Bugün yayınlanan yazımız sadece Bandırma bireylerine yönelik değil, tüm dünyaya yöneliktir.
Savaş suçları, uluslararası hukuka göre bireysel cezai sorumluluk doğuran uluslararası insancıl hukukun ihlali olarak tanımlanabilir. Her zaman uluslararası ya da ulusal bir silahlı çatışma bağlamında söz konusu olan savaş suçları, soykırım ve insanlığa karşı suçlardan ayrılmaktadır.
Silahlı çatışmaların yürütülmesinde belirli davranışların yasaklanması, yüzyıllar öncesine dayanmaktadır. Ortaçağdan 19. yüzyıl sonlarına kadar savaş ve barış hukuku, günümüzdeki adıyla uluslararası insancıl hukuk ortaya çıkana kadar silahlı çatışmaların yürütülmesinde şiddetin sınırlandırılması “Haklı Savaş” doktrini kapsamında gerçekleşmiştir. Savaşları meşruiyeti bağlamında haklılaştırmak (jus ad bellum) ve silahlı çatışma sırasında kullanılacak şiddeti sınırlandırmak (jus in bello) olarak iki boyuta sahip olan haklı savaş doktrini, günümüz savaş ve barış hukukunun da temel kaynağıdır. Nitekim belirli silahların yasaklanmasından, belirli günlerde savaşmanın yasaklanmasına, silahlı çatışmalardasavaşan-sivil ayrımından, savaş esirlerine yönelik kurallara kadar günümüz uluslararası insancıl hukukunun kapsadığı temel alanların kökleri haklı savaş geleneğinin jus in bello boyutunda bulunmaktadır. Buna karşın savaş suçları kavramı ancak 19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında silahlı çatışma hukuku kurallarının kodifiye edilmesiyle gelişmiştir. Yine de günümüz uluslararası hukukunda tüm savaş suçlarını içeren tek bir belgeden söz edemeyiz. Savaş suçları, uluslararası insancıl hukukta olduğu gibi, uluslararası ceza hukuku anlaşmalarında ve uluslararası yapılageliş kurallarında bulunabilir.
Uluslararası savaş ve barış hukukunun düzenlenmesine yönelik ilk örnekler, 1899 ve 1907’de kabul edilen Lahey Sözleşmeleri olarak kabul edilmektedir. Bununla birlikte savaş yöntem ve araçlarını düzenleyen ilk uluslararası anlaşma, 1868’de kabul edilen St. Petersburg sözleşmesidir. Belirli silahların kullanımını yasaklayan bu sözleşme, hem 1899 hem de 1907 La Haye Sözleşmelerinde de kabul edilmiştir.
Savaş suçları, özel korumaya ihtiyaç duyan kişilere, insani yardım ve barışı koruma operasyonları sağlayanlara, mülkiyete ve diğer haklara karşı işlenmiş savaş suçları ile yasaklanmış savaş yöntemleri ve yasaklanmış savaş araçlarının kullanımını kapsamaktadır.
1949 Cenevre Sözleşmelerinin ciddi ihlali kapsamındaki eylemler; kasten öldürme, biyolojik deneyler dahil işkence veya insanlık dışı muamele, vücuda veya sağlığına kasten büyük ıstırap verme veya ciddi yaralamaya sebep olma, askeri gereklilik olmadan, yasadışı ve keyfi olarak mülkiyetin yaygın yok edilmesi veya sahiplenilmesi, bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, düşman devlet silahlı kuvvetlerinde hizmet etmeye zorlanması, bir savaş esirinin veya koruma altındaki bir diğer şahsın, kasti olarak adil ve olağan yargılanma hakkından yoksun bırakılması, hukuka aykırı sürgün ya da nakletme ya da hukuka aykırı alıkoyma ve rehin alma eylemlerini içerir.
Uluslararası silahlı çatışmalarda geçerli yasa ve geleneklerin ciddi ihlali kapsamında yasaklanan bazı eylemler de şu şekilde sıralanabilir; çarpışmalarda doğrudan yer almayan sivil bireylere ya da sivil nüfusa karşı kasten saldırı yöneltilmesi, barış gücü ya da insani yardıma tahsis edilmiş görevli personel, tesis, malzeme, birlik veya araçlara kasten saldırı yöneltilmesi, savunmasız veya askeri hedef oluşturmayan kent, köy, yerleşim yeri veya binaların bombalanması veya bu yerlere herhangi bir araçla saldırılması, silahını bırakmış, kendisini savunma araçlarından yoksun ve isteğiyle teslim olmuş bir askeri öldürme veya yaralama, işgalci devletin kendi sivil nüfusunun bir bölümünü işgal ettiği topraklara doğrudan veya dolaylı olarak nakletmesi veya işgal edilen topraklardaki nüfusun tamamının veya bir kısmının bu ülke içinde veya dışında sürülmesi veya nakli, askeri amaçlı olmaması koşuluyla din, eğitim, sanat, bilim veya yardım amaçlarıyla kullanılan binalara, tarihi eserlere, hastanelere ve hasta ve yaralıların toplandığı yerlere kasten saldırı düzenlenmesi, merhamet gösterilmeyeceğini ilan etme, savaşın gereklilikleri zorunlu kılmadıkça düşman mülkiyetinin imha edilmesi veya bu mallara el konulması, saldırı sonucu ele geçirilmiş olsa bile bir kenti ya da yeri yağmalama, zehir veya zehirli silahların kullanılması, vücutta parçalanan mermi kullanılması, ırza geçme, cinsel köleleştirme, fahişeliğe zorlama, hamileliğe zorlama, kısırlaştırmaya zorlama veya Cenevre Sözleşmelerini ciddi şekilde ihlal eden diğer cinsel şiddet çeşitlerine başvurulması, 15 yaşından küçük çocukların ulusal silahlı kuvvetlere çağırılması, askere alınması veya çatışmalarda aktif olarak kullanılması kesinlikle yasaktır.