PATLICAN YİYİN!

Nemize gerek el alemin etlisi sütlüsü… Bundan böyle patlıcanlara methiye yazacağım.

Evet, bu patlıcan dediğimiz nense yaz başından önce Kemer Patlıcanı olarak piyasada endam ederse de, serbest piyasa ekonomisi gereğince şekil değiştirerek bostan patlıcanı, tombik patlıcan türlerine dönüşmüştür.

Efendim, bu patlıcandan 40 türlü yemek yapıldığı için, bir şairimiz tarafından, “Yiyin efendiler yiyin! Patlayıncaya, aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yiyin!” diye şiirler yazılmıştır!

Kısacası, yeme devri patlıcanla başlamış, gelişerek parasal konulara dönüşmüştür!

Bu nesnenin karnıyarığı meşhurdur. İmambayıldısını ise bilmeyen yoktur. Salatası, turşusu yapılır. Püresi, Hünkar Beğendisi, Saray Kebabı, etli ve zeytinyağlı dolması, güveci ve daha neleri neleri vardır: Yine hepinizin bildiği gibi, Anadolu’da yazdan patlıcanı dilimlerler, ipleri asarlar ve kuruturlar. Buna “Halep” derlerdi. Kışın kıyma ve etle pişirilirdi. Ama devir değişti, patlıcan da çağ atladı ve artık yaz-kış yetiştirilmeye başlandı.

Ülkemizin kalkınmasına ayak uyduran patlıcanların rengi bile değişti. Biz görmedik ama Kayseri ve çevresinde pekmeze yatırıp tatlısını bile yaptıklarını söylerler. Musakkasını ve patlıcanlı pilavının yenilmesini doyum olmaz. Türlü denilen yemeğin içinde de o vardır. Patlıcan o kadar meşhurdur ki, “Acı patlıcanı kırağı çalmaz” diye atasözleri kitaplarına bile girmiştir.

Evet, işte böyle bir nimettir bu patlıcan. Onun için herkese tavsiye ederiz. Patlıcan yiyin ve kızdığınız kişilere de “patlıcan suratlı!” deyil diyeceğim ama…

Beğendiniz mi patlıcanlı methiyeyi?

Methiye dediğin böyle olur, böyle yapılır işte. Üstelikte ne Ankara’daki siyasiler sinirlenir böyle yazıya, ne de yereldeki siyasiler…

Sizleri bilmem ama, bu yazı tipi benim çok hoşuma gitti! Yazım için ne sansür var, ne kızan, ne darılan var…

Sizler, tavsiyeme uyun, ne zamları düşünün, ne de Afgan ve Suriyeli göçmen işini… Patlıcan yiyin, patlıcan!..

“Sıfıra sıfır, elde var sıfır” adlı kitaptan esinlenilmiştir.