güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

YAZIKLAR OLSUN…

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:50

 

11 Kasım 1938’de celal Bayar başkanlığında toplanan Türkiye büyük millet meclisi, 322 oyla İsmet İnönü’yü Cumhurbaşkanı seçmiştir toplantıya katılan 323 milletvekili, inönü’nün aldığı oy 322…

O günün cumhuriyet gazetesinin manşeti aynen şöyle: “İsmet İnönü Cumhurreisi seçildi.”

Bu manşet Genel kurulda yapılan seçimin manşetidir. Ve aynı tarihli gazetenin manşeti şöyle devam etmektedir. “büyük millet meclisi, 348 mevcudun tam ittifakile Lozan kahramanını devlet riyasetinde intihap etti…”

 

Sayın başbakan’ın ‘’11 Kasım 1938’de TBMM’nin askerler tarafından kuşatıldığını ve İsmet İnönü’nün bu şekilde Cumhurbaşkanı seçildiği’’ yalanını söylemesi çok üzücüdür. İsmet İnönü’nün ölümünden 40 yıl sonra, bu gibi yalanlarla karalanmaya çalışılmasını insanlık dışı, Müslüman ahlakına hiç uymayan bir davranış biçimidir.

 

Türkiye Cumhuriyeti’ni temellerini atan ve tarihimizin ikinci adamı olarak geçmişimizde yerini alan, İnönü savaşlarının kahramanına yapılan bu hareket asla tasvip edilemez.

Sayın Erdoğan “millet iradesi” yaygarasını bir taraftan savunur dururken, ülkemize çok partili demokrasi geleneğini getirmiş olan rahmetli İnönü’ye bu şekilde hakaret etmesi, ne kadar kin ve nefret duyguları ile dolu olduğunun bir göstergesidir.

 

 Sayın Erdoğan’ın yalan söylediğini cümle alem bilir. Yalnız, bu yalan o dönemin milli iradesini temsil eden 348 milletvekiline de saygısızca yapılmış bir hakarettir.

Dindar değil, kindar bir kişilik sergileyen böyle bir kişinin, cumhuriyetimizin kurucularının koltuğuna aday olması ne kadar doğrudur? Bunun kararını aziz milletimize bırakıyorum.

Kendisinin,’’ büyük devlet adamı’’ diye övdüğü, üçüncü oy birliği ile seçilmiş olan İnönü’ye yapılan bu iftira, rahmetli, Celal Bayar’a da hakarettir.

 

Ben emekli bir öğretmenim. Bizim inancımızda, hakkın rahmetine kavuşmuş bir kişinin arkasından asla kötü bir laf sarfetme günah sayılır. Ama ne yazık ki, kendini inançlı gösteren sayın Başbakan, yalanlarıyla “gıybe” yapmaya devam ediyor. Bu nasıl Müslümanlık, nasıl bir insanlık?

Yazıklar olsun.

Hiçbir tarihi belgesi olmadan, tamamen yalancılık üzerine siyaset yapmanın, her zaman ağzından çıkan nifak tohumlarının, ülke insanını böldüğünün, kamplaştırdığının bilincine varamamana.

Yazıklar olsun.

Bu hakaretin bir değil, iki değil, sana sadece acıyorum. Zira ben senin gibi dindar değilim. Senin gibi hakaret ve kin kusmuyorum. Sadece ve sadece;

YAZIKLAR OLSUN diyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.