SON DAKİKA

HZ MUHAMMED'İN HAYATINDA ÖNEMLİ YERİ OLAN KİŞİLER HAKKINDA DERLEMELER

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:49
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:49

ABDULMUTTALİB

Peygamberin büyük babası bu zat hakkında tarihi bir kıymeti haz sayılabilecek bir tek rivayet vardır ki o da oğlu abd Allah’ın ölümünden sonra torunu ile meşgul olduğuna dairdir. Kendisi hakkında diğer bütün rivayetler Mekke ve Medinedir. Uydurulmuş efsanelerden ibarettir. Kendisinin asıl isminin şayba olduğu söyleniyor. Medine’de Ban Maccar’a mensup olan annesi Selma’nın çocuğunu Medine’de doğurması hususunda kocası Haşim ile mutabık  kalmış oldukları hikaye ediliyor. Haşim az zaman sonra bir seyahatte öldü. Şayba da Medine’de büyüdü. Ve bilahare amcası Muttalibin himayesin de Mekke’ye götürüldü. Muttalibin kölesi manasına gelen Abd al-Muttalib lakabını bu suretle aldı.

Vaktiyle durdurulmuş olan zemzem kuyusunun yerini rüyasında görerek burasını tekrar kazdı. Ve küreyişlerin mukavvesine rağmen kuyu üzerinde ki mülkiyet hakkını muhafaza edildi. Meleklerin yıkadığını haber verdi. Savaş bitmişti. Şehitlerin yanlarına gidildi. Peygamber efendimiz Hamza’nın mübarek cesedinin kesilip biçildiğini görünce dayanamayıp ağladı. Mübarek gözlerinden yaşlar akarak şöyle buyurdular.

“Ben şu şehitlerin Allahü Teâlâ’nın yolunda canlarını feda etiklerin de , kıyamet günü şahittilik edeceğim onları kanlarıyla görünür vallahi kıyamet günü mahşere yaraları kanayarak gelecekler kanlarının rengi kan rengi kokuları da misk kokusu olaaktır.

Bana Cebrail (aleyhisselam) gelip Hamza bin Abdülmuttalip’in göktekiler katında Allah’ın ve Resülününarslanıdır. Diye yazıldığını haber verdi. Hz.Hamza orta boylu heybetli güçlü, kuvvetli haysiyet ve şerefine bağlı kahraman ve merhametliydi. Kılıcını çok iyi kullanır ve mükemmel ok atardı. Haksızlığa dayanamazdı. Pehlivan ve çok mert bir yiğitti. Peygamberimiz kabrini ziyarete gider selam verir mezardan ve aleykümselam ya Resulullah efendimiz Miraç gecesi Hamza ile vahşiyi Cenne’te kol kola giderken”buyturmuştur.

EBU BEKR-İ SIDDİK

Peygamber efendimizin ilk halifesi daha hayattan Cennet ile müjdelenen peygamberlerden sonra bütün insanların en üstünü olan sahabi. Asıl adı Abdullah bin Ebu Kuhape bin Amir bin Amr Bin Ka’b bin Sad mürredir. Babasının adı Osman olup Ebu Kuhafi bünyesi ile meşhurdur. Annesi ümmül- hayr lakabıyla tanınan Selma bintisahrı’dır.

Hz. Ebü Bekr Peygamber efendimizin  2 yıl 8 ay küçük olup Fil Vak’asından sonra 573 yılında Mekke’de doğdu. Müslüman olmadan önce adı, Abdüluzza veya abdülka’be idi. Sevgili peygamberimiz iman ettikten sonra onun ismini Abdullah olarak değiştirdi. Peygamber efendimiz cehennem’ den atik olanı görüp sevinmek isteyen kimse Ebu Bekr’e baksın ”buyurduğuiçin ’Atik’ lakabıyla tanındı. Peygamber efendimizin bildirdiği her şeyi anında ihlasla tasdik ettiği içi “Sıddik” lakabıyla meşhur oldu. 634 senesinde Medine-i münevverde vefat etti. 34 yaşında Müslüman olmakla şereflendi. Hz. Ebu Bekr, Resullulahefendimiz peygamberliğini bildirip Müslüman olmasını istediği zman hiç tereddüd etmeden İslamiyet’i kabul etti.

Hz. Ebu BekrMüslüm olunca hemen çok sevdiği arkadaşlarına gitti onları da Müslüman olmaları için Müslüman olmaları için ikna etmişti. Eshab-ı kiramın ileri gelenlerinden ve Cennet’le müjdelenenlerden Osman Bin Affan Talha bin Ubeydullah zübeyr bin avam gibi yüksek şahsiyetler onun vasıtasıyla Müslüman oldular. Kureyşliler İslamiyet kabul eden hz. Ebu Bekr ve arkadaşlarını dinlerinden döndürmek için çeşitli işgenceler yaptılar. Hz. Ebu Bekr Mekke1de Müslüman olan köleli satın alarak azat etti. Ve işkenceden kurtardı. Hz. Ebu Bekr’e , 631 senesinde hac kafilesi başkanlığı vazifesini yapmıştır. Peygamber efendimizin son hastalıklarında üç gün imamlık görevinde bulunup  on yedi vakit namaz kıldırmıştır. Üç vaktinde de sevgili Peygamberimiz Ebu Bekr’e uyarak ortasında namaz kılmıştır.

