güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

SÜNNİ MEZHEPLERİN KURUCULARINI TANIYALIM

Yazının Giriş Tarihi: 27.08.2021 00:04
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.08.2021 00:04

İmam-ı Ahmed hazretlerinin talebelerinin ve kendisine sual soranların müşküllerini hallederken ortaya koyduğu ve takip ettiği usuller, Hanbeli mezhebinin temel kaideleri olmuştur. İmam-ı Ahmed hazretleri, dini müşküllerin hallinde sırasıyla şu kaynaklara, başvurmuştur:

1- Kitap ve Sünnet: Bütün müctehidler gibi Ahmed bin Hanbel hazretleri de bir işin nasıl yapılacağını Kur'an-ı kerimde açık olarak bulamazsa, hadis-i şeriflere bakar, bunlarda bulunursa ona göre hüküm verirdi.

2- İcma ve Sahabe Kavli: Hadis-i şeriflerde de açıkça bulamadığı bir iş için, icma var ise, öyle yapılmasını bildirirdi. İcma, Eshab-ı kiramın hepsinin aynı suretle yapması veya söylemesi demektir. İcmaya sözbirliği de denir. Eshab-ı kiramdan sonra gelen Tabiinin de icmasını delil, senet kabul etmiştir. Sahabe kavli (sözü, ictihadı) bulunan bir meselede, kendi ictihadına göre hüküm vermezdi. Sahabenin sözüne göre hüküm verirdi. Hatta, sahabe sözü bulamadığı hususlarda, Tabiinin büyüklerinden olan müctehidlerin ictihadını, kendi re'yine tercih ederdi.

3- Bir mesele hakkında, Sahabe veya Tabiine ait bir re'y (ictihad) bulamazsa, zayıf ve mürsel hadislerle amel eder, ona göre hüküm verirdi. Zayıf hadisin de, sahih hadisin bir çeşidi olduğunu göz önünde tutardı.

4- Kıyas: Hadis-i şeriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak kendine has bir usulle ictihadda bulunurdu.

Hanbeli mezhebinde birçok âlimler yetişmiştir. Bu âlimlerin başında imam-ı Ahmed hazretlerinin kendi oğulları Salih ve Abdullah gelmektedir. Ebu Bekir el-Esrem, Abdülmelik el-Meymuni, Ebu Bekir el-Merkezi, Harb bin İsmail, İbrahim bin İshak el-Harbi gibi âlimler, imam-ı Ahmedin bizzat kendisinden fıkıh ilmini öğrenmişlerdir. Bu mezhebin esasını yaymak hususunda üstün gayret gösteren âlimlerden biri de Ebu Bekir el-Hallal'dır. Seyyid Abdülkadir Geylani hazretleri de, Hanbeli mezhebinin esaslarını yayan âlimlerdendir.

İmam-ı Ahmed’in (El-Müsned)'i en meşhur eseridir. Oğlu Salih, çeşitli kimselere yazdığı (Mektuplar)'la babasının mezhebini yaymıştır. Seyyid Abdülkadir Geylani hazretlerinin, "Fütuhul-Gayb" ve "Gunyetüt-talibin" kitapları ile Abdurrahman el-Ceziri'nin "Kitab-ül-Fıkhı alel-Mezahibil-Erbaa"sında, bu mezhebin esasları en geniş şekilde açıklanmaktadır. "el-Mugni", "el Ikna", "Bülugul-Emani" adındaki eserler de Hanbeli fıkhı üzere yazılmıştır.

Menkıbeleri ve methi

Yahya bin Main şöyle demiştir:

"Ahmed bin Hanbel gibi bir zat daha görmedim. Elli sene onunla sohbet ettim. Kendinde bulunan üstünlüklerden hiç biriyle asla kendini methetmedi."

Oğlu Abdullah: "Babam her gece Kur' an-ı kerimin yedide birini okur, her yedi günde bir hatim ederdi. Yatsı namazını kıldıktan sonra biraz istirahat eder, sonra kalkıp sabaha kadar ibadet ve taatla meşgul olurdu. Giydiği elbiseyi en ucuz kumaştan yaptırırdı. Çok kere az şey yer, "Ölecek olan kimse için, bunlar çok bile" derdi demiştir.

Gece namazını hiç bırakmazdı. Halka daima kolaylık yollarını gösterir, ağır vazifeleri yüklemezdi. Acıktığı zaman bir şey bulamazsa, kimseyi rahatsız etmez, bir şey istemezdi. Çoğu zaman ekmeğine sirke katık olurdu. Yolda yürürken, hızlı adımlarla yürürdü. Onu daha çok, mescitte, cenaze namazında ve hasta ziyaretinde görürlerdi. Beş haccın üçüne yürüyerek gitti.

Seleme bin Şebib'den şöyle nakledilmiştir:

"Bir gün Ahmed bin Hanbel'in huzurunda oturuyor idik, içeriye bir zat girip, "Ahmed bin Hanbel kimdir?" dedi. Biz susup bekledik. "Ahmed bin Hanbel benim, ne istiyorsun?" dedi. Gelen zat dedi ki, "Dörtyüz fersah uzaktan geliyorum. Cuma gecesi uyumuştum. Rüyamda biri gelip, bana Ahmed bin Hanbel'i biliyor musun dedi. Hayır tanımıyorum dedim. Bağdat’a git, onu sor ve bulunca, Hızır aleyhisselam sana selam söyledi de. Semavattaki melekler ondan razıdır. Çünkü o, nefsine asla uymadı, Allahü teâlâya itaat hususunda çok sabırlı davrandı" dedi. Ahmed bin Hanbel "Maşaallah, la havle vela kuvvete illa billah" dedi. Sonra o zata, "Başka bir söyleyeceğin ve ihtiyacın var mı?" dedi. "Hayır sadece bunun için geldim" dedi ve o gün Bağdat’tan ayrıldı. Devam edecek…

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.