— KANÛNÎ SULTAN SÜLEYMAN [SÜLEYMAN I.] (27/NİSAN/1495 M. 1 ŞABAN 955 PAZARTESİ - 6/Eylül/15666 M. 20 Safer 974 Cuma): Babası Yavuz Sultan Selim, annesi Hafsa Hatun
olup Trabzon’da doğdu. 25 sene, 5 ay, 4 günlükken babasının ölümü üzerine Hükümdar oldu. 70 yıl, dört
ay, on gün yaşadıktan sonra ölmüştür1. 45 yıl, on bir ay, yedi gün Hükümdarlık yapmıştır.
Yarım asra yakın devam eden bu devir, Türk milletinin dünya ölçüsünde yarattığı büyük cihanşümul
olaylar, siyasî, asker’, İçtimaî ve kültürel sahalarda meydana getirdiği eserler ve devrimlerle doludur. Çok
esaslı bir tahsil ve terbiye görmüş, devrin bilimlerinin hepsinde geniş bilgi sahibi olmuş, birçok Osmanlı
padişahları gibi değerli bir şâir olarak yetişmiş ve babası tarafındanmış bir şahsiyettir. Ağır başlı, olgun,
bilhassa hükümdar olarak yetiştirilihtiyatkâr, lüzumsuz şiddet ve hiddete kapılmayan, merhametli, insaflı bir insandır. Çağdaşı hükümdarlarla mukayese edilirse, ilim ve sanatta, dünya ahvaline vukuf
hususunda onun ayarında bir hükümdar olmadığı görülür. Kanunî Süleyman, İyi bir kumandandır. Orduları sevk ve idarede müstesna bir kabiliyet sahibidir. Tâbiyede üstatdır. Adam seçmesini, her işte en ehil olanı bulmasını ve himmetleri takdir ederek adam yetiştirmesini bilen bir idarecidir. Kanunlara, an'anelere, örf-
lere fevkalâde riayetkârdır. Bu hasleti dolayısıyladır ki onun zamanında, kanunsuz iş yapmağa cüret edilemezdi. Âdildi, adaletin her ne suretle olursa olsun bütün memlekette hâkim olmasını isterdi. Teşkilâtçı idi. Yaptığı kanunlar, fermanlar ve emirlerle devlet mekanizmasını ârısasız işleyen çok muntazam bir makine haline getirmişti.
İç siyasette adâleti esas alan Kanunî, dış siyasette DEHÂ derecesinde bir kabiliyet ve başarı göstermiştir. Muhakkak ki dış siyaset ve dünya siyaseti bakımından asrının bütün hükümdarlarından üstündü.
Devlet menfaatlerini korumakla emsalsizdi.
Yavuz Sultan Selim'in 1520 efe ölümü üzerine padişah oldu. İlk seferini Belgrad üzerine yaptı. 1521 yılında burasını Macar’lardan, aldı. Ertesi yıl Rodos adasını fethetti. Macar kralı II. Layoş'un yolsuz
işler yapması üzerine sefer açtı. Macarları Hohaç Meydan Savaşında yendi. Güney Macaristan’ı ve Budini fethetti (1526).
Fakat Ferdinand’ın Macar tahtında hak iddia etmesi üzerine 1529 da birinci defa Viyana’yı kuşattı. 1532 de Alman seferini yaptı. Ferdinad bu durum karşısında padişahtan barış istedi ve 1533 yılında
İstanbul Barışı yapıldı. Kanunî Sultan Süleyman, batıda uğraşırken,İranlılar düşmanca hareketlerine devam ediyorlardı. Kanunî Sultan Süleyman, Ferdinad ile barış yaptıktan sonra İran üzerine 1533-
1535; 1548- 1550 ve 1553- 1555 seferlerini yaptı. İranlılardan Irak'ı, Tebriz’i ve daha birçok yerleri aldı. İran hükümdarının barış istemesi üzerine 1555 de Amasya Barışını yaparak İran savaşlarına son verildi.
