1472 yılında 2.kez sadrazamlığa getirilen Veli Mahmut Paşa Padişahla birlikte Uzun Hasan’a karşı sefere çıkmış ve bu seferde özellikle stratejik açıdan kötü bir pozisyonda başlayan Osmanlı kuvvetlerinin buna rağmen silah üstünlüğü ve başarılı taktiklerleOtlukbeli Muharebesi‘nin kazanmasında büyük rol oynayanlardan biri olmuştur.
Ancak ikinci sadrazamlığında halkça sevilmesine karşın II. Mehmed’ le ilişkileri ilk sadrazamlığı gibi iyi olmamıştır. Bunun nedeni Şehzade Mustafa ve saraydaki çeşitli devlet adamları ile içine düştüğü çekişmelerdir. Bunun neticesi 1474’de II. Mehmet tarafından idam ettirilmiştir. İdam nedeni ise tam bilinmemektedir. Gelibolulu Mustafa Ali “Künhur Ahbar” adlı eserinde onun 1473 yılında Uzun Hasan’a karşı II. Mehmet’le sefere çıkan sadrazamın birkaç günlük yokluğunda sadrazamın eşlerinden birinin (2.eşinin), II. Mehmet sonrası tahtın en güçlü adayı olarak bilinen, iyi bir asker ve halk tarafından sevilen bir kişi olan Şehzade Mustafa ile bir gece evinde birlikte olduğunu; bunu duyan sadrazamın derhal eşinden boşanıp Mustafa’yı ise zehirleterek öldürdüğü; II.Mehmet’in ise oğlunu öldüren sadrazamını idam ettirdiğinden bahseder.[12]İbn-i Kemal ve Behişçi adlı tarihçiler ise Mustafa ile sadrazam arasında anlaşmazlık olduğunu doğrulasa da bu olayı ve idam nedeninin bu olay olduğunu tam olarak doğrulayamamaktadır. Ancak Meali “Hürname” adlı eserinde Mustafa’nın ölüm döşeğindeyken Lalası “Ahmed Bey”‘i çağırıp ölümünden Veli Mahmud Paşa’nın sorumlu olduğunu ve intikamının alınmasını vasiyet ettiğini yazmaktadır.[12]
Diğer bir hikâye’de şöyledir. Mustafa’nın ölümü akabinde sadrazam idam edilmeyip ilk başta görevinden alınmıştır. Ancak Mustafa’nın ölümü sonrası herkes taziyelerini sunarken Edirne’den Mahmut Paşa padişahtan izin almadan saraya gelip Fatih’in karşısına çıkmış ve başsağlığı dileyip padişaha “Şehzade Mustafa Öldü ise devlete hizmette ben varım” demiştir. Padişah’ın cevabı ise “Mustafa’mın düşmanının hayatta kalması mümkün değildir” olup Paşayı hapse atmıştır. Bir başka rivayete göre ise Şehzade Mustafa’nın ölümüne hiç karışmamış ancak ölümü sonrası görevden alındığında artık tekrar sadrazamlığa geçmesini istemeyen rakiplerinin karalaması ve onun ölümünden Paşa’nın çok memnun olduğu, söylentilerinin II. Mehmet’e yayılması ile paşanın hapsedildiği iddia edilmektedir. [12]Hapisteyken “Ya beni affet veya öldür” çağrısını yapan paşa’nın, II. Mehmet’in karşısına getirildiğinde aşırı kibirli ve mağrur bir tavır sergileyip kendi isminin padişahla bir anıldığını belirtip mertçe öldürülmesini veya affını istediğinden, bunun üzerine 17 Ağustos 1474’te idam ettirildiğinden söz edilir.[12]
Eserleri
1459’da II. Mehmed İstanbul’u imar için bir girişime başladı. Devlet ricalini toplayarak onlardan vakıf yerleri yapmalarını, imaretler ve imar yerleri yapmalarını istedi. Padişahın bu direktiflerine uyan veziriazam Veli Mahmud Paşa şehrin en güzide alışveriş merkezi olarak, günümüzde de bu durumunu koruyan, “Mahmud Paşa Sitesi”‘ni vücuda getirtti. Burada ek hizmet olarak cami, medrese ve imaret yaptırdı. Bu halka açık hayır tesislerin finansmanına kurduğu carsı, han ve hamamın gelirleri vakifedildi.[13] Ankara’da günümüzde Anadolu Medeniyetleri Müzesi olan Mahmud Paşa Bedesteni de Veli Mahmud Paşa tarafından yaptırılmıştır.
