PEYGAMBERLER TARİHİ

Hz.MERYEM

Kuran da adına sure olan kendisi peygamber olmadığı halde adına Meryem suresi denilen bir sure tahsis edilip bu surede kendi ve ailesi hakkında bilgi verilen bir kadındır. Hz. Meryem’in durumunun Hristiyanlık açısından Musevilik karşısında ki asiye hatun ile benzerlikleler taşıdığı muhakkaktır. Çünkü nasıl asiye hatun musa peygamberi yetiştirip Museviliğin Peygamberi olmasında katkısı olmuşsa  Meryem hatunda İsa Peygamber açısından aynı görevi yapmıştır. Bir farkladır ki Meryem hatun İsa peygamberin öz annesidir. Bu yüzden isa peygamber Musa peygamber gibi ailesinin yanın da değilde başka bir ailenin yanın da yetişmemiştir. Yani Meryem hatun oğlunu kendisi yetiştirmiştir. Bu özelliğiyle bir oranda Peygamberimizin annesi Amine hatunla da benzerlik göstermektedir. Çünkü Meryemin oğlu İsa Peygamberde peygamberimiz Hz. Muhammed’de babaları mevcut olmadan dünya ya gelmiştir. Hz. Muhammedîn babası Abdullah bellidir.  Ama hz. Muhammed dünya ya gelmeden ölmüş ortada yoktur. Hz.İsanın babası ise mevcut değildir. Bu yüzden her iki hatunda çocuklarını bir müddet babasız yetiştirmişlerdir. Gerçi Hz. Muhammed annesini  6 yaşında kaybetmiştir. Ama isa peygamber annesini kaybetmemiş aksine isa Peygamberin ölümünden sonra bile Meryem hatun yaşamını sürdürmüştür. Meryem hatun dini metinlere göre babasız çocuk dünyaya getiren  yeryüzünde yaşamış tek hatundur. Onun bu özelliği üzerinde pek çok tartışmalar doğmasına sebep olmuştur. Onun bu durumunu farklı şekilde izah eden pek çok farklı görüş vardır. Fakat genel kanı Allahın bir istisna yaratılışla Meryem hatuna isa peygamberi babasız dünyaya getirme olanağını tanımıştır. Hatta bazı görüş sahipleri ve inanç sahipleri bu özelliğe dayanarak hz.İsayaAllahın oğlu derken Meryem hatuna da bir oranda Allahın oğlunu dünyaya getiren kadın gözüyle bakabilmektedirler. Gerçi yeryüzünde ki jeolojik şartlar ve doğumlar da babasız doğum imkansız görünmekteyse de bazı canlı türlerin de istisnayi durumlar olarak aynı beden de hem erkek hem dişi üreme hücrelerini üretebilme imkanı sağlayan bjolojik yapısal oluşum tesbit edildiği yolunda bigilerden de bahsedilebilmektedir. Bu tür bir oluşumun Meryem hatunun bünyesinde de mevcut olabilmesi erkek hücresi üreten oluşumun ve dişi hücresi üreten oluşumun aynı bünye içerisinde farklı kanallarla döllenme organına hücre yollayıp gerçekleşen döllenme neticesin de hz.İsanın doğumunun söz konusu olabilmesi söz konusu olabilir. Yine son zamanda edinilen bilgilere göre bu tarzda doğumları varlığından bu tarz doğumlarda dünyaya gelen çocukların hemen hemen hepsinin erkek olduğu yolunda bilgilerde mevcuttur. Böyle bir biyolojik izah isanının doğumunu izah görünümündedir.  Ancak böyle bir izah olsa da dini metinlerde belirtilen izahlar kabul edilse de Hz.İsanın babasız doğması gerçeği değişmeyecektir. Bu nedenle hz.İsanın babasız doğması gerçeği tartışmasız kabul edilmesi gereken bir durumdur. Tabi kutsal metinlere kutsal kitablara ve sözünü ettiğimiz izahlara inanmayıp İsa Peygambere ille de ismi bilinmeyen bir babanın şartlığı konusun da ısrar edenlerde çıkabilecektir. Bunlar semavi dilerin telakkilerini kabul etmeyen kişiler olacaklarından bunların Musevi isevi ve Muhammed’i gruplara mensup olamacağı muhakkaktır. Hz. Meryemin isayı dünyaya getirmesi konusunda farklı tartışmalar olduğu kadar Meryem hatunun nerelerde nasıl yaşadığı konusunda da öldüğü yer gömüldüğü yer konusunda da farklı görüşler şüphesiz mevcuttur. Hz meryemin hayatı ve kimliği konusunda bilgiler araştırdığımızda farklı anlatımlar karşımıza çıkmaktadır.

