güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Daha İyisini İstemek Ne Şartlarda Sağlıklı

Yazının Giriş Tarihi: 23.01.2025 08:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.01.2025 08:04

Herkes daha iyisinin peşinde. Herkes birbirinin en iyi versiyonunu arıyor, herkes elindeki alternatifin de en iyi versiyonunu arıyor. Normal şartlarda bir kişinin, bir durumun iyi olmadığını anlamadan daha iyisini isteyemeyiz. Yani ben karşımdaki kişinin daha iyi versiyonunu arıyorsam onun mevcut hali benim mevcut halimden daha vasat ya da vasatın altıdır ki daha iyisini arıyorum.

Buraya kadar her şey normal görünüyor ama önemli olan şu; insanlar artık basmakalıp cümlelerle, ezberlenmiş sosyal medya aforizmalarıyla ya da kitaplardan duydukları, sosyal medyadan gördükleri, birbirlerinden duydukları kafelerde ezberledikleri, birbirlerinden çaldıkları basmakalıp duygu ve düşüncelerle, cümlelerle bunu istiyorlar. Problem burada.

Eleştirmeyi, karşındakini yargılamayı, karşındakini beğenmemeyi, karşındakini küçük görmeyi, hor görmeyi, eksik görmeyi, vasat görmeyi, vasatın altında görmeyi kendini daha yüceltmek olarak sananlar, kendini yüceltmek olarak görenler önce aynaya bakıp, önce kendilerinde bir hasar tespiti yapıp, önce bir bende ne var ya da ne yok onu hiç dikkat etmeyip, sadece daha iyi versiyon peşine düşen, sadece daha iyi versiyon hayallerine, rüyalarına dalan, bunu hayat amacı haline getiren, bunu belki ailelerinin yıllarını veren ama sonra geriye dönüp sadece bir kere bile "ben neyi yaptım? kendim için ne yaptım? kendime ne kattım? kendimi geliştirmek için ne yapıyorum?" demeyen, insanlar kendileri ilerlemediği gibi kendileri kalitesini birisini de asla ne ilişkiye anlamında ne dostluk anlamında ne iş anlamında bulamayacaklar. Bulamıyorlar da.

Kendine daha sağlıklı bir alan oluşturmamış, başkalarının kendi alanına müdahalesinden şikayet ediyor. Kendisi her gün oturup iki satır kitap okumuyor ama başkalarının cehaletinden şikayet ediyor. Kendisi düzenli spor yapmıyor, sağlığına dikkat etmiyor, disiplinli yaşamıyor, disiplini uyuyup uyanmıyor, sosyal medyanın başka insanları dejenere ettiğinden başka insanları ya da ilişkileri bozduğundan şikayet ediyor. Kendisi ilişkisinde iletişimde dürüst değil, şeffaf değil, karşısından dürüstlük bekliyor sadakat bekliyor. Kendisi empatiden yoksun cümleler kuruyor, karşısından incelik, hassasiyet, naiflik, zarafet bekliyor. Beklemek çok kolay.

Çünkü beklemek gözlemlenebilir bir şey, başkalarından gördüğünüzü bekleyebilirsiniz yani sizde olmayan bir şey beklemek çok daha kolay, zor olan şu; beklediğim şey bende var mı diye bakmak. Bende yoksa karşımdakinden beklemekte doğru mu yapıyorum? Bu adil mi, bu adaletli bir davranış ya da düşünce mi diye bakmak. Zor olan bu, buna bakmak lazım.

Yani ben parkta, bahçede, otobüste, minibüste, uçakta, önümdeki, yanındaki koltukta, iki kişiden bir diyalog duyup "aa ne kadar güzel kadın adama şöyle dedi ya da adam kadına şöyle dedi, çocuk annesine şöyle davrandı ya da şu orta yaşlı biri yaşlı babasına şöyle yaklaştı, ne kadar güzel ben de bunu bekliyorum, ben de bunu isterim" demek çok kolay, o anda o donanımın sizde olmadığını bile bile bunu bekleyebilirsiniz.

Mesele şurada; bende bu yok, bunu bekliyorum. Karşı taraftan ya da ilişkimden, mevcut durumundan istiyorum, bekliyorum ama ben kendime ne kadar yatırım yapıyorum ki? ben kendimi ne kadar bu konuyu hazırlıyorum, donanımımı arttırıyorum ki karşımdan da bunu bekliyorum? demek mesele. Sonra boş eleştirileri bırakmak mesele. Bir şey eleştirmeden önce kendimize bakıp eleştirmek mesele. Burada da şu doğal hak doğmasın, "bende var eleştirebilirim. Tamam eminim artık, bu bende var karşımdakini o zaman küçük görebilirim, karşımdakini azarlayabilirim, karşımdakine kendini yetersiz, eksik hissettirip onu ötekileştirebilirim." Hayır bu da değil.

Bende var olabilir ama zamanında yoktu değil mi? Bu donanımla doğmadık sonuçta. Kendimize katıyoruz sürekli her gün bir şeyler. Bizde bir şeyin olup karşımızda olmaması da onu hoyratça eleştirmemiz gerektirmez. Eleştirmeyi çok matah bir şey sananlar önce bence kendini eleştirmeyle başlasın. Gelişmenin en büyük anahtarı kendimize eleştirmekten geçer. Bu eleştiriden kastım, kendimi aşağılamak, kendime hakaret etmek, kendimi küçük görmek, kendimi yetersiz bulmak değil. Kendimde ne var ne yok bunu gerçekçi olarak tahlil edebilmek.

O zaman şöyle özetleyebilir miyiz; önce kendimiz. Sadece kendimiz. Biz iyiysek dünya iyi, biz varsak dünya var, biz gelişince dünya gelişir, biz iyi bakarsak dünya iyi olur, biz dolu ve pozitif olursak dünya dolu dolu ve pozitif yaklaşır bize. Yaşamın kaynağı önce ben, dünyanın merkezi sadece ben, dış dünyada yaşadığımız her şey iç dünyamızın yansıması bunu sakın unutmayın. Sevgilerimle...

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.