Bu arada Türk savaş filosu Preveze Deniz Savaşım kazandığı gibi Hindistan üzerine de deniz seferleri yapıldı. Barbaros Hayreddin Paşa ve Turgut Reis Akdeniz'de kazandıkları zaferlerle bu denizi
bir Türk denizi haline getirdiler. Kanunî, son seferini Zigetvar'a yaptı. Kalenin kuşatılması esnasında hastalanarak öldü (1566). Ölüsü İstanbul’a getirilerek Camiî yanındaki türbesine gömüldü.
Kanunî Büyük Mimar Sinan'a birçok binalar yaptırarak adını tarihe maletti. Eski kanunları kâfi görmeyerek yeni kanunlar yaptırdı. Bu yüzden kendisine «KANUNλ ünvanı verildi. Bilginleri ve şairleri koruyarak Osmanlı Kültürünün kalkınmasına yardım etti.
Kanunî aynı zamanda şairdi. Şiirde «MUHİBBλ mahlasını kullanırdı. Divanı vardır. En meşhur kıtası, herkesçe bilinen ve Türk halkı arasında atasözü haline gelen şu mısralardır:
Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Kötü niyetli vezirlerinin telkinleri, hile ve entrikalariyle evlât
kanına giren Sultan Süleyman, oğlu BAYEZİD'in :
Ey serâser âleme Sultan Süleyman baba
Tende câmm, canımın içinde cânânım baba
Bâyezid’ine kıyar mısın benim câmm baba
Bîgünâhım Hak bilür devletlü Sultânım baba.
Mısralariyle başlayan çok acıklı ve hislî yalvarışlarına şu mısralarla cevap vermişti:
Ey demâdem mazhar-î tugyânu isyânsm oğul
Takmayan boynuna hergiz, takv-ı fermâmm oğul
Ben kıyarmıydım sana ey Bâyezîd Hânım oğul
Bî-günâhım dime bâri tevbe kıl câmm oğul.
— İKİNCİ SELİM 28 Mayıs 1524 = 24/Recep/930 Cumartesi İstanbul - 15/Aralık/1574 - 1 Ramazan 982): Babası Kanunî Sultan Süleyman, annesi Hürrem Sultan'dır. 42 yıl, dört ay, dört günlük iken pâdişâh olmuş, bu görevde 8 sene, 2 ay, 15 gün kalmıştır. 50 sene, 6 ay, 18 günlük iken vefat etmiştir.
Selim II, 1566 da babasının Zigetvar’da ölmesi üzerine tahta çıkmış ve bütün saltanat hayatında devlet işlerine karışmayarak, zevk ve sefaya dalmış, sarhoşken hamamda kayıp, düşerek hastalanmış ve bu yüzden ölmüştür.
Zamanında ceryan eden tarihî vak'alar:
1 — Kıbrıs, 2 — Yemen, 4 — Aden zapdedilmiş ve kudretli denizciler sayesinde bazı deniz muharebeleri kazanılmıştır. Fakat înebahtı mağlubiyeti, OsmanlI devletinin «DURAKLAMA» daha doğrusu «MÜVAZENE DEVRİ» demek daha doğru olsa gerektir. Sarı sakallı olduğundan dolayı kendisine «SARI SELİM» derler, içkiye çok düşkün olduğu için «Sarhoş Selim» dendiği de vâkidir. Zevki ve fikri ince bir adamdı. Edirne'de Mimar Sinan’ın şaheseri olan Selimiye camiisini o yaptırdı. Musikiyi sever, şiirden anlar, ara sıra şiir de yazardı.
Hoşdur çemende seyredelim taze yâr ile
Tâ düşmenin yüreği yine taze yârile.
Mısralariyle başlayan bir gazelini Bâki tahmis etmiştir. İkinci Beyazid'in devlete yaptığı en büyük iyilik yönetimi Sokullu'ya bırakmış olmasıdır.
12— ÜÇÜNCÜ MURAD [MURAD III.] (1546- 1595): On ikinci OsmanlI padişahıdır. Babası ikinci Selim, Annesi Nûr-Bânû Sultandır. 28 yıl, beş ay, 19 günlük iken hükümdar olmuş, bu görevde, 20 yıl, 15 gün kalmıştır. 48 sene, 6 ay, 4 günlük iken 15/12/1595 tarihinde vefat etmiştir.