Hristiyan kaynaklarınca benimsenen, yaygın bir inanışa göre, İbrani peygamberlerinde Davud soyundan İmran adlı erkekle Hunne adlı bir kadınınkızıdır. Uzun süre çocukları olmayan İmran ile Hunne çifti, bir çocukları olsun diye Tanrı’ya yakarırlar, doğacak çocuklarını da Kudüs’te”KutsalTapınak”a adayacaklarını bildirirler. Meryem, 15 yaşına gelince Yusuf adlı bir gençle nişanlandırıldı. Ancak evlilik gerçekleşmeden, gebe kalır. Meryem eline erkek eli değmeden gebe kaldığını söyler. Bu sırada İbrani Kralı Herodes, doğan erkek çocuklarının tahtını ele geçirecekleri korkusuyla, hepsinin öldürülmesini emreder. Bu durumdan korkan Yusuf ile Meryem, İsa’yı alarak Mısır’a ya da Türkiye’ye (Efes) kaçarlar.

Meryem’in bakireyken gebe kalıp İsa’ yı doğurması Hristiyan inancının tartışmalı konularından birini oluşturur. Hristiyan inancında Baba ile Oğul’un yanında Ruhülkuds (Kutsal Ruh) yer alır. Meryem, doğrudan doğruya Kutsal Ruh’tan gebe kalarak İsa’yı doğurur. Bu nedenle Tanrı “Baba”, İsa “Oğul”, doğumu sağlayan öğe de “Kutsal Ruh”tur. Bu olay Hristiyanlıkta Baba-Oğul-Kutsal Ruh üçlemesiyle simgeleşir.

Katolik inanışında Meryem’e büyük bir yer ayrılır ve onun hiçbir erkekle ilişkide bulunmaksızın gebe kaldığına inanılır. Cizvitlerde ise bu inanış, İsa, Meryem, Yusuf (İsa’nın babası) biçimini alır. Ortodokslara göre Kutsal Ruh, Oğul’dan değil, Baba’dan çıkmadır. Ortodoks Kilisesi Meryem’in bir erkekle ilişkide bulunmadan gebe kaldığı düşüncesini kabul etmez. Kur’an’da Meryem’e önemli bir yer ayrılmıştır. Ona adanan Meryem Suresi’nin yanı sıra, ayrıca Ali Imran, Tahrimy Nisa ve Maide surelerinde Meryem’in doğuşu, İsa’ya gebe kalışı ve kutsallığı anlatılır. Buna karşın Hristiyanlardan farklı olarak, Tanrı’yı (İsa) doğurduğuna değil, Tanrı’nın isteğiyle gebe kaldığına inanılır. Meryem’in Kutsal Ruh’tan gebe kaldığını Müslümanlar da kabul eder. Ancak bu kendini yaratanı yarattığı anlamına gelmez; tanrısal buyrukla ve insan nitelikleriyle İsa’yı dünyaya getirir. Meryem’in yaşamı, yüzyıllar boyu birçok sanat eserine, çeşitli resim ve heykellere konu oldu. Bu bilginin farklı farklı anlatımlarla kişi isimlerinin ve yer isimlerinin değişmiş olarak verildiği meryemi anlatan bilgilerde mevcuttur. Nitekim bu kaynaklardan birsi şu ifadeleri kullanır.