güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

Suriye’de Yaşanan İhanetler ve Kurulan Devletler

Yazının Giriş Tarihi: 27.12.2024 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 27.12.2024 08:06

Suriye sahasında pek çok devlet kurulmuş, pek çok devlet yıkılmıştır. Bunun sebebi Suriye sahasının Ortadoğu’nun merkezi noktasında olması da şüphesiz düşünülebilecek bir durumdur. Suriye denilen saha ilk çağdan başlayarak Mısır, Anadolu, İran ve Arap yarımadasının orta noktasını oluşturan bir sahadır. Bu özelliği dolayısıyla Asya’yı, Afrika’yı ve Avrupa’yı birleştiren kıtaları birbirine, Ortadoğu denilen sahanın tam orta noktasında olması dolayısıyla Asya’dan Afrika’ya, Asya’dan Avrupa’ya, Afrika’dan Avrupa’ya göç edecek kavimlerin geçmek zorunda olduğu bir köprü durumunda olan Ortadoğu’nun merkezi olan Suriye sahasından pek çok kavimler gelip geçmiştir.

Mısır’da hakim olan Anadolu’da hakim olan İran sahasında hakimiyet kuran hatta Arap yarımadasında devletler oluşturan kavimler Suriye sahasıyla ilgilenmiş, hakimiyetlerini genişletmek için Suriye sahasına hakim olmaya çalışmışlardır. Bunun için pek çok savaş Suriye için ve Suriye sahasında gerçekleşmiştir. Bu savaşların ilki ilk çağın ve dünyanın ilk savaşı olan Kadeş savaşı bu sahada gerçekleşmiş, Mısır hükümdarı II. Ramses ve Hitit hükümdarı Muvattalli arasında gerçekleşen bu savaş iki tarafın yenişememesiyle bitmiş ancak Suriye sahasındaki ilk ihanet burada gerçekleşmiştir. Hitit ordusu komutanları, hükümdarları Muvattalli katletmişler yerine yeni bir hükümdar geçmiştir.

Daha sonraki dönemlerde Pers İmparatoru Kambises Mısır Seferleri sırasında ordusundaki komutanları tarafından burada öldürülmüştür. Yine ilk çağ devletlerinden Makedonya kralı İskender’in varisleri de aralarındaki çekinmeler sırasında birtakım ihanetleri buralarda yaşamışlardır. Hz. Muhammed’in ölümünden sonra işbaşına geçen halifelerden Hz. Ali kendisine yapılan ihaneti bu sahada yaşamış, Emevî hanedanına mensup Muaviye ve Amr bin el-Âs Hz. Aliye ihanet ederek gerçekleştirdikleri Sıffın savaşı dolayısıyla ihanetlerini burada oluşturmuşlardır.

Yine Hz. Ali’nin yaşadığı hakem olayında Hz. Ali’nin hakemi durumunda olan Ebu Musa El Eşari ihanetini bu sahada gerçekleştirmiştir. Hz. Aliye isyan eden hariciler başkaldırılarını Suriye sahasında gerçekleştirmişlerdir. Hz. Ali’ye isyan eden Muaviye Hz. Ali’nin oğlu olup Hz. Ali’nin yerine halife seçilen Hz. Hasan’a karşı Muaviye’nin teşvikiyle kendi çevresi tarafından büyük olasılıkla eşi tarafından zehirlenerek öldürülme ihaneti burada gerçekleşmiştir.

Daha sonraki devirlerde Büyük Selçuklu Devletine yapılan başkaldırılarla oluşan Zengi Devleti’nin hükümdarı olan Nureddin Zengi kendi evlatlığı olan Hristiyan kökenli bir şahıs tarafından ihanete uğrayarak burada öldürülmüştür. Osmanlılarla arası bozulan Memlük hükümdarı Kansu Gavri Yavuz Sultan Selim’in kendisine karşı başlattığı sefer sırasında Suriye’de bulunan komutanları Canberdi Gazali ve Hayrabay’ın ihanetine uğramış, Yavuz karşısında yenilgiye uğrayarak Suriye ve Arap yarımadasını kaybetmiştir.

Ne tuhaftır ki aynı Canberdi Gazali Kanuni Sultan Süleyman zamanında isyan ederek Osmanlı’ya ihanet etmiştir. Bu sahada pek çok gerçekleşen ihanetleri daha çok sayabilirsek de yaşanan son ihanet olarak arap baharı başlangıcından itibaren muhaliflerinin isyan ve ihanetiyle Suriye’nin son devlet başkanı Esad da yaşamıştır. Esad’ın maruz kaldığı ihanet sadece bundan ibaret kalmamış müttefikleri durumunda olan İran, Rusya ve Lübnan’daki Hizbullah oluşumu da Esad’a ihanet etmiş onun görevden ayrılmasını muhalifleri karşısında yenilgiye düşmesini sağlamışlardır.

