güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

KISSADAN HİSSE

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:50
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:50

Öyle öyküler vardır ki, günlük yaşamımıza “cuk” diye oturur. Öyle öyküler de vardır ki, insanoğluna birşeyler anlatsın diye yazılmış...

James Thurber’in öyküsü de böyle bir öykü...

"Bir varmış, bir yokmuş. Bir baykuş, yıldızsız bir gecede, meşe ağacının dalında oturuyormuş.

Tam o sırada köstebekler kimseye görünmeden oradan geçmeye çalışmaktaymışlar.

  • Huuu!, diye seslenmiş onlara baykuş.
  • Kiiim? diye titremişler. Ödleri kopmuş. Kimsenin kendilerini bu karanlıkta görebileceğine bir türlü inanamıyorlarmış.
  • Buuu, buuu! demiş baykuş. Köstebekler acele acele oradan uzaklaşmışlar.

Ormandaki başka hayvanlara baykuşun tartışmasız ormanın en akıllı ve en yüce hayvan olduğunu anlatmışlar. Karanlıkta görebildiği ve her soruya cevap verebildiği için...

Sekreter kuşu kendi kendine, ‘Bir bakalım, sahiden öyle mi?’ demiş.

Yine kapkaranlık bir gecede, o da baykuşu ziyaret etmiş... ‘Hangi pençemi havada tutuyorum ben?’ diye sormuş, baykuşa...

Baykuş, Bunu diyerek karşılık vermiş. Bu sefer sekreter kuşu,

‘Bana, ıslak olmayan şey yerine kullanılabilecek bir kelime söyleye­bilir misin?’ diye sormuş.

’Kuruuuu’ demiş baykuş. ‘Peki bir aşık, sevgilisine ne anlatır?’ diye sorunca da, ‘Onuuu’ diye yanıt almış.

Sekreter kuşu bunun üzerine çabucak öteki yaratıkların yanına dönmüş ve baykuşun gerçekten ormanların en büyük ve en akıllı hayvanı olduğunu anlatmış...

Karanlıkta gördüğü ve her soruya yanıt vermesini bildiği için, kızıl bir tilki, ‘Gündüz de görebiliyor mu?’ diye sormuş.

Öteki hayvanlar bu saçma soruya gürültülü kahkahalarla gülmüşler.

 

Sonra da, kızıl tilkiyle arkadaşlarının üzerine atılıp, onları bölgeden sürüp, çıkarmışlar.

Baykuşa bir haberci gönderip, ondan ormanın lideri olmasını istemişler.

Baykuş, havanların arasına geldiği zaman, vakit öğleymiş.

Güneş gökte pırıl pırıl parlıyormuş. Baykuş çook yavaş yürüyor, bu da ona, gerçekten bir ululuk havası veriyormuş.

Gözlerini de kocaman koca­man açıp, çevresini görmeye çalıştığından, pek önemli bir hal kazanıyormuş.

Tavuk oradan, 'Tanrı Ol' diye bağırmış.

Hepsi birden baykuşun peşine takılıp, o nereye giderse, izlemeye başlamışlar.

Baykuş sağa sola çarptıkça, onlar da sağa sola çarpıyorlarmış.

Sonunda baykuş beton bir oto­mobil yoluna gelmiş ve yolun tam ortasından yürümeye başlamış. Bütün hayvanlar da onun peşi sıra yolun ortasından yürüyorlarmış.

Derken, ileride gözcülük yap­makta olan şahin, saatte elli mil hızla üzerine bir kamyonun gelmek­te olduğunu fark etmiş. Durumu sekreter kuşuna bildirmiş.

Sekreter kuşu da, baykuşa söylemiş, 'ileride tehlike var’ diye...

Baykuş, ‘Yürüüü’ diye karşılık ver­miş. Sekreter kuşu, ‘Korkmuyor musun?’ diye sormuş.

‘Yooo!’ demiş bu sefer de baykuş.

Baykuş gündüz olduğu için, kamyonu hala göremiyormuş zira...

Bu manzara karşısında bazı hay­vanlar ‘Tanrı Ol' diye bağırıyorlarmış halen...

Tabii sonunda olan olmuş. Hayvanların bazıları yaralanmakla yakayı sıyırmışlar ama, içlerinden bazıları da BAYKUŞ ile birlikte ölüvermişler!..."

 

Öykümüz şimdilik bu kadar.

Ders mi alırsınız, bazıları ile ilgili yorum mu yaparsınız, bilemiyorum?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.