ZİRAAT MARŞINI BAĞIRARAK SÖYLEMEYE VAR MISINIZ?

“Tarımda kendine yeten yedi ülkeden biri” olduğu söylenen ülkemin yanlış politikalar yüzünden, neredeyse bütün gıda maddelerini dışarıdan alması yetmezmiş gibi, geçen yıl 700.000’i aşkın çiftçinin böyle kötü bir dönemde ekim yapmaması, dışa bağımlılığımızı daha çok artıracaktır.

Birleşmiş milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün açıklamaları, önümüzdeki yıllarda gıda tedarikinde sorun olabileceği yönündedir. Ne yazık ki, ekim dikim alanlarına kirleterek, betonlaşma alanlarına çevirmemiz, ayrıca köylü sınıfımızın ürettiklerinin desteklenmemesi gibi bir sürü problemin sonucu hiç de olumlu gözükmüyor.

“Köylü milletin efendisidir” sözü, ülkemizin kurucusu tarafından durup dururken söylenmemiştir. 1934 yılında Atatürk Orman Çiftliği denilen yerde, kendi parasıyla aldığı arazide traktörler için biodizel çalışması yaptıracak kadar halkını seven, köylüsüne değer veren ve tanıyan birisiydi.

Ve onun vizyonu çok şey gibi ne yazık ki zirai üretim alanında da basiretsiz liderler sayesinde kayboluyordu.

Behçet Kemal Çağlar’ın sözlerini yazdığı, bestesini Ahmet Adnan Saygun‘nun yaptığı, “ZİRAAT MARŞI”nı tarımı elleriyle öldürenlerin kulaklarına bağırarak söylemeye var mısınız? “Sürer, eker, biçeriz, güvenip ötesine

Milletin her kazancı, milletin kesesine,

Toplandık baş çiftçinin Atatürk’ün sesine,

Toprakla savaş için ziraat Cephesi’ne.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köksüz,

Bir yurdun öz sahibi, efendisi köylüyüz.

İnsanı insan eden, ilkin bir soy, bu toprak,

En yeni aletlerle en içten çalışarak,

Türk için yine yakın dünyaya örnek olmak,

Kafa dinç, el nasırlı, gönül rahat, alın ak.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,

Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.

Yıkıyor engelleri, ulus egemenliği,

Görsün köyler bolluğu, rahatlığı, şenliği,

Bizimdir o yenilmek bilmeyen Türk Benliği.

Biz ulusal varlığın temeliyiz, köküyüz,

Biz yurdun öz sahibi, efendisi, köylüyüz.”

Şimdilik esen kalın.