AZICIK ORDAN, BİRAZCIK ŞURDAN

            İşine son verilenler, neredeyse köylere varıncaya kadar fakülteler açılınca, sanayileşmeye geçilmemesi nedenleriyle işsizler ordusu çoğalırken, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda çağdaş uygarlık düzeyine erişme savunucuları da günden güne geri sayıma girdi.

            Dünyanın çeşit çeşit ülkelerinde modern cellatlık araçlarına akıtılan yüzmilyarlarca dolarla, Türkiyedeki oluşum da aynı kategori içerisinde, yıllardır boğuşmakta olmasının müsebbibi kimlerdir dersiniz?

            Güzel ülkemde darbeler ve isyanlar hiç eksilmezken, bir türlü yakalayamamışız muasır medeniyetler seviyesini. Kendimizi yıllarca avutmuşuz ABD dostumuz diye. Yıllar önce bize yapılan marşal yardımının nedenini bile bir türlü anlayamamışız.

            Amerikan güdümü bir siyasetin, günümüzde yaşadığımız kaosun nedeni olduğunu bile hala göremiyoruz. Yıllardır bitmeyen kürt sorununun arkasında ABD’nin olduğunu hala kabul etmeyenler var. FETO ve PYD Örgütlerinin arkasında yine ABD ile bazı AB ülkelerinin var olduğunu kabul eder görüntüsü sergilemeye başlasak da bir türlü artık yeter diyememişiz. Irak, Afganistan, Libya, Suriye görüntülerinde ABD’nin oyununu bozamamışız. Üstüne üstlük ABD’nin zaman zaman maşası olmuşuz.

            Artık uyanalım.

            Bakın Bilal N.Şimşir “Kürtçülük II” kitabında ne diyor, “…İlginç ve düşündürücü bir nokta da şudur: Soğuk savaş döneminde dost sandığımız, NATO MÜTTEFİKLERİMİZ, Türkiye’ye karşı bölücü Kürtçülüğü kışkırtmaktan ve terörü kollamaktan geri kalmamışlardır. Hatta NATO üyesi İngiltere ve Varşova Paktı üyesi Çekoslavakya’nın soğuk savaş içinde,Türkiye’ye karşı işbirliği yaptıkları, bölücülüğü körükleyen bir kitabı aynı anda iki ülkede birden yayınlayıp piyasaya sürdükleri görülmüştür.” Kısacası, tüm bu kargaşaların içinde parmağı olanları bildiğimiz halde, ülkemizi karıştıran bu parmakları kesip atmanın zamanı gelmedi mi? Heralde biz, bağımlılıkla bağımsızlığı karıştırıyoruz. İyi Bayramlar