güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TARİHTE SURİYE HAKİMİYETİ İÇİN YAPILAN SAVAŞLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Bu konuda yine internet bilgilerine baktığımız da şu bilgileri de ekleyebiliriz.

“Birinci Dünya Savaşı’nın arka planında, XIX. yüzyılın Avrupa merkezli siyasi, iktisadi ve sosyal dinamikleri bulunmaktadır. Bu savaş, dünyaya hâkim olma mücadelesiyle tohumlarını günümüze ulaştıran yıkımı meydana getirmiştir. Sina Filistin cephesi Birinci Kanal Harekâtı ile açılmıştır. Britanya, Fransa’daki Batı Cephesi’nden sonra en çok askerini burada konuşlandırmıştır. Tamamen Almanların istek ve çıkarları doğrultusunda 1915 ve 1916 Kanal Harekâtlarının başarısızlığı ile İngilizler Filistin’e dayanmıştır. Bu başarısızlıktan cesaretlenen İngilizler, Mart ve Nisan 1917’de iki kez Gazze’ye saldırıda bulunmuş ve geri püskürtülmüştür. Bu kez İngilizler, General EdmundAllenby komutasında eşsiz bir hazırlık ardından 7 Kasım 1917’de Gazze’yi ele geçirerek Filistin’in batı kapısını açmıştır. İngilizlerin boş vaatlerine kanan Şerif Hüseyin, Arap İsyanı’nı başlatmıştır. Bu isyan Hicaz, Filistin, Ürdün ve Suriye’ye yayılmış, bol zayiatlı geri çekilişe neden olmuş ve savaşın kaybedilmesini tetiklemiştir. Bu yenilgiler zinciri neticesinde Suriye elden çıkmış, 30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi imzalanmıştır. Ancak bu mütareke barışı getirememiş, hem Osmanlı Devleti tarihe karışmış hem de Ortadoğu’da hala devam eden kan ve gözyaşıyla beslenen cadı avı başlamıştır.”

Yukarıda da belirtildiği gibi Osmanlının orta doğu toprakların da eskiden beri gözü olan İngiliz ve Fransızlar Mondros mütarekesi ile Ortadoğu kontrollerine alan İngiliz ve Fransız devletleri bu sahada ki Osmanlı topraklarını kendi araların da paylaşmıştır. Mısır, Arap yarımadası yani bugün ki Suudi toprakları yemen, Ürdün sahaları ve onların çevresinde ki Arap emirlikleri, İngilizlerin payına düşerken Suriye, Lübnan ve Fransızların payına düşmüştür. Filistin sahası da yine İngilizlerin kontrolüne bırakılmıştır. Buraları ellerine geçiren bu devletler, kontrollerinde ki bu sahaları manda rejimi dedikleri birinci dünya harbi sonun da yarattıkları bir sistem ile yönetmeye başlamışlar. Sözde bu rejimle bu sahalarda ki milletleri daha doğrusu Arapları kendi kendilerini yönetebilecek seviyeye getirip, bağımsız devlet haline getirmek için çalışmaya başlamışlardır. Ama aslın da manda sistemi adı altın da buraları kendi kolonileri olarak görüp değerlendirmeye yönelmişlerdir. Bir yandan da bu Arap topraklarını sınırlarını cetvelle çizdikleri devletçikler haline getirmeye bu devletleri de birbirini düşman hale getirmeye özen göstermiştir. İlerleyecek zaman içerisin de İngiltere’ye sadık kalacağından emin oldukları Yahudi toplumda da filiskine yerleştirerek, Arap birlik ve beraberliğinin hiçbir zaman gerçekleştirilmemesi için bu toprakların sahibi kılıp onlara bir devlet kazandırmanın çalışmalarına başlamıştır. Mondros mütarekesi ile Sevr barışı ile ve bu ikisini Türkler açısından geçersiz kılacak olan Lozan barışı ile Ortadoğu toprakları ile hali ile Suriye ile Anadolu da Lozan’la kendini kabul ettiren, Türkiye cumhuriyeti devletinin alakasını ilgisini kesmişlerdir. Kurtuluş savaşını kazanmasına rağmen Türkiye cumhuriyetinin Hatay ve çevresi ile İskenderun toprakları ile ilgisini kestikleri gibi ırak sahasında da Musul ve Süleymaniye sahasının ilgisini kesmeyi başaran İngiliz ve Fransızlar isteklerini emellerini gerçekleştirmeyi başarmışlardır. Lozan antlaşması ile Suriye topraklarından Türkiye cumhuriyetine bırakılan tek toprak Caber kalesi civarında bulunan Osmanlı soyunun büyük atası olarak gösterilen ama aslın da, Anadolu Selçuklu sultanı Kutalmış oğlu Süleyman Şah’ına gömülü bulunduğu türbe ve çevresi kalmıştır. Ne var ki Lozan antlaşması ile Suriye ve ırak sahasın da bıraktığımız Hatay İskenderun, toprakları ile ırak da Musul Süleymaniye Kerkük, topraklarını ülkemizi kazandırmak fikrinden hatta Ruslara bırakılan Batum topraklarından hiçbir zaman vazgeçmeyen Mustafa kemal Türkiye’si bu sahaları kazanmak için barışçıl yollar ile mücadele etmekten vazgeçmemiştir. Rusların ve İngilizlerin kontrolünde ki sahaları bu ülkelerin siyasi oyunları nedeniyle ülkemiz de ki ayrılıkçı Kürtlerin isyanları ve ihanetleri nedeniyle kazanmayı başaramamıştır. Mustafa kemalin sağlığın da başlattığı barışçıl girişimlerle Fransızların kontrolünde ki Hatay bölgesini önce bağımsız cumhuriyet haline getirmiş daha sonra da bu cumhuriyeti millet meclisinin kararı ile Türkiye ile birleştirerek Türk topraklarına dahil olmasını sağlamıştır. Fransızların denetiminde ki Lübnan ve Suriye İngilizlerin yönetiminde ki Filistin bütünlük halinde ki dönemlerine bir daha dönmemek üzere kesinlikle birbirlerine ayrılmışlardır. Manda yönetimin de yaşadığı dönemden Suriye devletinin kuruluşuna kadar geçen dönem hakkın da Suriye ile bilgileri yaşanan olayları irdelemek maksadı ile internet bilgilerine baktığımız da şu bilgileri görürüz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.