güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

TARİHTE SURİYE HAKİMİYETİ İÇİN YAPILAN SAVAŞLAR

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

 Bu gelişmeden sonra Osmanlılar doğu vilayetlerinde merkezîleşme politikasına girerek bölgede zorunlu askerlik sistemini uygulamaya koymuş, vergilerin artırılıp düzenli bir şekilde toplanmasına gayret etmiş ve aynı zamanda merkezi yönetimin emirlerini dinlemeyip başına buyruk hareket eden unsurları ortadan kaldırmışlardı. Bu şekilde güçlü bir ordu kurup Mısırlılarla hesaplaşma gününü beklemişlerdi. Aynı zamanda Kavalalı Mehmet Ali Paşa da Suriye ve Filistin bölgesini tam olarak denetimi altına alıp buralardan topladığı vergiler ve aldığı askerlerle nihai savaşa hazırlanmaya koyulmuştu.

Nizip Savaşı

1839 yılı başında Osmanlılar, Kavalalı Mehmet Ali Paşa’ya karşı savaşmaya karar vermek mecburiyetinde kalmışlardı. Çünkü yıllardır devam eden ve devletin tüm kaynaklarını tüketen bu soğuk savaş daha fazla sürdürülemezdi. Babıâli ordu komutanı olan Hafız Paşa'nın para, asker ve mühimmat isteklerini elinden geldiğince mükemmel bir şekilde karşılamaya çalışmıştı. 23 Mart 1839 tarihli bir belgede sadece Hafız Paşa’nın maiyetinde muvazaf ve redif otuz yedi binden fazla asker, yüz elliden fazla top olduğu belirtilmişti. Ancak aynı rapora göre askerlerin durumu içler acısıydı. Redif askerinin tamamı acemi olduğundan bunlar, bir seneye kadar meydan muharebesinde kullanılamazdı. Ayrıca savaşa sürülebilecek nizam askerinin sayısı ise en fazla on beş bindi. Geri kalan askere de güvenilemeyeceğinden bu rapora göre Mısırlılarla savaşmak doğru değildi. Bu durumu Osmanlı ordusunda görevli olan Prusyalı subay Moltke de doğrulamıştı. Ona göre de askerler acemi; subaylar ise iltimasla seçildiklerinden savaşmaktan bihaber kimselerdi. O sırada İngiltere'nin Erzurum konsolosu olan Brant, Erzurum Eyaleti'ndeki sipahilerin komutanı olan Mustafa Paşa ile savaş meselesini konuşmuş ve paşa ona, padişahın ordusunun Mısırlıları yenemeyeceğini söylemişti. Çünkü düzenli birliklerden oluşan sekiz tabur yani altı bin beş yüzasker bir yana bırakılırsa Osmanlı ordusu disiplinsiz başıbozuk askerlerden, acemi rediflerden ve sipahilerden oluşmaktaydı. Brant, topladığı bilgileri Palmerston'a naklederken Osmanlı ordusunun vahim durumuna vurgu yapmıştı. Ona göre Hafız Paşa, böyle büyük bir orduyu yönetebilecek kabiliyette değildi. Üstelik Mısır ordusundaki subaylar, Osmanlı ordusundakilerden çok daha eğitimli ve yetenekliydiler. Brant, muhtemel bir yenilginin ölümcül sonuçları olacağını, savaş koşullarından hoşnutsuz olan insanların İbrahim Paşa'yı kurtarıcı olarak selamlayabileceklerine dikkat çekmişti.

Sonuçta 24 Haziran 1839’da Osmanlı ordusu ile Mısır kuvvetleri Nizip’te karşı karşıya gelmiş ve bu savaş Osmanlılar için bir felaketle neticelenmişti. Savaşın sonunda büyük fedakârlıklarla hazırlanmış olan Osmanlı ordusu neredeyse tamamen yok edilmişti. Tüm ağırlıklar kaybedildiği gibi on bin kadar Osmanlı askeri İbrahim Paşa tarafından esir edilmişti. Yenilgi haberi İstanbul'a ulaşmadan Sultan Mahmut vefat etti. Kaptan-ı Derya Ahmet Fevzi Paşa, ihanet ederek Osmanlı donanmasını Mehmet Ali Paşa'ya vermişti.

Kalıcı Barışın Oluşturulması

Son gelişmeleri yakından takip eden İngiltere, Ruslara müdahale fırsatı vermeden harekete geçmiş, 15 Temmuz 1840 tarihinde Rusya, Avusturya, Prusya ve Osmanlı Devleti ile Londra Antlaşması'nı imzalamıştı. Buna göre; Mısır valiliği ırsi olarak Akka ise ‘kaydı hayat’ şartıyla Mehmet Ali Paşa'ya verilecekti. Mehmet Ali Paşa, Fransa'nın telkinleriyle bu anlaşmayı kabul etmek istemedi. Böylece İngiltere, Avusturya ve Osmanlı Devleti’nin oluşturduğu bir donanma Suriye sahillerine gelip Sayda, Beyrut, Hayfa ve son olarak Akka'yı Mısırlılardan geri aldı. Mehmet Ali Paşa, Fransızlardan yardım ümidini kesince 27 Kasım'da Amiral Napier ile bir anlaşma imzaladı. Böylece Mısır valiliği kendisine ırsi olarak verilmiş oldu. 24 Mayıs 1841 tarihli bir fermanla Mısır'ın idaresi Mehmet Ali Paşa soyundan gelen en büyük evlada verileceği ilan edildi. Bu şekilde Mısır meselesi tamamen çözülmüş oldu. Bundan sonra Mehmet Ali Paşa ile Osmanlı yönetiminin arası tamamen düzeldi. Hatta paşa, 1846 yılında İstanbul ve Kavala'yı ziyaret etti. Ömrünün son demlerinde akli melekelerini yitirmeye başladı ve iyileşmesinden ümit kesildiği için 1848 Eylül'ünde İbrahim Paşa, Mısır Valiliği'ne atandı. Mehmed Ali Paşa 2 Ağustos 1849 tarihinde İskenderiye'de vefat etti ve Kahire Kalesi'nde inşa ettirmiş olduğu yeni caminin haziresine defnedildi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.