güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Hendek ve Sakarya Savaşlarının Benzerliği ve Önemleri

Yazının Giriş Tarihi: 25.02.2025 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.02.2025 08:06

Yine Mekke Tanrılarından Lat, Manat, Uzza gibi tanrıların ismi de Türk kökenlidir demek düşünülebilir. Bugün Azerbaycan’ın para biriminin manat olması da çağrışım yapabilecek bir durum arz edebilir.

Şunu da belirtmek isterim ki bugün Kâbe’de, Kâbe duvarında gömülü bulunan kutsal taş Hacerülesvet’in de kara bir taş olması, bu taşın da yahut kara taş kültünün saygı görmesi inancının Türkler ve Anadolu üzerinden gelmiş bir inanç olması muhtemeldir.

Belki de Hacerülesvet kelimesinin anlamı kutsal taş anlamına kullanılan bir kelimedir. Bugün İslamların kutsal saydığı Kâbe’nin de doğu kültürlerinde yaratıcı kuvvet olarak belirtilen Ka kelimesinden türetilmiş kanın evi mahiyetinden türetilmiş olan bugün kullandığımız Allah’ın evi tabirinin oluşmasında etkili olabilmesi de muhtemeldir.

Mekke’de hakim olan Kureyş kabilesinin benzeri bir ismin Koreş kabilesi yahut Koreyş şeklinde ifade bulan Türk boyları da mevcuttur. Bir başka düşünce tarzına göre Kureyş kabilesinin de kor kabilelerinden yani Turani kökenden olması muhtemel görünebilir.

Bütün bunlardan sonra Kureyş’in Arap halkıyla Mekke civarına yerleşen Türk kökenli ahaliden oluşma bir grup olması muhtemeldir. Ancak Kureyş kabilesinin Türk olması düşünülen ailesi peygamber hadisine de dayandırılarak Haşimoğlularıdır demek mümkündür. Dolayısıyla Hz. Muhammed’in Türk kökenli olduğunu da söyleyebilmek bir oranda söz konusu olabilir düşüncesindeyim.

Hz. Muhammed Peygamberliğini ilan edip Hz. Hatice ile evlenmesine rağmen 622 yılına kadar Mekke’de kalmış. Bu tarihte Akabe biatları ile Müslümanlığı kabul etmiş Medinelilerin daveti üzerine Ebubekir ile birlikte daha önceden gönderdiği Müslümanların bulunduğu Medine’ye göç etmiştir. Bu olaya tarihte Hicret denmiştir.

Arapların bir başka deyişle İslam Arapların kurduğu ilk devlet Medine’de teşekkül etmiştir. Medine’de bu devletin teşekkül etmesi Mekkelileri rahatsız edince putperest Kureyş kabilesi mensupları bir orduyla Medine’yi basmak için planlar yapmaya başlamışlardır.

Bunun hazırladıkları büyük bir kervanla Şam’a yani Suriye’ye gidip mallarını satmaya elde edecekleri karla ordu hazırlamaya yönelmişlerdir. Bunu haber alan Hz. Muhammed Şam’dan dönen kervanı Medine yakınındaki bedir kuyuları önünde ele geçirmek isteyince kervanı kurtarmak için Ebucehil komutasında gelen 900 kişilik Kureyş ordusuyla kabaca 300 kişilik İslam ordusu çarpışmış Kureyşliler yenilmiştir.

Ama değişik yoldan kaçarak Mekke’ye dönmeyi başaran Ebu Süfyan yani Ümeyye ailesinin başkanı elde ettiği karla 3000 kişilik bir ordu hazırlayıp Medine üzerine yürümüştür. Medine’yi terk edip Uhud dağı üzerine çekilen Hz. Muhammed Kureyşlilerle yaptığı savaşta bir ara bozguna uğrasa da Kureyşliler zafere ulaştıklarını sanıp geri çekilince onların peşine düşerek İslamların maneviyatını kuvvetlendirmeyi başarmıştır.

Şunu da vurgulamak isterim ki bugün yazımıza konu aldığımız hendek arkasında savaşma şekliyle cereyan eden savaş taktiğinin ilk örneğini Hz. Muhammed bazı anlatımlara göre Uhud savaşında ortaya koymuştur. Medine şehrini boşaltıp Uhud dağına çekilen Hz. Muhammed Uhud dağında yerleştiği yerin etrafını da hendekle çevrelemiş ve bulunduğu yere öyle mevzilenmiştir. Daha sonra kendisinin ve ordusunun bulunduğu yer yüksekte olması nedeniyle saldırıya geçen taraf Hz. Muhammed ve İslam ordusu olmuştur.

Yine de Hz. Muhammed Uhud dağı üzerinden bulunduğu yerin arkasında kalan vadiden düşmanların gelebileceğini düşünerek oraya okçular koymuş, onlara yerlerinden ayrılmamasını tembihleyerek arkasını emniyete alıp öyle hücuma geçmiştir. Buna rağmen Hz. Muhammed ordusuyla hücuma geçince onun ilk anda başarısı üzerine Mekkeliler kaçmaya başlayınca okçularda savaş ganimeti derdine düşmüş, Mekkelilerin pusudaki Halid Bin Velid komutasındaki kuvvetleri saldırıya geçince zafer yenilgiye dönmüştür. Bu karışıklıkta Hz. Muhammed’i öldürdüklerini zanneden Mekkeliler kaçıp gidince Medine için ve İslamlar için bu yenilgi büyük hezimet olmaktan çıkmıştır.

Ama Hz. Muhammed’i öldürdüklerini sandıklarından geri çekilip kaçan Kureyşliler daha sonra Hz. Muhammed’i öldüremediklerini İslamiyet’i yok edemediklerini anladıklarından 627 yılında hazırladıkları büyük bir orduyla tekrar Medine üzerine yürümüşlerdir. Hz. Muhammed bu üstün kuvvet karşısında İslamları ve Medine’yi müdafaa etmek için çareler aradığında yeni Müslüman olmuş İranlı Serman-ı Farisi şehrin etrafını hendekle çevirip hendek gerisinde kalarak müdafaa yapmayı tavsiye etmiştir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.