Bütün bu ihanetleri kısaca belirttikten sonra tarih boyunca Suriye sahasına kısmen veya tamamen sahip olan devletlere baktığımızda ilk olarak Mezopotamya’da hakim olan Sümer devletlerini, Akat imparatorluğunu, Asur imparatorluğunu, Med ve Pers İmparatorluklarını yer yer Mısır ve Hitit imparatorluklarını, İskender imparatorluğunu, Seleukos imparatorluğunu, Büyük Roma ve Bizans imparatorluklarını sayabiliriz düşüncesindeyim. Zaman içerisinde İslamiyet’in doğuşundan sonra Hz. Muhammet dönemi Arap devletini dört halife devri sırasında özellikle Ömer ve Osman zamanlarında kısmen Hz. Ali zamanında İslam Arap devletini dört halife devrinin sonunda Muaviye tarafından kurulan Emevî devletini , Emevîleri yıkan Abbasi devletini, bu devleti yıkan yahut emri altına alan Büyük Selçuklu ve Suriye Selçuklu devletini , Zengi ve Böri devletlerini, Eyyubi devletini, Çerkez Memlüklüleri devletini nihayet Osmanlı devletini sayabiliriz.

Hatta büyük Moğol imparatorluğunun parçalarından İlhanlı devletini Osmanlı öncesindeki dönemlerde Suriye’ye hakim olan devletlerden sayabiliriz. Uzun süren yıllar boyu hakimiyeti altında bulunduğu Osmanlının Almanya ve Avusturya Macaristan imparatorluğuyla birleşerek müttefik olarak katıldığı Birinci Cihan harbi sonlarında Kral Hüseyin ve çocuklarının ihanetiyle Fransızlarla ve İngilizlerle yaptığı savaşlarda yenilmesi nedeniyle İngiliz ve Fransızların işgaline düşen Suriye bu iki devletin Osmanlının topraklarını paylaşması sonucunda Suriye ve Lübnan sahası Fransız hakimiyetine girmiştir.

Suriye bağımsız olana kadar yaşadığı Fransız dönemi neticesinde bağımsız olabilmiş, hatta Fransız yönetimi öncesinde bir müddet Kral Hüseyin’in çocukları arasında Lübnan, Filistin, Ürdün gibi sahaların paylaşılması durumunu da yaşamıştır. Son olarak şunu söyleyebiliriz düşüncesindeyim Suriye’de Esad’a baş kaldırılarak başlatılan iç savaş sırasında Suriye yeniden parçalanmak durumuna düşmüştür. Afrin ve çevresi Türkiye’nin geçici işgaline uğrarken kendisine Baas ve Esad yönetimi tarafından verilen üsler dolayısıyla bir kısım toprakları Rus denetimine girmiş, bir kısım toprakları Esad yönetiminde kalırken Esad’ın geri çekilmesiyle bir kısım toprakları da Amerika Birleşik Devletleri’nin desteğine mazhar olan YPG ve PYD denetimine girmiştir.

Bu arada Suriye topraklarının bir ara kurulan hatta Irak’tan da bir kısım toprakları işgal eden IŞİD yönetimi Suriye topraklarının önemli bir kısmına sahip olduğu görülmüştür. Daha sonra IŞİD ile savaş nedeniyle Amerika Birleşik Devletleri de kısmen YPG v PYD’yi kullanarak kısmen de Esad muhaliflerinden bazılarını destekleyerek Suriye sahasında toprak elde ettiğini görmemiz mümkün olmuştur. Şunu da belirtmek isterim ki Amerika Suriye’de üsler elde ederken Türkiye kendi toprağı olan Süleyman Şah mezarı etrafını kaybetmiştir. Esad’ın devrilmesinden sonra İsrail Golan tepelerini işgal ederek toprak kazanırken Esad’ın devrilmesiyle YPG ve PYD toprak kaybına uğramıştır.

Görünen odur ki Suriye sahası gelişen olaylar karşısında ya bölüşülecek veya büyük devletlerin ve kısmen Türkiye’nin istekleri doğrultusunda Suriye sahasına federal sistemle oluşacak bir devlet kurulacaktır. Rusya ve Amerika üslerini korurken İsrail toprak kazancını daha da arttırabilecektir. Kısacası Suriye sahasının geleceği burada gelişecek olaylara göre meçhul bir durumdadır. Umarım Suriye bütünlüğünü korurken bu sahada oluşabilecek olaylar ülkemize yeni sporunlar oluşturmayacaktır. Hepsinden önemlisi ülkemizdeki sığınmacı durumundaki Suriyeliler vatanlarına kavuşturularak ülkemiz ve milletimiz daha güzel ortamlar yaşayabilecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.