Bence bunlar bu günü sen (st) Georges veya Aya Yorgi günü yapan Hristiyanlık çevreleri ve onların aleti yandaşı olan çevrelerdir. Bu çevreler arasında hıdrellezi Türk bayram, putperest bayramı kabul eden dindarlarda mevcuttur. Bu davranışa sahip çevrelere son zamanlardaki dinler arası diyalogcular da eklenmiştir. Bilhassa bu sonuncular hıdrellez yerine ortaya çıkan kutlu doğum haftası uygulamalarıyla Hristiyanların Paskalya yortusuna yakınlaştırdıkları, Hazreti Muhammed doğum günü kutlamalarıyla hıdrellezi unutturmaya çalışmışlardır.
Hıdrellez Hz. Muhammed’in miladi doğum günüdür. Tekrar önemle vurgulamak isterim ki tanrı uğruna âlemleri yarattığı Hz. Muhammed’i yeryüzünün canlandığı yeşerdiği gün olan Hıdırellez’de dünyaya getirmiş olması büyük olasılıktır. Bu nedenle Hıdırellez Hz. Muhammed’in doğum günüdür; öyle değerlendirilmeli ve ona göre uygun kutlanmalıdır. Bu konuda Kazım Öztürk gibi yazarlarda benim gibi düşünmektedir. İslam’da Kutsal Günler ve Geceler isimli eserinde bu konudaki fikrini şöyle dile getirmektedir:
“Peygamberimiz Muhammed Mustafa (S.A.S) Efendimiz 6 Mayıs günü dünyayı şereflendirmiştir. Bu kutsal olayı Anadolu Türklerinin Hıdırellez’de yaptığı gibi gerçek doğum gününde, bilinçli olarak kutlamamız muhakkak ki çok yerinde bir hareket olacaktır.”
Evet, Hz. Muhammed’in doğumu Hicri takvimle Rebiyülevvel ayının 12. gecesi, miladi takvimle 6 Mayıs tarihi yani Hıdrellez günü tarihidir. Bu nedenle hicri takvimle kutlamak gerekirse Mevlit Kandili’nde, miladi takvime göre kutlamak gerekirse halkın asırlardır kutladığı Hıdrellez gününde peygamberin doğumu kutlanmalıdır. Ne olduğu belli olmayan mahsurları oldukça çok olduğundan terk edilen Rumi takvime göre yeni bir peygamber doğum günü yaratmaya çalışmak üstelik bence hatalı bir tespitle 14–20 Nisanlarda kutlu doğum haftası yaratmak anlaşılması zor bir davranıştır.
Hazreti Muhammed’in doğumunu Paskalya yortusuna yaklaştıran bu davranışı anlamak zordur. Bence belirttiğim sebeplerle hıdrellez Hz. Muhammed’in doğum günüdür. Öyle değerlendirip kutlanması mümkündür. Hazreti Muhammed’in iki doğum günü kutlaması terk edilip bu teke indirilmelidir. Bu doğum günü ya Mevlit Kandili ya da hıdrellez olmalıdır. Tekrar hatırlatmak isterim ki, hıdrellez Hz. Muhammed’in miladi takvimle doğum günüdür.
