İzmir Atatürk Lisesi birinci sınıfta iken mektuplaştığı bir kıza yazdığı Nazım Hikmet şiirleriyle yakalanmış, sonuçta daha 16 yaşında iken tutuklanmıştır. İş bu tutuklanma ile de bitmemiş, okulundan uzaklaştırılmıştır.
İki ay hapislik sürecinden sonra, görülmemiş bir olay yaşadı. Zira hapis cezası veren mahkeme, onun; Türkiye’nin hiçbir okulunda okuyamayacağına dair karar vermiştir.
O, eğitim hayatının engellenmesi mücadelesinin savaşımını 3 yıl sonra kazandı. 1944 yılında Danıştay kararıyla okuma hakkını kazandı ve İstanbul Işık Lisesine yazıldı. Lise son sınıfta iken amcasının kendisinden habersiz katıldığı CHP şiir Armağanı’nda “Cebbaroğlu Mehemmed” şiiriyle ikincilik ödülünü aldı.
Bu şiir şöyle idi:
“Kaman civarında bahar gelince
Yıkılır ovadan apdal çadırları
Yücesinden pare pare duman tutmuş
Düdüldağ’ın yaylasında mekan kurulur
Hoş gelmişsin evvel bahar
Nisan ayı içinde donanır dağlar
İstasyon deresi kabarmıştır
Hacıdağ’ın selinden
Dağlar sıra sıradır eylim eylim
Dağlar uzanır bir uçtan bir uca
Dağlar birbirinden yüce
Yamaçlarında kireç yakılır.
Bir ömür boyunca kahrı çekilir
Kimse anlamamış sırrını hikmetini
Bu bereket nereden gelir.
Başımızdan duman eksilmesin gavurdağları
Siz hikayet eyledinin bana
Bahçe kazasının kaman köyünden
Cabbaroğlu Mehemmed’in hikayesini
Yıllar yücesinden şöyle bir seyran edelim
Bir avuç toprağa çöreklenmek için
Yürümüş selamsız sabahsız
Destursuz girmiş memleketine
Yedi çeşit frenk askeri
Uğursuz bir hava çökmüş
Üstüne memleketin
Uğursuz ve karanlık
Çocuklar gülmemiş artık
Sessiz sessiz ağlamış analar
Oduna giderken vurulmuş
Ve yahut harman yerinde
Avuçları buğday kokan delikanlılar
Ve nice gavurdağı kızlarının
Birer birer ırzına geçilmiş
_Rivayet şöyledir kim_
Dumanlı bir gün akşamı
Şu mor dağlar efendim
DESTUR DEMİŞ DE YÜRÜMÜŞ.”
Ne o, beğendin değil mi?
Bu kısacık hayat hikayesi ve onun ilk şiirlerinden, daha doğrusu ilk ödüllü eseridir.
Evet, sizlere bugün hayatından kısa bir kesit sunduğumuz şairimiz Atilla İLHAN’dır…