Oruç tutarken, dinimizin diğer emirlerine de dikkat edilmelidir. Yoksa bir Hadis-i Şerifte buyurulduğu
üzre;
"Nice oruç tutanlar vardır ki, açlık ve susuzluktan başka bir şey elde edemezler."
Buradan hareketle orucun faziletlerinden faydalanmak için öncelikle, "eline, beline, diline" sahip çıkacaksın. Dilini yalan, gıybet ve koğuculuk gibi kötü işlerden alıkoyacaksın. Yalnız ben bunları sizlere aktarırken çevremizde bulunan, tanıdığımız bazı kişiler gözümün önüne geldi.
Adam oruçlu, okey masasından kalkmıyor. Adam oruçlu, ağzından sinkaf eksilmiyor. Adam oruçlu, gözleri kafelerde zina yarışında. Adam oruçlu, elinde silah bir başka Müslüman'ı öldürmekle meşgul... Böyle tiplemelerin ıslahını Allah'a bırakarak, bugünkü sohbetimize Hak aşığı Yunus Emre ile devam edelim.
Yunus, bütün acıların üstüne çıkabilen, engin hoşgörüsü, sevgi dolu sözleriyle etrafına ışık saçan, söz bilme, kendini bilmenin yollarını her sözünde vurgulayan bir ozandır.
"Sözünü bilen kişinin
Yüzünü ak ede bir söz
Sözünü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı,
Bal ile yağ ede bir söz
Kişi bile, söz demini
Demeye sözünün kemini
Bu cihan cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz."
Yunus'un söze verdiği önem, sözde gördüğü güç, dervişlikle ozanlığı birleştiren, Yaşamın ulvi bazdaki sırlarını gözler önüne serer. Onun felsefesinde dindar gözüküp de, her türlü kepazeliği yapanlara yer yoktur. Onun felsefesinde oruç tutmayanı, namaz kılmayanı dışlama, hor görme de yoktur. Onun "din" anlayışı Laik'çedir.
"Bana namaz kılmaz diyen
Ben kılarım namazımı
Kılar isem kılmaz isem
Ol Hak bilir niyazımı.
Hak'tan başka kimse bilmez
Kâfir müselman kimdürür
Ben kılarım namazımı
Hak geçirdiyse nazımı.
O Hak dergâh'lardan geçer
Mana şarabını içer
Perdesiz can gözün açar
Kendisi siler gözünü."
İşte böyle der Hak aşığı Yunus Emre. Ve bu kadar anlamlı sözlerden sonra bize ancak, bir başka sohbetimizde buluşmak üzere demek düşer.
Esen kalın.