Ne yalan söyleyeyim, ‘ Temizlik imandandır ‘ derler de bir türlü şu iman ile temizlik konusunda övünmemizin dışına çıkamayız. O kadar temiziz ki, sigara izmaritlerimizi caddenin orta yerine, bazen gizliliğe aşina olduğumuzdan dolayı çiçeklik refüjlerinin içine atıveririz.
Sahil bandındaki oturma banklarımız, kabuklu yiyeceklerin yenme yerleridir. Belediye temizlik ekipleri günde beş kez süpürseler, kabuklu yiyecek yarışlarımızı engelleyemezler! Çevre kirliliğinde eğer ülkeler arası yarışma düzenlense yüzde yüz birinci oluruz!
Konu çevre kirliliği olunca ayrıca geçmiş dönemlerde Belediye Meclis Üyeliği yapmam nedeniyle aklıma ‘ Kabahatler kanunu ‘ geliverdi. Ee, işin içinde yazarlık da olunca, şu kanundan biraz bahsederek, birilerinin kulağına azıcık kar suyu kaçıralım dedik…
Geldik esas meselemize. Yasanın 41. Maddesi ‘ TEMİZLİK – ÇEVREYİ KİRLETME ‘
İle ilgili bu kanun maddesi, 10 maddeden oluşmaktadır. Cezaları da caydırıcı niteliktedir. Bireysel daha doğrusu biraz evvel verdiğim çevre kirliliği örneklerindeki parasal cezaların miktarı, işletmelerin yaptığı kirlilik cezalarını bir yazsam, dudaklarınız uçuklar. Böyle bir fiziksel zarar vermemek için kanunun 42. Maddesine geçelim.
Ve yine bu maddenin 4. Fıkrasında cezai hükümlere yine kolluk ve zabıta görevlileri karar verir diyor
Sonuç olarak kentimizin hangi caddesine baksanız, sahil bandından, Cumhuriyet meydanında şöyle bir göz gezdirseniz, gördüğünüz kirlilikleri, ilgili görevlilerin neden mani olmadıklarını, kendi kendinize sormaz mısınız?
Eğer bu konuda yetkililer kayırmacılık yapmasa, bu görevin sorumlusu zabıtaya gerekli talimatlar verilebilse inanın kentimiz tertemiz olur.
Bu genel bir yazıdır ben bu yazımda amacım sadece kabahatler kanununa dikkat çekmek, ikincisi bu kanunu uygulaması gereken mercileri göreve davet etmektir.