güvenilir kaynak casibom giriş maritbet
SON DAKİKA
Hava Durumu

ORTADOĞUNUN KADERİ BÜYÜK DEVLETLERİN VE ONLARIN MÜTTEFİKLERİ OLAN LİDERLERİN ELLERİNDE

Yazının Giriş Tarihi: 18.12.2020 21:47
Yazının Güncellenme Tarihi: 18.12.2020 21:47

Hatta yanlış hatırlamıyorsam birleşik kabine toplantısı yani bakanlar kurulu toplantısı bile gerçekleştirilmişti ama bu görünüşteki dostluk muhalifler isyan bayrağını açtığı da hemen sona ermiş ülkemiz yöneticileri ve ADB yöneticileri ve onların destekledikleri Esad muhaliflerini yanında yer almayı tercih etmişti. Şunu da vurgulamak isterim ki biz ülke olarak daha doğrusu ülke yöneticilerimiz vasıtası ile Irak sorununda da;  daha önce ki dönemlerde dostça ilişkiler yürüttüğümüz Saddam yöneticilerini, ABD’nin Irak’ı işgali sırasında da ABD safına geçerek Saddam ve Saddam dönemi yöneticilerini yalnız bırakmıştık. Bu nedenle ABD’nin Irak işgali kolaylaşmış ABD açısından İşler Irakta daha kolay yürümüştü. Üstelik bu sahaya Rusya ve İran yeteri oran da karışıp müdahale de edemediğinden ABD yöneticiler Irakta istediklerini gerçekleştirmede daha başarılı olabilmişlerdi. Bunun sonucu olarak ABD ve müttefikleri kuzey Irak Kürt yönetimini Bağdat çevresin deki Sünni İslam çevresini Güneyde ki, Şii bölgesini oluşturarak Irak’ı parçalayıp BOP projesine uygun hale getirmeyi başarmışlardı ancak Suriye de durum böyle olmamıştır. Çünkü bu saha da Esad’ın bir müttefiki olarak Rusya ve ona eklenen İran sahneye çıkmış ABD’nin ve onun desteklediği Esad muhaliflerini durdurmayı başarmıştır. Bu arda ABD gibi düşünen hatta Suriye sahasından sahneye inmeye can atan beyanlarda bulunup Şam da Cuma namazı kılacaklarını söyleyen Ülkemiz yöneticilerinin de geri durmalarına da sebep olmuşlardır düşüncesindeyim. Bunun sonucu olarak k Rusya Suriye de asırlar sonra da olsa Akdeniz’e sıcak denizlere inme ve buralarda yerleşme imkânında sahip olmuş Deniz ve hava üstleri kurabilmiştir. Esad yönetiminin davetlisi olarak ona yardım amacı ile gelen Rusya bu sayede Suriye sorunlarının asli unsuru tarafı ve belirleyici unsuru haline gelmiştir. Bu beklenmedik durum karşısında ABD yöneticilerinin bölgede ki yerel unsurları Örgütleyip bir çatı altında toplanmaya Çağırdığını ve bazı oluşumlar ortaya koyduğunu görmekteyiz ancak ABD bu saha da askeri ile görev alabilmek için Fiili olarak buluna bilmek için uluslararası bir sebep ten yoksundur. Bu nedenle olsa gerektir ki büyük olasılıkla ABD, Işid’i ortaya çıkarmış Irak ve Suriye sahasında geniş topraklar üzerinde hâkim olmasına göz yummuştur. Işid hâkimiyeti gerçekleşince terör örgütü ilan ettiği bu oluşumla mücadele etmek maksadına dayanarak kendisi ve müttefiklerinin askeri birlikleri ile bu saha da yerleşmiştir. Bununla da kalmayıp askeri yerleşimler ve üsler meydana getirmiştir. Şunu da vurgulamak isterim ki ABD’nin Işid’le mücadelesinde kullandığı yerel güçler onlara yaptığı yardım ve yerel destekler ülkemizin yöneticilerine ters gelmeye çıkarlar çatışma başlayınca Suriye sorunları başlangıcında ABD yanında yer alan ülkemiz yöneticileri de ABD yöneticileri de çıkar çatışmasında düşmeye başlamışlardır. Bunun sonucunda Ülkemiz ABD’li yöneticilerden istediğini bulamayınca taraf değiştirmeye yönelmiş başlangıçta karşı oldukları Esad yönetimini hamisi koruyucusu olan Rusya ve İran ile yakınlaşma Onların safına geçmeye yönelmişlerdir. Düşüncesindeyim. Bir yandan da ABD’nin, NATO gereği müttefiki olan ülkemiz bu sebep ile Suriye sorunların da 2 cepheli olan bu sorunun her 2 cephesinde de yer alır bir görünüm vermeye başlamıştır düşüncesindeyim. Bütün bunlar olurken ülkemiz yöneticileri ABD’nin bu yolunu izleyip Suriye sahasından girişeceği çatışmalarda haklı olmak amacı ile Suriyeli muhaliflerin oluşturduğu daha doğrusu ABD’nin Suriyeli muhaliflerden oluşturduğu ÖSO’yu yanına alıp desteklemeye silahlandırıp eğitmeye ve girişeceği Suriye mücadelelerinde kullanmaya yönelmiş görülmektedir. Bunun sonucunda bu gün Suriye sahasında gerçekleştirilen çarpışmalarda fiili olarak yer alan 3 devlet olarak Ülkemiz ortada bulunmaktadır. Ülkemizin başlattığı çatışmalar devam etmekte askerimiz yöneticilerin belirlediği görevlerini yerine getirmeye çalışmaktadır. Kabaca gözler önüne sermeye çalıştığım bu Orta doğu sonralarının sebeplerini irdelediğimiz de Arap, Kürt ve Türk halklarının birbiri ile çatışın etnik sorunlarından ziyada bu kitlelerin oluşturduğu devletlerin. Veya sözde adalet olmak amacı ile kurdukları terör örgütlerinin ve bu bölgelerde kendi çıkarlarını gerçekleştirmek amacı ile bu tip yerel yöneticileri yönlendirmeye çalışan Rusya, ABD gibi güçlü devletlerinin yöneticilerinin menfaat, çıkar elde etme istek ve arzularını gerçekleştirme hırslarını tatmin etme gayretleri. Bu gayretler sırasında bir birlerine ters düşmeleri yatmaktadır düşüncesindeyim. Bu düşüncelerimde ne derece haklı olduğumu Orta doğu sahsında ki sorunların savaş ve çatışmaların geçmişinin ve gelecekteki durumlarının irdelenmesi şüphesiz açıkça ortaya konulacaktır. Sonuç olarak vurgulamak isterim ki orta doğu bölgesin de görülen devletlerin yöneticileri istedikleri takdirde yönettikleri kitleleri bir biri ile barışa, birbirleri ile savaşa her an götüre bilmekte. Bir gün önce dost olduğu devleti ertesi gün başında bulunduğu kitleye devlete düşman gösterme gücüne sahip olabilen yöneticiler isterlerse devletlerini istedikleri devleti istedikleri örgüte savaşa götüre bilmeyi başardıkları sürece orta doğu sahasında devletlerin ve halkların barışa kavuşması huzura kavuşması oldukça zor görülmektedir. Düşüncesindeyim. Tekrar vurgulamak isterim ki bence bu günkü orta doğu çatışmalarından ulusların değil ulusları yönetenlerin hırs ve istekleri belirleyici etkendir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.