Hz. Ebu Bekr, Yermük savaşının yapıldığı sırada 634’te hastalandı. Hastalığın son günlerinde bir gece Peygamberimiz rüyasında gördü. Peygamber efendimiz ona; Ya Ebu Bekr! Seni çok özledik, kavuşma zamanı yaklaştı buyurdu. O da; “Ben de seni çok özledim, Ya Resulallah!” dedi. Bu ümmet için adil, sadık yerde ve gökte herkesin rızasını kazanmış zamanın en temiz olan Faruk’u( hz. Ömer ) halife seç buyurdular. Bunun üzerine Hz. Ömer’in halifesi geçilmesini vasiyet etti. Hilafeti 2 sene 3 ay 10 gün sürdü. 63 yaşındayken 634 yılında Cemaziyel- ahir ayının yedisinde Pazartesi günü hastalandı. 15 gün hasta yattıktan sonra vefat etti. Cenaze namazını hz. Ömer kıldırdı. Peygamber efendimizin bulunduğu kalorinin Hücre-i Saadete defnedildi.

ABDULLAH

Peygamberlerin babasıdır. Hakkında eski rivayetlerden alınan malumat noksandır. bunlar da kıyametsiz bir takım efsanelerden ibarettir. Al- Kalbi, doğum tarihinin Nuşirevan’ının saltanat devrinin 24. Yılına müsadif olduğun kaydeder. Simaca Kurayş kabilesi etrafı arasında en güzel bir adam olduğu şüphesizdir. Onuncu oğlunu kurban edeceği hakkında ki maruf rivayet, on oğlunun arasında yaş farkı pek azdır. abd Allah’ın Amina ile izdivacına ait hikayede efsanevi tarzda seslenmiştir. Peygamber pek küçük yetim kalmıştır. Fakat abd Allah’ın peygamberin doğumundan evvel mi yoksa az bir zaman sonra mı ölmüş olduğunda dair rivayetler istinat etmesi muhtemeldir. Bu ticaret seferin de Medine’de hastalanarak ölmüştür. Ve Nabia isminde bir adamın evinin avlusunda ki bir mezar AbdAlla’a ait diye gösterilir. Sahi olan bir rivayete göre vefatın da 25 yaşında idi.

ALİ BİN EBU TALİP

Eshâb-ı kiramın büyüklerinden. Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) dâmâdı ve dördüncü halîfesidir. Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) amcası EbûTâlib’in oğludur. Künyesi Eb’ül-Hüseyin’dir. Bir künyesi de Peygamberimizin ( aleyhisselâm ) iltifât buyurarak söylediği “EbûTürâb”dır. Hiç puta tapmadan müslüman olduğu için “Kerremallahüvecheh”, kahramanlığı ve çok cesur olmasından dolayı “Kerrâr” “Esedullah-il gâlib” lakabları verilmiştir. Ayrıca takdîr-i ilâhiyyeye gösterdiği tam rızadan dolayı da “Mürteza” denilmiştir. Hazreti Ali, Hicret’ten yirmiüç sene önce (m. 579) senesinde Mekke’de doğdu. 40 (m. 660)’da şehîd edildi. Hazreti Ali Cennetle müjdelenen on sahâbîden dördüncüsü ve Ehl-i beytin birincisidir.

Hazreti Ali’nin babası EbûTâlib’in, geliri az, ailesi kalabalıktı. O sıralarda Mekke’de bir kıtlık hüküm sürdüğünden Peygamber efendimiz ( aleyhisselâm ), amcası Abbas’a ( radıyallahüanh ): “Ey amca, kardeşinin çoluk çocuğu çok olmakla masrafı da çoktur. Buna mukabil geliri azdır. Ona yardımcı olmak lâzımdır. Aile geçimindeki yükünü hafifletelim. Her birimiz bir oğlunu alalım”, teklifinde bulundu. Bu teklifin, amcası EbûTâlib tarafından kabûlü ile Hazreti Ali beş yaşından itibârenResûlullah ile yaşamış, Resûl-i Ekrem’in tâlim ve terbiyesinde yetişmiş, O yüce irfan hazinesinin feyzinden kana kana içmiştir.

Müslüman olması şöyle olmuştur: Daha on yaşında iken, bir gün Resûlullah ( aleyhisselâm ) ile Hazreti Hadîce’nin beraber namaz kıldığını gördü. Namazdan sonra, “Bu nedir?” diye sordu Resûl-i Ekrem ( aleyhisselâm ): “Bu Allahü teâlânın dinidir. Seni bu dîne davet ederim. Allahü teâlâ birdir, ortağı yoktur. Lât ile Uzzâ isimli putları terk etmeni emrederim.”diye cevap verdi. Ali ( radıyallahüanh ): “Önce bir babama danışayım.” dedi. Resûlullah ona “İslama gelmezsen, bu sırrı kimseye söyleme!” buyurdu. Hazreti Ali ertesi sabah, Resûlullahınhuzûruna gelerek “YâResûlallah, bana İslâmı arz eyle” diyerek müslüman oldu. Müslüman olanların üçüncüsüdür. Hazreti Ali, çok fedakâr idi. Onun Resûl-i Ekrem ( aleyhisselâm ) uğrunda gösterdiği fedâkârlık ve O’nu kendine tercih etmesi, her türlü takdîrlerin üstündedir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
    logo
    Bandirma Yasam En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.