Tezahür ile Uğraşmayın. Şükrün Gücünü Görün

Şükran duygusu ile elde edemeyeceğimiz bir şey yoktur. Aslında evreni harekete geçiren tezahür ettirme yeteneği değil şükran duygusudur. Bütün spiritüel koçların ya da danışmanların belki de kişisel gelişimcilerin, çoğunun diyelim, kaçırdığı nokta da budur. Evren aslında tezahürle hareket etmez. Evren, şükran duygusu ve şükür duygusuyla hareket eder. Şükretmekte ustalaşmak için önce şükredeceğiniz şeyi çok iyi şekilde görüp, yakalayabilmek lazım. Önce şükredecek şeyleri bulabilmek lazım, anlayabilmek lazım. Sağlıktan ekonomiye, özel hayattan işteki başarıya, içsel şifadan fiziksel şifaya kadar, her şeyi şükran duygusuyla rahatlıkla elde edebilirsiniz.

Çünkü evren onaylanan, onaylanmaya devam eden, memnuniyet gösterilen şeyleri arttırarak vermeye devam eder. Bunun için önce kendimizi takdir etmek ve kendi varlığımıza, kendi yeteneklerimize, kendi başarılarımıza, yaptıklarımıza, yapabileceklerimize hatta eksi yönlerimize -ki eksi yön diye bir şey yoktur bunu sonra başka bir yazıda konuşuruz- zayıf noktalarımıza, başımıza gelen, geldiğini sandığımız olumsuz deneyimlere -ki olumsuz deneyim de yoktur bunu da başka bir yazıda konuşuruz- hepsine şükretmekle başlamak lazım.

Sonra en önemli ustalık, negatif sandığımız şeylerin veya sevmediğimiz olumsuz kişilik özelliği olan insanların hayatımızdaki yerine şükretmek. Bunu nasıl başarabilirsiniz? Ancak size kattığı fayda ve deneyimleri fark ederek bunu sağlayabilirsiniz. Yani o kişiler hayatınızda ne kadar zorluk da getirse mutlaka size gizli bir faydası var. Bu gizli faydanın ne olduğunu anlamak için kendinize "bu negatif kişi ya da eylemler bize ne kazandırır, bana ne kazandırıyor, neyi öğretiyor bana hangi dersi öğretmeye geldi?" diye düşünürseniz o konuda o kişi ve deneyimle ilgili şükredecek çok şey bulursunuz. Neden? Çünkü insanları sürekli yargılarsanız onları sevmeye, takdir etmeye, onları değerli bulmaya vaktiniz kalmaz. Onları güzel gören gözünüzü kör etmiş olursunuz.

Oturduğunuz yerde bir şeylerin size gelmesini bekliyorsanız, -ideal eş, ideal iş, ideal çocuk, ideal hayat, ideal ev her neyse istediğiniz şey ya da ideal akademik kariyer- şunu bilin ki oturduğunuz yerde çabalamadan, onu fark etmeden, onu bulmadan, ona şükretmeden size gelmeyecek. Bu kesin bilgi, yayabilirsiniz. Şükran duygusu yani şükretmenin en güzel avantajlarından biri de zihninizi içinde en çok vakit geçirmeyi isteyeceğiniz yere dönüştürmesidir. Yani zihninizin içindeki negatif düşünceler, birbirine karışmış karmaşık fikirler, kaostan arındırıp zihninizi içinde yaşamayı en çok istediğiniz çiçek bahçesine dönüştürebilirsiniz.

Değişime zihinden başlayacaksak yani değişim içerden dışarıya doğru gidecekse önce zihninizi şükran duygusu ile doldurmayı deneyebilirsiniz. Kesinlikle işe yarayacaktır. Çok sevdiğim bir Zen atasözü şöyle söyler; " insanlar kendi gölgelerinde durup neden karanlık olduğunu merak eder." İşte şükran duymazsak, şükran duyulacak şeyleri bulmazsak, görmezsek, şükür enerjisine geçmezsek, kendimizi karanlıkta; gölgede, karamsar bir şekilde, kurban rolünü oynarken buluruz.

O yüzden bizim için önemli olan içinde bulunduğumuz gölgenin kendi gölgemiz olduğunu fark etmek. Bana da şükran duygusu ile yıkabiliriz ancak. Burada şükran duygusundan bahsederken sahte bir pozitiflikten, toksik bir pozitiflikten bahsetmiyorum. Hayatın çift uçlu gerçeklikte olduğunu, çift uçlu dualite olduğunu, negatiflerin; pozitiflerin, artıların, eksilerin olduğunu unutmayın. Ama şükran duygusu her negatifin içinden mutlaka görebileceğiniz bir peri tozunun olduğunu da gösterir bize. Bunu da unutmayın. Buradaki temel prensip, bir şeyin varlığına ne kadar şükrederseniz onu arttırmanız olduğu için her şeyle olumlu bir şey görüp, o olumlu şeyi şükürle artırabileceğiniz gerçeğidir.

O zaman her şeyi negatif görürseniz onu arttıracaksınız. Onu ne kadar parlatırsanız onu arttıracaksınız.