PES ETMEK YOK. BAŞARI DİRENMEKTİR.

Edebiyatla ilgisi olan kişiler, Sisifos efsanesini bilirler. Efsaneye göre Sisifos, tanrılar tarafından çok ağır bir cezaya çarptırılır. Her sabah koca bir kayayı ite ite bir tepenin başına çıkaracak, akşam olunca zirveye ulaşmış olan kaya yuvarlana yuvarlana aşağı inecek ve ertesi sabah aynı işlem tekrarlanacaktır.

Ülkenin ilerleme dönemleri, daha doğrusu yüzünü batı medeniyetine dönme uğraşlarının, bir de bakıyorsunuz, ülkenin yüzü doğuya doğru, geri hareketleri ile birlikte, Sisifos’un kayası gibi tekrar tersyüz oluvermiş ve birtakım güçler kayayı hoop diye aşağıya yuvarlayıvermişler.

Sisifos efsanesini niye anlattım? Bu efsanenin günümüzle ne ilgisi olabilir ki diyebilirsiniz. Aslında ikinci paragrafta kısa da olsa açıklar gibi oldum.

Efendim, yeni seçimden çıktık. Hepinizin bildiği gibi yeni bir meclis oluştu. Bu meclisin içinde halkımızın dikkatini çeken bazı milletvekillerin Atatürk, kadın hakları ve çağdaş eğitim hakkında olumsuz düşünceleri olduğu tartışıldı ve halen tartışılıyor. Eğer ülkenin Sisifos’u 28 Mart seçimlerinde galip gelebilseydi, bugün oluşan meclis için bunları belki de konuşmayacaktık.

“Homeros’un Sisifos’undan yola çıkıp, hayatın her alanındaki karşılaşılan zorlukları ve bazılarına göre saçmalık kabul edilen oluşumları sorgulayan kitabında Albert Camus, tepeye ulaşma mücadelesinin hedefe ulaşmaktan daha önemli olduğunu, aslında başarısız gibi yapılan mücadelenin zaman içinde önemli bir anlamı olduğu er geç anlaşılacaktır” diyor.

Evet.

Yaşamanın direnmek olduğu bir dünyada, siyasi alanda da zirveye çıkmak ve her türlü olumsuzluğu kaldırmak için verilen mücadele kesilmemelidir. Ülkenin Sisifos’u, Homeros’un Sisifos’u gibi yılmadan, pes etmeden zirveye çıkmaya ve o kayayı zirvede tutmak için mücadeleye devam etmelidir.

Başarının anahtarı direnmektir.