güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Trabzon Havalisinde Yaşayanlar Öz ve Öz Türktür – 6

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Smith ve Dwight, Trabzon hakkındaki verdikleri bu bilgilerin sonuna, şehrin Ermenilerden ziyade Rumlar için iyi bir misyonerlik istasyonu olabileceğini; Argos, Attica, İyonya Adaları ve İstanbul'a misyonerler gönderirken buraların da unutulmaması gerektiğini, Gümüşhane'de de bir şube açılabileceğini kaydederler. Bunun peşinden, esasen Trabzon'daki 1.200-1.300 Ermeni'nin de ihmal edilemeyeceğini, bunlar için de bir istasyon açılabileceğini belirtirler. İki misyonere göre, Trabzon özellikle Ermenistan'a bir giriş kapısı olabilir. Trabzon, Ermenistan'ın denize en yakın liman şehridir. İleride Erzurum'daki Ermeniler çoğaldığında ve orada bir istasyon açıldığında, Trabzon iyi bir ara istasyon vazifesi görecektir. Nasturiler için başlatılacak bir misyonerlik çalışmasında da Trabzon'a benzer bir misyon bunu yerine getirebilir. Gürcistan'a yakınlığı bakımından ve Rus Ermenistanı'ndaki misyonerlerle yakın irtibat için de Trabzon'da bir istasyon gereklidir. Trabzon'daki istasyon, Orta Doğu misyonerlerinin çalışmaya başladıkları ilk yıllarda Lübnan'ın oynadığı rolü ifade edebilir. 14 Mayıs'ta Trabzon'dan gemiye binen iki misyoner, 25 Mayıs'ta İstanbul'a geldiler. 4 Haziran'da İstanbul'da yeniden gemiye bindiler, İzmir üzerinden 2 Temmuz'da Malta'ya ulaşarak 15,5 ay süren seyahatlerini tamamladılar.

1834 yılında Trabzon'da istasyonun tesis edilmesinden sonra Protestan misyonerler     Trabzon'un da içlerinde bulunduğu bazı yerlerde okullar oluşturmuşlardır. 1850 yılında Trabzon'a gelen İngiliz seyyah Frederick Wakpole şehirde Amerikan Misyonerlerin bulunduğunu, bunların dinlerini değiştiren yaklaşık on beş aile olduğunu, okulları ve dağıtmış oldukları kitaplarıyla bu çalışmaların neticesinin görünenden daha fazla olduğunu belirtmektedir.

1844 tarihinde Amerikan vatandaşı birkaç papazın Trabzon'a giderek oradaki bazı Ermenileri, düzenledikleri Protestan ayinine çağırmaları, Ermeni ruhban ve ileri gelenlerince şikâyet konusu olduğundan bunların buradan uzaklaştırılmaları konusunda Trabzon'a emir gönderilmiştir. Ayrıca Trabzon ve çevresinde Ermeni nüfusunun ibadet, ibadethane yapımı ve tamiri gibi sorunlarının çözümünde, devlet bütün imkânlarıyla yardım etmiş ve cemaatler arasında çıkan problemleri, kanunlar çerçevesinde çözmeye çalışmıştır.

Ermeni kilisesi, Erivan yakınlarındaki Eçmiyazin'de kurulmuştur. 1147'de Kilikya'ya gitmiştir. Her ne kadar Ermeni kilisesi Sinod'u onu kınamışsa da, bu Katolikosluk 1895 yılına kadar devam etmiş, Son Katolikos Haçatur Şiroyan 1895'te ölünce yerine kimse seçilmemiş ve Birinci Dünya Savaşı sırasında da Katolikosluk Osmanlı Devleti tarafından ortadan kaldırılmıştır.

Longworth'un bildirdiğine göre, din, bölgede her zaman olduğu gibi kavganın ve çekişmenin önemli sebeplerindendi. Rumlar ve Ermeniler arasında mezhepçilikten doğan sürekli entrikalar, karışıklıklar söz konusuydu. Longworth'un iddiasına göre ise, Türkler daha çok "İslamlaştırmayla" ilgilenmektedirler. Burada şunu da belirtmekte yarar vardır ki, Longworth'un bahsettiği İslamlaştırma baskı ile olmayıp, günümüzde de olduğu gibi, evlilik yoluyla din değiştirmenin gerçekleşmesidir.

Ermeni Meselesi'nin ortaya çıkmasının en önemli sebeplerinden bir tanesi de Ermeni kilisesi'dir. Ermenilerin toplu halde yaşamasını, kimliklerinin korunmasını sağlayan kilise, aynı zamanda onları silahlandırmış ve siyasi olayların kucağına da atmıştır. Trabzon'da Ermenileri devlete karşı isyana götüren gelişmelerin öncesi olduğu, Osmanlı belgelerinden anlaşılmaktadır. Mesela, 1888 yılında Trabzon Ermeni dini temsilcisi olan Karakin Efendi'nin, Ermenileri ihtilale çağıran kitaplar yayınlamasından dolayı murahhasalıktan azledilerek Trabzon'dan uzaklaştırılması ve yerine başkasının tayin edilmesi kararlaştırılmıştır.

Mezhep ayrılıkları sebebi ile zulmü, dindaşları olan Ortodokslardan gören, Selçuklu Devleti dönemlerinde müreffeh bir hayata kavuşan Ermeniler, XIX. yüzyıl sonlarında kiliselerin başkanlığında teröre başladılar ve kanlı eylemler gerçekleştirdiler. İki buçuk milyon Müslüman Türk ve Kürt, Ermeni ruhanilerinin yönettiği terör örgütleri tarafından vahşice katledildi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.