Murad III., kadına fazla düşkündü. Bu yüzden tam on bir çocuğu olmuştur. Tahta çıkar çıkmaz ilk işi beş kardeşini öldürtmek olan Murat'ın hayatı zevk ve sefa içinde geçmiş, bu arada da bilhassa Sokullu'nun ölümünden sonra Osmanlı İmparatorluğu hariçteki nüfus ve itibarını kaybetmeğe başlamıştır. Zamanında cereyan eden başlıca tarihî vak'alar şunlardır: Avusturya'ya karşı bazı önemsiz muharebeler yapılmış, Lehistan Krallığı Osmanlı himayesine girmiş, Portekizlilere karşı kazanılan bir zafer neticesinde, Fas
tahtına Osmanlıların himaye ettikleri Abdülmelik geçirilmiş, İran'a karşı bazı mevziî zaferler kazanılmıştır. Fakat bütün bunlar evvelce Sokullu'nun da iştirak ettiği gibi, devlete fayda temin etmeyip ilerde büyük gaileler açacak olan hareketlerin başları olmuştur. Hariçte devletin nüfusu para ile satılmağa başlanmış ve bu cümleden olmak üzere, Eflâk ve Buğdan Voyvodalarının Leh Kralı tarafından tayin edilmeleri için Üçüncü Murad'la Sadrazam İbrahim Paşa bir hayli rüşvet almışlardır.
Annesi Nûr-Bânû, Harem Kâhyası Canfeda Kadın, Karısı Safiye (Venedikli Baffo) Sultan ve kızkardeşi Esma Sultan, devlet işlerine karışmağa başlamışlardır .
Üçüncü Murad oldukça güzel şiirlerde yazmıştır. «Esrarname» ve «Fütuhat-ı Siyan» isminde iki tane de kitabı vardır.
— ÜÇÜNCÜ MEHMED [MEHMED III.] (26 Mayıs 1566 - 20/21/Araiık 1603): Babası Üçüncü Murad. Annesi Safiye (Bafa) Sultandır. 28 yaşında iken 27 Ocak 1595 tarihinde hükümdar olmuş, bu görevde 8 sene, on ay, 25 gün kalmış, 37 sene 6 ay, 2 günlükken yani 38 yaşında vefat etmiştir.
Sultan Üçüncü Mehmed, on üçüncü Osmanlı hükümdarıdır. 1595 de babasının öiümü üzerine Manisa valisi iken Padişah olmuş, 19 erkek kardeşini boğdurmuş, 24 tane kız kardeşini de Eski Saraya hapsettirmiş ve babasından hamile olan 10 tane kadını öldürtmüştür.
Haçova Muharebesi sırasında, Osmanlı Ordusu mağlup olmak üzere iken, kaçmağa hazırlanan Üçüncü Mehmed, hocası Sadettin Efendinin atının başını tutması ve etraftakilerin Israrları üzerine savaş meydanında kalmış nihayet düşman ordusu içinde yağmacılarla, başı bozukların birbirine düşmeleri üzerine OSMANLI ORDUSU galip gelince, haksız olarak «EĞRİ FATİHİ» diye meşhur olmuştur.
Mehmed III. «Adlî» mahlâsile önemsiz şiirier yazmıştır. Saltanatı Osmanlı İmparatorluğunun gerilemeğe yüz tuttuğu devirlere rastlar. Zamanımızdaki başlıca tarihî olaylar şunlardır:
Bükreş zapdedilmiş, Haçova Muharebesi sonunda Eğri Kalesi ele geçmiş, Kanije alınmış, İran'a karşı neticesiz savaşlar yapılmış ve Tebriz kaybedilmiştir. Tiryaki Haşan Paşa'nın Meşhur Kanije Savunması ve Celâli isyanlarının başlaması da onun zamanındadır. Üçüncü Mehmed, esaslı bir şahsiyeti ve hiçbir müsbet özelliği olmayan zayıf, manasız bir tiptir.