Şuana kadar öz geçmişlerini ve eserlerini verdiğimiz Osmanlı Başbakanları bize göstermektedir ki Fatih Devrine kadar hemen hemen tamamı öz ve öz Türk olan Osmanlı başbakanları Fatih Sultan Mehmet’in Çandarlı Kara Halil Paşa’yı idam ettirmesinden sonra tamamen diyebileceğimiz bir oranda devşirme şahsiyetlere özel bir makam haline gelmiştir. Çandarlı Kara Halil Paşa’yı başbakanlık hanedanı ortaya çıkması diye öldürttüğünü belirten kaynaklara göre Fatih bu davranışıyla başbakanlık makamını tamamen aile veya hanedan bakımından Türk kamuoyunda kuvvet sahibi olan şahsiyetlerin elinden koparmak, başbakanları Osmanlı padişahlarının vekili kuklası olan şahsiyetler haline getirmek istemiştir. Ve hakikaten de bu uygulama tutmuş, Osmanlı başbakanları yani sadrazamları çok az sayıda Türk kökenli kişiler dışında devşirme kökenlilere havale edilen bir makam haline gelmiştir. Bu durum duraklama devri sonuna kadar hatta 2. Mahmut zamanına kadar sürebilmiştir. Çandarlı sülalesinden sonra başbakanlık hanedanı olarak Köprülüler hanedanına kadar hanedan özelliği gösteren başbakanlık ailesinin ortaya çıkmayışının sebebi de zaten budur. İleride tekrar bu konuda açıklamalar vermek üzere Osmanlı başbakanlarının özgeçmişlerine devam ettiğimizde devşirme kökenli sadrazamlardan Gedik ahmet Paşa’nın özgeçmişiyle devam etmemiz gerekir.
Gedik Ahmed Paşa
Gedik Ahmed Paşa, Fatih Sultan Mehmed zamanında sadrazamlık yapmış Osmanlı devlet adamıdır. Gedik Ahmed Paşa, Arnavutluk'un Avlonya şehrinde doğmuştur. II. Murat döneminde iç oğlanı olarak saraya alınmıştır. II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) zamanında kısa bir süre Rumeli Beylerbeyliği yaptıktan sonra 1461 yılında İshak Paşa'nın yerine Anadolu Beylerbeyliği'ne atanmıştır. İlk olarak 1461'de Koyulhisar'ın fethiyle kendisini göstermiştir. 1469 yılında Karamanoğulları'ndan Konya Ereğlisi ve Aksaray'ı ele geçirdi; Ertesi yıl Eğriboz'un fethiyle sonuçlanan sefere katıldı. Ardından vezirliğe yükseltildi. 1471'de Alanya'yı, ertesi yıl Silifke, Mokan ve Gorios kalelerini aldı. Akkoyunlu Devleti'nin askeri yardımıyla topraklarını geri almaya çalışan Karamanoğlu Pir Ahmet ve kardeşi Karamanoğlu Kasım Bey'i yenilgiye uğrattı. Osmanlılar ile Akkoyunlular arasındaki Otlukbeli Savaşı'nın (1473) zaferle sonuçlanmasında büyük rol oynadı. 1474'de idam edilen Veli Mahmut Paşa'nın yerine veziriazam oldu. Daha sonra Karamanoğulları'ndan Ermenek ve Manyan hisarlarını aldı. 1475'de Kırım'daki Ceneviz kolonilerinin fethiyle görevlendirildi. Haziran 1475'de Kefe, Sudak ve Azak'ı aldı. Kefe'de Cenevizliler tarafından hapse atılmış olan Kırım Hanı Mengli Giray'ı zindandan kurtardı ve onunla bir anlaşma yaptı. Buna göre, Mengli Giray Kırım Hanı olarak Osmanlı himayesini kabul etti. Başarıları dolayısıyla kendisini üstün görmeye başlayan Gedik Ahmed Paşa, 1476'da görevlendirildiği İşkodra seferine çıkmaktan kaçınması üzerine veziriazamlıktan azledilerek Rumelihisarı'na hapsedildi. 1478'de serbest bırakılarak Kaptanıderyalığa getirildi. 1479'da Kefalonya, Zanta ve Ayamavra adalarını ele geçirdi. 1480 yılında İtalya sahillerine çıkarak Napoli Krallığı'nın elinde bulunan Otranto'yu fethetti. Ertesi yıl yeni seferlere hazırlanırken II. Mehmed'in ölümü üzerine geri çağrıldı. Haziran 1481'de II. Bayezid ile Cem Sultan arasında Yenişehir'de yapılan savaşa son anda katılan ve savaşın Bayezid'in kazanmasında rol oynayan Gedik Ahmed Paşa, buna rağmen Cem taraftarı olduğuna dair şüpheleri yok edemedi ve hapse atıldı.
Gedik Ahmed Paşa'nın hapsedilmesi kapıkullarının ayaklanmasına yol açtı. Bunun üzerine serbest bırakılan Ahmed Paşa, Karamanoğlu Kasım Bey'in isyanını bastırmak için Karaman'da bulunan Şehzade Abdullah'a yardıma gönderildi. Kasım bey Suriye'ye kaçınca, Gedik Ahmed Paşa isyanın bastırılmasında beklenen başarıyı sağlayamadı.
18 Kasım 1482 gecesinde Edirne'deki Yeni Saray'da padişah tarafından verilen ziyafetin sonunda orada bulunanlara hil'atler giydirilip ikram olunurken Gedik Ahmed Paşa' ya siyah kaftan giydirilip boğdurularak öldürülmüştür.
Gedik Ahmed Paşa'nın katli üzerine yeniçeriler Edirne Subaşısı'nı öldürdülerse de isyan bastırıldı. Gedik Ahmed Paşa Edirne'de defnedilmiştir.