temin etmelidir. İşte emeklilerin gerçek intibakı bence bu yolla sağlanabilecektir. Yoksa emekli sayısını artırarak hak edene, etmeyene emekli ücreti ödeyerek ve ara sıra seçim öncelerinde emeklilerin aylığını biraz artırarak emekliler arasında eşitliği sağlamak mümkün değildir. Bunun adı intibak yasası değil, göz boyama yasası olur.