güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

ŞEMSİ TEBRİZİNİN HAYATI VE ORTADAN KAYBOLUŞU HAKKINDA RİVAYETLER

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Şems-i Tebrîzî’nin, Vâhidî’nin Menâkıb-ı Hoca-i Cihân adlı eserinde şiddetle kınadığı kalenderîler gibi çârdarb yapan, siyah ve beyaz sûf giyen, şaraba düşkün, tepeleri düz keçe külâh giyen, davul ve alemlerle toplu halde gezen, Ehl-i beyt muhibbi olduğunu zanneden Şemsîler taifesinin ve Şemsiyye-i Celâliyye tarikatının pîri, bu tarikatın da Mevlevîliğin bir kolu olduğu iddia edilmiştir (Gölpınarlı’nın Şemsiyye hakkında çelişkili görüşleri için bk. Mevlânâ Celâleddin, s. 99, 101-102; Mevlânâ’dan Sonra Mevlevîlik, s. 204-215). Maḳālât’ta ve diğer Mevlevî kaynaklarında onun Şemsîler taifesinin pîri addedilebilecek tavırlara sahip olduğu zikredilmemiştir. Bununla birlikte Mevlevîlik’te aşk ve melâmet tavrı ön planda olan dervişler için “Şems meşrebinde” ifadesi kullanılmıştır. Şems, “Ben mürid kabul etmem, fakat şeyhleri irşad ederim; her şeyhi değil kâmil olanı” (Maḳālât, s. 227) sözüyle bir tür irşad vazifesi yerine getirmiş olsa da şeyhi gibi yerine halife bırakmamıştır. Bu sebeple kendisine bir tarikatın ya da Mevlevîlik’te bir kolun nisbet edilmesi doğru değildir. Nitekim Mevlevîlik silsilesinde Şems’in adı geçmemektedir. Fasîh-i Hâfi’ye göre Sühreverdiyye tarikatının önde gelenlerinden Selâhaddin Hasan el-Bulgarî, Şems’in elinden hırka giymiştir (Mücmel-i Faṣîḥî, II, 380); ancak Maḳālât’ta ve Mevlevî kaynaklarında buna dair bir rivayet bulunmamaktadır. Maḳālât’taki ifadelerine bakılarak Şems’in melâmet tavrı baskın olan, ilâhî ve insanî muhabbeti her şeyin başı sayan, şeriatın ancak tarikat ve hakikatle anlaşılabileceğini söyleyen, dili zikreden, gönlü şükreden, vücudu sabreden âriflerin gerçek hikmete sahip bulunduğunu savunan, nübüvvet ve velâyet makamının yüceliğini lâyıkıyla ispat edemeyen nazar ehlinden uzak duran, semâ ehli, celâl yönü ön planda bir cemâle sahip Muhammedîmeşrep bir sûfî olduğu söylenebilir. 


Şems-i Tebrîzî’nin tasavvufî sözlerinden, fikirlerinden, menkıbelerinden, Mevlânâ ve diğer sûfîlerle konuşmalarından, hayatına dair anekdotlardan meydana gelen Maḳālāt, Mevlevîler tarafından Ḫırḳa-i Şems ve Esrâr-ı Şemseddîn-i Tebrîzî adıyla da anılır. Bazı nüshalarda adı Kelimât-ı Şems-i Tebrîzî ve Maʿârif-i Şems-i Tebrîzî şeklinde kaydedilmiştir. Eserin Sultan Veled ya da onunla birlikte birçok kişi tarafından derlendiği ileri sürülmüştür. İsmâil Ankaravî ve Muhammed Ali Muvahhid ise Mevlânâ tarafından derlendiği kanaatindedir (Şerh-i Mesnevî, VII, vr. 185a-b; Maḳālât, neşredenin girişi, s. 39-40). Mes̱nevî’de geçen bazı hikâye ve nükteler bu eserde de yer alır. En eski nüshası Konya Mevlânâ Müzesi Kütüphanesi’nde (nr. 2154) kayıtlıdır (diğer önemli nüshaları için bk. Gölpınarlı, Mevlânâ Celâleddin, s. 27-31). Risâle-i Sipehsâlâr, Sultan Veled’in İbtidânâme’si ve Eflâkî’nin Menâḳıbü’l-ʿârifîn’i gibi Mevlevîliğin teşekkül döneminde yazılan eserlerde Maḳālât’tan faydalanılmıştır. Eser Ahmed Hoşnüvîs (Maḳālât-ı Şems-i Tebrîzî, Tahran 1349 hş.), Nâsırüddin Sâhibüzzamânî (Ḫaṭṭ-ı Sevvum, Tahran 1351 hş.), Muhammed Ali Muvahhid (Maḳālât, Tahran 1369 hş.) ve Ca‘fer Müderris-i Sâdıkī (Maḳālât, Tahran 1994) tarafından neşredilmiş, Bedîüzzaman Fürûzanfer’in neşir girişimleri sonuçsuz kalmıştır. Kitabın Türkçe tercümesi Mehmet Nuri Gençosman’a aittir (Konuşmalar I-II, İstanbul 1974-1975; [İstanbul 2006, Maḳālât adıyla]). William Chittick’in 2005’te İran’da yılın kitabı ödülünü alan, Annemarie Schimmel’e ithaf edilen Me and Rumi adlı eseri (Loisville 2004) Maḳālât’ın üçte ikisinin İngilizce tercümesidir. Tercümede Şems-i Tebrîzî’nin otobiyografisi ortaya çıkarılmaya çalışılmıştır. Şems-i Tebrîzî’ye Merġūbü’l-ḳulûb adlı 138 beyitlik mesnevi tarzında bir eser izâfe edilmişse de kabul görmemiştir. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.