SON DAKİKA
Hava Durumu

Çanakkale Savaşlarını ve Çanakkale Şehitlerini Değerlendirmemizdeki Yanlışlıklar

Yazının Giriş Tarihi: 14.03.2025 08:01
Yazının Güncellenme Tarihi: 14.03.2025 08:01

Çanakkale savaşlarındaki askerimizin tümüne Mehmetçik demekle aynı sebeple doğru olmadığı gibi, ordumuzu oluşturan İslam kesimde tamamen Türklerden müteşekkil değildir. Ordumuzda Orta Doğu’nun ve Arabistan sahasının İslam halklarının evlatları da asker olarak mevcuttur. Bütün bunlara dayanarak diyebilirim ki toplum olarak Çanakkale savaşlarını bu örnekler başta olmak üzere daha pek çok yönüyle yanlış tanımakta, yanlış değerlendirmekte devam etmekteyiz, olayın üzerinden yüz yıl geçmesine rağmen hatalarımızı sürdürmekte ülkece ve milletçe mahsur görmemekteyiz.

Millet ve ülke olarak hatamız bundan ibarette kalmamakta şehitlerimizin anısına, hatırasına vefasızlıkta da birinci sırayı almakta da devam etmekteyiz. Bu savaşta karşımızda yer alan düşmanların savaşta ölen bireyleri için şehitlikler ve anıtlar düzenlemede bizden önce yola çıkıp hemen hemen bütün ölülerine şehitlik ve anıt yapmalarına karşılık biz hala şehitlerimize, şehitlerimizin hepsini kapsayacak şekilde şehitlikler ve anıtlar yapmakta başarılı olamadığımıza göre bu yönde Avrupa’da bu savaşlardaki rakiplerimizden oldukça geride kalmış durumdayız demekte bence sakınca yoktur.

Bunun yanında yaptığımız pek çok anıt ve heykellerde, şehitliklerde yanlış bilgilendirmeler, yanlış görüntülemeler sergilediğimiz düşünülürse Çanakkale savaşlarının ve bu savaşlarda hayatını kaybetmiş şehitlerimizin gereği gibi değerlendirip onlara gereği gibi sahip çıktığımızı onları gereği gibi tanıdığımızı söylemeye de pek hakkımız olmadığını söylersek yanlış ifade kullanmış olmayız diye düşünmekteyim.

Çanakkale savaşları konusunda toplumumuzun bu savaşların yıldönümüne denk getirdiği yanlış bir seremoniden, seremoni uygulamasından da söz etmeden duramayacağım. 18 Mart deniz zaferi haftasının yaklaştığı zamanlarda her sene Çanakkale’den yola çıkarılıp 18 Mart’ta Ankara’ya ulaştırılan toprak, su, bayrak üçlüsünden oluşan üçlü bir emanet Güney Marmara üzerinden haliyle Bandırma’mızdan da geçirilerek 18 Mart’ta Ankara’ya ulaştırılır.

Gerçi bu sene yapılan bu seremoninin uygulanmasında bandırmanın uygulama dışı kaldığı yolunda bilgilendirme mevcuttur.

Ne zaman başladığını kesin bilemediğim bu seremoni uygulamasının bir ayağı Bandırma’mızdan da geçmekte Gönen ilçemiz Kaymakam’ından, Gönenli sporculardan devralınan bu emanetler ilçe Kaymakam’ımız ve sporcularımız tarafından devralınıp Karacabey kaymakamlığına devredilen bu üçlü emanet elden ele devredilerek Ankara’ya ulaştırılmaktadır.

Şuandaki bilgilendirmelere göre bu seneki seremonide bandırmamız neden devre dışı kalmıştır. Bu seremonide izlenen yol farklı bir güzergah izlediğine göre bu seremoninin neden yapıldığını neden güzergah değiştirildiğini anlamak gerçekten mümkün değildir.

Hatta gerektiğinde duruma göre ulaştığı yerde geceleyen bu emanetler bazen geçmiş dönemlerde ilçemiz Kaymakamlığında da muhafaza edildiği dönemler görülebilmiştir. Şunu da vurgulamak isterim ki hangi tarihte nasıl başladığını bilmediğim gibi bu seremoninin amacını da anlayamadığımı söylemek yerinde olur düşüncesindeyim.

Böyle bir seremoniyle ne dile getirilmek istenmektedir? Çanakkale şehitliklerinden alınan toprakla, Çanakkale’den alınan su ve bayrakla neyin Ankara’ya iletildiği düşünülmektedir? Ve bu üçlünün izlediği yol neye göre tespit edilmiştir. Bütün bunlara cevap verebilecek bir makam ortada görülmemektedir. Eğer bu seremoni ile Çanakkale şehitlerinin komutanları olan Mustafa Kemal’e selamı iletilmek isteniyorsa yanlış bir zamanlama ve yanlış bir ulaşım yolu izlenmesi söz konusudur. Çünkü 18 Mart öncesi dönemde ve 18 Mart zaferinde Mustafa Kemal’in hiçbir kumandanlık görevi olmadığı gibi hatta kendisinin o bölgede olması bile söz konusu olmadığı ortadadır.

Üstelik Mustafa Kemal hiçbir zaman bu üçlü eşyanın izlediği yolla Çanakkale’den Ankara’ya gitmemiştir.

Eğer Mustafa Kemal’in kurtuluş harbi için Ankara’ya gidiş güzergahı kastediliyorsa bu uygulama çok yanlıştır. Çünkü Mustafa Kemal Çanakkale’deki zaferinden sonra başka cephelere gitmiştir. Ama hiçbir zaman yukarıda sözüne ettiğim yol üzerinden geçmemiş, samsuna çıkış yolu olan bandırma vapuruyla Karadeniz üzerinden Ankara’ya gitmiştir. Öyleyse bu seremoniyle ne yapılmak istenmekte ne sembolize edilmek istenmektedir? Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.