Tarih Akışı İçerisinde Türk- Alman İlişkileri ve Kamen-Bandırma Dostluğu

Almanya gezisinde veliaht Mehmet vahdettin efendi ile kurduğu samimiyete binaen o sultan olduğunda ondan ittihat ve terakki fırkasının Osmanlıdaki hâkimiyetini bertaraf edip yeni bir kabine kurmasını bu kabinede kendisine harbiye nazırı görevi vermesini ümit eden Mustafa kemal tedavi için Viyana’da bulunduğu sırada sultan Mehmet Reşat vefat etmiş Osmanlı tahtına 6. Mehmet vahdettin adıyla veliaht Mehmet vahdettin efendi geçmiştir. Uzun süre Viyana’da kalan cemal paşanın yardımlarıyla tekrar yurda dönen Mustafa kemal sultan Mehmet vahdetine yazdığı bir arzuhalle görüşme talebinde bulunmuştur. Sultan Mustafa kemali Enver paşa ve yüksek rütbeli alman subaylarının hazır bulunduğu bir salonda kabul etmiştir. Bu kabul esnasında Mustafa kemale Enver paşa ile ve ittihat terakki ile anlaştığını onlarla yola devam edeceğini hissettiren Mehmet vahdettin onu överek ona güvendiğini belirterek Suriye cephesine görevlendirmiştir.

Mustafa kemal köprülerin altından çok suların geçtiğini gördüğü için Enver paşanın duruma hakim olduğunu anlayıp huzurdan çıktıktan sonra Enver paşayı tebrik etmiş sen kazandın demiştir. Bu konuşma üzerine yüksek rütbeli bir alman subayın Mustafa kemale söylediği sözler Osmanlının müttefiki Almanların Osmanlı askerine hangi gözle baktığının çok açık bir ifadesi olduğundan burada zikre değer bulmaktaydı. Mustafa kemal Enver paşa ile konuşurken yüksek rütbeli alman subayı ‘Türk askerine komutan olmak istemezdim Türk askeri beceriksiz ve korkak cepheden düşman karşısında kaçmaktan başka bir şey düşünmezler cephede zorlandıklarında hemen sırt çevirirler ve kaçarlar.’

Mahiyetinde sözler söylemiştir zaten kabulden dolu çıkan Almanları hiçbir zaman sevmeyen Mustafa kemal bu söz üzerine yüksek rütbeli alman subayına hitaben ‘Türk askeri beceriksiz ve korkak değildir hiçbir zaman cepheden kaçmaz eğer siz Türk askerinin sırtını görmüşseniz bu sizin cepheden kaçmakta olmanız dolayısıyladır.’ Manasında sözlerle alman subayını cevaplamış ve hiçbir cevap beklemeden çıkıp Suriye ye gitmek üzere ayrılmıştır Mustafa kemal Suriye cephesindeki kuvvetlerin durumunu çok iyi bilmektedir.

Almanya gezisi öncesinde İstanbul’a dönmeden önce bu cephede bulunmuş bu cephenin komutanı alman General Falkenhayn ile değişik sebeplerle sürtüşmüş geçinememiş onun tarafından bu cepheden uzaklaştırılmak istenen Mustafa kemal Enver paşa tarafından bu cephede tutulmaya devam edilmişti. Daha sonra her şeyi göze alıp ayrıldığı bu cepheye tekrar Enver paşa tarafından gönderilmekteydi. Bu kez komutanı liman Von Sanders paşadır. Bu alman generali ile Çanakkale’de teşriki mesaisi bulunan Mustafa kemal onunla uyum içerisinde çalışacaktır. Ancak Osmanlılar orta doğuyu kısa zamanda kaybedip Filistin Lübnan Suriye ırak sahalarında geri çekilmeye başlayacaklardır. Bir ara doğu Anadolu’da muş bölgesinde görev yapan Mustafa kemal hangi görevde olursa olsun başarılı olmuş bulunduğu yerlerde Türk ordusunun tutunmasını sağlamıştır.

Bu arada almanlar başta Enver paşa olmak üzere ittihat ve terakki ileri gelenlerinin tuğran hülyalarını teşvik ederek Hindistan ve uzak doğu sahasında 2.Wilhelm’in 7 b projesini gerçekleştirmeye yönelik nasıl seferler düzenletip cepheler açtırdıysalar Rusya sahasında da başarıya ulaşmak için kendilerine yardımcı bulmuşlar yardımcı olacağını düşündükleri çarlık rejimi muhaliflerini devreye sokup desteklemişlerdir. Nitekim Rus çarlığını tesirsiz hale getirmek yolunda Almanların Lenin idaresindeki Bolşevik(komünist) Rusları Rusya’ya getirip ihtilal başlattıkları bir başka değişle Lenin ve arkadaşlarının Rus çarlığına karşı başlattıkları ayaklanmayı destekledikleri bilinmektedir. Almanlar bu davranışlarıyla gelecekte Avrupa ve dünyanın hatta kendilerinin amansız düşmanı olan bir sistemi kuvvetlendirdiklerinin bilincinde olup olmadıkları tartışılabilir.

Ne var ki 1. dünya harbinde çıkardıkları komünist ayaklanmalarla Rus çarlığını karışıklığa düşürüp savaş dışı bırakan bir müddet sonra çarlık rejimini deviren komünistler kısa zamanda idareye hakim olup 1. dünya harbi sonrasında Avrupa’da büyük bir devlet ve kuvvet olacaklardır. 2. dünya harbinden sonra Avrupa’nın yarısını ele geçirip hatta Almanya’nın yarısına el koyup hür dünya için büyük bir tehdit oluşturacaklardır. Bütün bu oluşumun altında bu komünist sisteme ilk destek veren almanlar olduğu dünyanın başına bu sistemi musallat ettikleri tartışılmaz bir bilgidir. Zaten komünist ve sosyalist fikirlerin çıkarıcıları da alman kökenli düşünürlerdir demek pekâlâ mümkündür. Marks ve Engels bu yönde akla gelebilecek kişiler arasında sayılabilir.

Ne tuhaftır ki dünyaya kominizim fikrini ve belasını yaygınlaştırma konusunda pekiştirme konusunda katkısı olan Almanların bizdeki tanınmış en büyük komünist şahsiyetlerin oluşumunda da etnik köken olarak. Payları mevcuttur. Devam edecek…