İnsanlar arasındaki ilişkilerde en temel duygu güvendir. Güvendiğimiz insanları severiz, saygı duyarız. Güven varsa en gizli sırlarımızı açabiliriz. Güven duygusuyla her tür işbirliğine açık oluruz. Bu açıdan insanların yemek, içmek gibi fizyolojik ihtiyaçlarıyla beraber hayati önem taşıyan en önemli gereksiniminin güven duygusu olduğunu söyleyebiliriz.
Can damarıdır güven. İnsan güvenmek ister, emek verir hem de çok emek verir... Bazen onca emekten sonra oluşturulan bu duygu insana huzur verir, ama en zor anında, tüm güvendiğin dallar kırılıverir birden ve paramparça olursun. Kanımca devamında iki yol vardır; birincisi uzaklaşmak, ikincisi akışına bırakmak ve beklemek. Nasıl sonuçlanır henüz anlayabilmiş değilim ama çoğunlukla beklemek, düşünmemek daha iyi sanırım.
Güven kırılınca öyle bir acıtır ki, öylece ortada kalıverirsin. Önce bir şaşırır, sonra kabullenir ve sonrasında yeniden "neden" diye sorunca bu sefer göz pınarlarınız kuruyuncaya kadar ağlarsın ve ne kadar sorgularsan sorgula bulamazsın cevabı.
İlişkileri yıkılmamak üzere inşa edilen binalara benzetecek olursak, güven duygusu da sağlıklı ilişkilerin taşıyıcı kolonlarından belki de en güçlü olması gerekenidir. Yıkıldığı zaman artık o iki kişi arasında hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağının adeta habercisi olur. Oluşan bu enkazın altından çıkmayı başarabilseniz dahi artık yaralısınızdır. İnşa ettiğiniz binanın başınıza yıkılmasını ne kadar atlatmaya çabalasanız da artık başka bir bina inşa etmeye gücünüz yoktur. Derme çatma bir şeyler yaparsınız. Onun da altına girmeye çekinirsiniz, "yoksa yine mi üstüme yıkılacak" korkusuyla. Güven duygusu yıkıldığında, artık tutkunun, özlemin ve hatta sevginin ayakta tutamayacağı bir binanın içinde savunmasız kalmışsınızdır demektir.
Güven eksikliği diğer bir ifadeyle yetersizlik duygusudur. Yetersiz olduğunu düşünen kişi, kendisinde olmadığını düşündüğü niteliklerden dolayı beraber olduğu insanın başkalarına ilgi duyabileceğinden endişe duyar. Bir süre sonra da bu endişe duygusu gerçeklik halini alır ve kişinin kendisi de buna inanır. İnançlar da yargıları oluşturur. Beraber olduğu insanı yargılamaya başladığında ise artık bir çok şey geri dönülemez noktaya gelmiştir bile. Toplumsal baskıların getirdiği bir kabullenicilikle eğer bu bir evlilik ise, evlilik ya katlanılarak sürdürülmeye çalışılır ya da yıpratıcı süreçlerden sonra öfke duygularıyla beraber bitme noktasına gelir.
Eğer bir insanın güvene dayalı ilişkiler kurma isteği ve ihtiyacı varsa her şeyden önce kendisinin güvenilir bir insan olması gerektiğini bilmesi gerekir. Sözü ve özü bir, söylediğini yapan ve yaptığını söyleyen bir kişi olmak, ilişkilerinde adil ve tutarlı davranmak ve bütün bunları sürekli yapmak güvenilirliğini sağlayacaktır. Güvenilir bir kişi olmak, insanın yaşamda kazanabileceği en önemli ve üstün özelliklerden ve de hazinelerinden biridir.
Gelin ilk önce güvenilir biri olalım. Biz güvenilir olalım ki karşımızdakinden de güvenilir olmasını bekleyelim.
Sevgiyle kalın.