Sözlerime şunu da ekleyebilirim ki Hıdırellez’in peygamberin doğum günü olduğuna delalet edebilecek bir sözünden de bahsedilir. Bu söz de “ben iki kurbanın oğluyum” bazı İslam alimleri bu sözü peygamberin babasının kurban olarak adanmışlığına ve doğduğu tarih olan Hıdırellez bayramında da kuzuların kurban edildiğine işaret amacıyla söylediğini dile getirenler bulunmaktadır. Gerçi bazı İslam alimlerinin de peygamberimizin bu sözüyle babası Abdullah’la büyük dedesi İsmail peygamberin kurban adanmaları hikayesiyle özleştirip neslini onlara dolayısıyla Halil İbrahim peygambere dayandırmasını işaret ettiğini dilendirmektedirler. Bu ikinci şıkı kabul edenlere göre Halil İbrahim (A.s) Anadolu üzerinden Suriye Filistin yolu ile Arabistan’a ulaşan bir orta Asyalı bir Turani bir Türk olduğunu kabul ederek Hz. Muhammed’in aslında Türk kökenli bir peygamber olduğuna da işaret edip yorumlar ortaya koyabilmektedirler. Sonuç olarak biz bütün anlatımlarımızdan sonra peygamberimizin doğum tarihinin Hıdırellez günü olduğunu bu nedenle bu bayramında bu değerlendirmeyle kutlanması gerektiğini düşünmekteyiz. Düşüncemizi kuvvetlendiren bir başka durum da Türk düşmanı olan çevrelerin Türklükle ilgili bayramları kutsal günleri ortadan kaldırmak için her fırsatı değerlendirmelerini de görebiliriz.
Yukarıda izah ettiğim benzeri durumlar dışında ülkemizde bir zamanlar Mevlit Kandili’ni 23 Nisan bayramını ve Hıdırellez kutlamalarını gölgede bırakmak amacıyla ortaya attıkları 20 Nisan 23 Nisan ve bu tarihler çerçevesinde kutlama bulan kutlu doğum mevlitlerinde de kutlu doğum haftası uygulamalarında da görmüş ve yıllarca bu uygulamanın yanlışlığını yazılarımızla dile getirmiştik. Bir zamanlar buna onay veren kutlanmasında önayak olup kutlanmasına destek ve yardımcı olan diyanet işleri başkanlığımız sonunda bu hakikati görüp bu yanlış uygulamayı ortadan kaldırınca Mevlit Kandili de Hıdırellez bayramı da bu yanlış uygulamanın gölgesinde kalmaktan kurtarılmıştı. Bütün bunlara dayanarak Hıdırellez gününün peygamberin doğum günü olduğu kanaatinde olduğumuzu düşündüğümüzü bir kere daha dile getirebilirim kanaatindeyim. Peygamberimizin gül sevmesinin Hıdırellez zamanının da gül mevsimi dolaylarında olduğunu düşünerek bu düşüncenin de Hıdırellez bayramının peygamberimizin doğum günü olmasına işaret sayılabilmesine imkan sağladığını vurgulamak isterim.
Bütün bu sözlerimden sonra Hz. Muhammed’in doğum gününün Mevlit Kandili’nin günü olarak 12 rebiyülevvel tarihi olarak belliyken Hıdırellez gününün nasıl peygamberin doğum günü kabul edilebileceği sorusunu duyar gibiyim. Cevaben şunu hemen dile getirmek isterim rebiyülevvel ayı ay yılına kameri yılına ait olan bir ayın zamanıdır. Dolayısıyla rebiyülevvel ayı da miladi takvimin yılları gibi sabit değildir ve miladi takvime göre ay yılının günleri miladi takvim haftaları ve günleri içerisinde dolaşmaktadır. Ay yılının herhangi bir ayına ait bir gün miladi takvimin yıllarına ait aynı güne otuz küsür yılda bir denk gelmektedir. Nasıl ramazan ayı ve bayram günleri kandil günleri dolaşıyor otuz küsür senede bir miladi ayların herhangi bir gününe denk geliyorsa rebiyülevvel ayının 12 günüde miladi aylar ve günler sisteminde otuz küsür yılda bir aynı güne denk gelen bir özellik taşımaktadır. Ay yılına dayalı rebiyülevvel ayının 12.si peygamberin doğduğu gün olarak peygamberin doğduğunda pekala Hıdırellez gününe denk gelmiş olabilir dolayısıyla Hıdırellez gününe denk gelen rebiyülevvel ayı 12.sine gelen Hıdırellez günü neden peygamberimizin doğum günü olmasın. Bunun aksini ispatlamanın imkansız olduğunu hatırlatarak peygamberimizin doğum günü neden Hıdırellez günü olmasın sorusunu hatırlatmak isterim.