güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Türkçülük’e Düşman Fikir ve Telakkiler

Yazının Giriş Tarihi: 08.08.2024 08:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.08.2024 08:26

Türkçülük dediğimizde aklımıza ilk gelen düşünce, kişilerin tüm diğer milletlerden farklı olarak Türk milletini görüp, Türk milletine bir başka deyişle Türk ırkına, Türk milletinin kültür öğelerine önem vermek, ona sahip çıkmak, her şeyden fazla değer vermektir.

Bugün, milletimiz bu Türkçülük kelimesine yanlış anlamlar vermekte olduğu için Türkçülük tabirini ırkçılık, kafatasçılık olarak düşünmekte ve bu yüzden Türkçülük’e önem vermeyip ondan uzak durmaya özen göstermektedir. Bu nedenledir ki Türkçülük’ü tartmak, Türkçülük’ün aslında Türk Milliyetçiliği olduğunu vurgulamak gerekir düşüncesindeyim. Türkçülük’ü, ister Türk Milliyetçiliği olarak ister Türkçülük olarak ifade edebiliriz. Türk ırkının, Türk milletinin karakter ve özelliklerine, diline ve kültürüne, geleneklerine, ananelerine önem vermek şeklindeki bu anlayışın Türk milletine ve Türk milletinin bireylerine kabul ettirilip benimsetilmesi şarttır kanaatindeyim.

Zaten Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu ve tekamül ettiricisi Mustafa Kemal’in, Türk milleti için benimseyip, benimsetmeyi düşünüp önemle vurguladığı ve Türk ilkelerinin temel şartlarından birisi de Milliyetçilik ilkesidir. Ama ne yazık ki bugün Türk Milliyetçiliği farklı terakkilerle karıştırılmakta ve Türk Milliyetçiliği olarak farklı düşünce sistemleri değerlendirilmektedir. Bu yanlış düşüncelerden bir tanesi, Türk Milliyetçiliğini İslamcılık ile karıştırmaktır. Bugün ülkemizdeki, toplumumuzdaki vatandaşlarımıza sormaya kalktığımızda bir başka deyişle “Sen nesin?” dediğimizde alacağımız cevap, çoğunlukla “İslam’ım.” yahut bir başka deyişle “Müslümanım.” ifadesi olacaktır. Bu ifade Milliyetçilik kavramına göre ters bir ifadedir.

Çünkü dünya üzerindeki herhangi bir milletin, özellikle Avrupa Devletlerinin, Amerika Birleşik Devletleri vatandaşlarının, daha geniş bir kavramla gerek Batı dünyasına mensup, gerek Milliyetçilik fikrini benimsemiş diğer millet bireylerinin hiçbirisi “Ben Hristiyan’ım.” veya “Ben Budist’im.” şeklindeki ifadelerle mensup oldukları dinin bireyi olduklarını vurgulamayacaktır. Bizim dışımızdaki toplumların hiçbiri mensup oldukları dine göre kendini ifade etmeyecek, hangi millete mensupsa milletinin adını vererek, “Ben Amerikalıyım.”, “Ben İngiltereliyim.”, “Ben Fransalıyım.” şeklindeki ifadeleri kullanmadan verecekleri cevaplar da “Ben Amerikan’ım.”, “Ben İngiliz’im.”, “Ben Almanım.”, “Ben Fransız’ım.” olacaktır.

Tekrar vurgulamak isterim ki, biz Türkler, milliyetçiliği İslam dinine mensup olmakla karıştırarak sanki Türk milletine mensup bireylerin Hristiyan, Musevi veyahut başka dinlere mensup olamayacakmış gibi bir düşünceden uzak durmalıyızdır. Oysa farklı bölgelerde farklı dinlere mensup yaşayan Türkler de mevcuttur. Mesela Rusya Federasyonu’na mensup Yakutistan’da bulunan Yakut Türkleri, Şamanistlerdir. Yine Moldovya’daki Gagavuzlar, Hristiyanlardır. Bu dinlere mensup Türklerin, İslam olmayıp bu dinlere mensup olması onları Türk Milletine mensup olmaktan çıkaracak bir özellik değildir. Şunu hatırlatmak isterim ki, biz Türkler, tarih boyunca kurduğumuz devletlerde yaşadığımız müddet boyunca çok farklı dinlere inanmış, bağlanmışızdır. Nitekim geçmişte kalmış Hun İmparatorluğunda, Göktürk İmparatorluğunda yaşadığımız dönemlerde Şaman dinine veyahut Gök Tanrı dinine, hatta çok tanrılı Tabiat dinine inanmış ve bu dini kaideler çerçevesinde itikat sahibi olmuş, ibadetlerimizi ona göre yapmışızdır.

Tarihte Kafkasya Bölgesine hakim olmuş Hazar Devleti denilen Türk Devleti, Museviliği kabul etmiş, bugün Doğu Türkistan sahasında yaşayan o zaman büyükçe bir devlet kurmuş olan Uygurların kurduğu devlet, resmi din olarak Mani dinini kabul etmiştir. Yine Avrupa da kurulan Avarlar, Hristiyan dinini benimsemiş ve kabul etmişlerdir. Aslında bir Türk ırkı olmasına rağmen daha sonra Slavlaşan Bulgarlar, bugünkü Bulgaristan’a yerleştiklerinde Hristiyan dinini benimsemişlerdir. Avrupa’ya yerleşip Macaristan’a yerleşmiş olan Macar Türkler'i de Hristiyanlığı benimsemiştir. Buna mukabil Oğuz Boylarının kurduğu Karahanlı ve Selçuklu Devletleri, İslamiyet’i, Kiv Türklerinin kurduğu Gazneli Devleti'ndeki Türkler İslamiyet’i kabul etmişlerdir.

Kısacası farklı Türk gruplarının farklı dinleri benimsemesi bu Türkleri Türklük'ten çıkarmayacak, uzaklaştırmayacak, Türklüklerinin devamına engel oluşturmayacaktır. Zaten bu farklı grup Türkler hiçbir zaman Türklüklerinden uzaklaşmamıştırlar. Bunun en bariz örneği, Malazgirt Meydan Muharebesi'nde Selçuklu Türkleri'yle yani Sultan Alparslan’la, Bizans Ordusu’na mensup askerler olarak savaşmakta olan Bizans Ordusu’ndaki Hristiyan Peçeneklerin, Hristiyan Gagavuzlzar'ın, Kuman ve Kıpçaklar'ın, Hristiyan olmalarına rağmen İslam olan Selçukluların safına geçmesi, zaferi Alparslan’a kazandırmış olmaları açık açık göstermektedir.

Bütün bu sözlerden sonra kesin olarak belirtmek isterim ki Türk olmak için, Türk milletine mensup olmak için İslam olmak olmazsa olmaz, Türk olmak için şart olan bir kaide değildir. Biraz daha modern tabirle belirtmek gerekirse, Pantürkiye ve Panislamizm anlayışları çok farklı anlayışlardır. Nasıl Türk olmak için İslam olmak şart değilse, İslam olmak için de Türk olmak şart değildir. Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.