Günlerden bir gün
Hamama gideceği tuttu
Sadrazam hazretlerinin
Bir yanında birinci veziri
Bir yanında ikinci veziri
Bir yanında üçüncü veziri
Sonra efendime söyleyeyim
Peşkirci başı
Nalıncı başı
Sabuncu başı
Velhasıl tam dört yüz kişilik kafile
Peştamal takıp girdiler hamama
Geçtiler kurnaların başına
Üçer beşer
Sadrazam deseniz
Kuruldu göbek taşına
Yan gelip yattı
Memleketin en ünlü tellakları
Sardılar dört yanını
Kimi elini kaptı, kimi bacağını
Bir keseleme sürtme faslıdır başladı
Tam on iki saat
On iki ünlü tellak
İncitmeden keselediler
Hazretin mübarek vücudunu
Öylesine kir çıktı ki sormayın
Her biri nah parmağım gibi
Aman efendimiz bu ne kiri
Demeye kalmadı
Keselerin altında eriyip gitti
Koskoca Sadrazam
Bütün maiyet erkanı yerinden fırladı
-Nittünüz devletliyi
Dediler tellaklara
Tellaklar cevap verdi:
-Biz yıkadık, keseledik
Devletlinin KİRDEN ibaret olduğunu bilemedik
Suç bizde değil
Neyleyelim
Kir bitti
Sadrazam elden gitti
***
Ümit Yaşar Oğuzcan, "... 28 yıllık yergicilik yaşamımda ne polis ne de yargıç karşısına çıktım... Ve tüm yazdıklarımı günü gününe yayımladım... " der bir açıklamasında. Kendisini saygı ve özlemle anarken, acaba o devirlerde daha çok mu özgürlük vardı diye sorası geliyor insanın? 1984 yılında hakka yürüyen Oğuzcan'a saygıyla.
Işıklar içinde uyu.