Değerli okurlarım Bandırmamızda Ege ve Güney Marmara yerleşim yerlerinin pek çoğu gibi yaşadığı Yunan işgalinden yine anlar gibi Eylül ayı içerisinde kurtarılmıştır. Bir farkla ki Bandırmamız Yunan işgalinden en son kurtarılan yer olamsa bile, en son kurtuluşu yaşıyan yerler arasında sayılabilecek bir özellik sahibidir. Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana kuvvetleri büyük taaruz ve onun bir parçası olan, başkomutanlık Meydan Muharebesi gibi Askeri harekatlarla, işgalci Yunan kuvvetlerini büyük büyük oranda esir almış, kaçabilen bir miktar Yunan kuvvetlerini işe önüne katarak izninie doğru talebe başlamıştır. Türk Silahlı Kuvvetleri 9 Eylül 1922’de İzmir’e girmiş, kendi savaş gemilerine sığınabilenler, kendi gemilerine, itilaf devletleri gemilerne sığınabilenler bu gemilere binerek kurtuluşu bulurken, bu imkana sahip olmayan Yunan Askeri Personeli Ege Denizine dökülerek, İzmir’i boşaltmışlardır. 30 Ağustos Zaferi’nden sonra Mustafa Kemal’in verdiği ordulara ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri emri uyarınca Türk Silahlı Kuvvetleri ana kuvvetleri Ege Bölgesini kurtarırken, Güney Marmara’yı kurtarmak, Kuzeyde kalan birinci ordu birliklerine ve Milis kuvvetlerinekalmıştır. Bu yüzdendir ki İzmir 9 Eylül’de kurtuluşu yaşarken, Balkesir ve Gönen’imiz ondan önce 6 Eylül de kurtuluşlarını yaşamışlardır. Kendi Milis güçlerinin kurtardığı, Gönene karlılık, Askeri birliklerin kurtardığı Balıkesir çevre yerleşim yerleri için yaşanacak, yani kurtuluşları için askeri birliklerimize üstlük görevi yapmıştır. Askeri birlikler bir yandan blaıeksir üzerinden bir yandan Bursa Mudanya üzerinden ağır ağır ilerleyerek Güney’e doğru yerleşim yerlerini kurtarmaya, başlamaışlardır. Ne yazık ki Bandırma ‘mız Gçnen ve Manyas’ımız gibi kendi kurtuluşunu yaratan yerleşim yerlerinden olamamış ve kurtarılışını Türk ordusunu galip kendisini kurtarmasını bırakmıştır. Bu yüzdendir ki Bandırma’mız Çanakkale dışında Güney Marmara’nın en son işgalden yerleşim yerlerinden biri olmuştur. Gerçi bugün bazı çevrelerin iddia ettiği gibi Yunan Kuvvetlerine son kurşun Bandırma’da atılıp, son şehitler Bandırma’da verlilip, sonra asker silahlarını çatarak, istihbarata çekilip savaşa son vermemiştir. Çünkü en azından bugün Bandırma’nın bir Mahallesi olan Edincik ve komşu ilçemiz Erdek 18 Eylül’de yapılan mücadelelerde verilen şehitler neticesinde Yunan İşgalinden kurtarılmışlardır. Bandırma’mız kurtuluşunda kendi bölgesinin Milis Kuvvetleri’nin etkili rolü olmamıştır. Gerçi Bandırma, Gönen, Manyas çevresinin eski eşkiyalarının daha sonra Kuva-i Milliye’ye geçmesiyle oluşturulan, İbrahim Ethem Akıncıları teşkilatının bir bölümünü oluşturan Yıldırım Müfrezelerin yanında görüntü vermişlerdir. Ama bu grubun verdiği mücadele Edincik’in kurtuluşuna bile yetmemiş, ancak askeri kuvvetler etkili şekilde Bandırma’ya yönelip mücadeleye başlayınca Bandırma’nın kurtuluşu gerçekleşmiştir. Bandırma’nın kurtuluşunu anlatan kaynaklar rivayetler halinde farklı bilgiler vermektedir. Ancak bütün bi bilgileri toplumca gözden geçirerek Bandırma’nın kurtuluşunu sağlayan kuvvetlerin Albay Halit halk tabiriyle Deli Halit Paşa’nın komutanlığındaki kuvvetleri sağladığını söylemek mümkündür. Bu kuvvetleri 61. Alay ve Kocaeli Hücum taburu şeklinde olduğunu söylemek mümkündür. 16 Eylül gecesini 17 Eylül gecesine bağlayan zamanda yani 16-17 Eylül gecesinde Bandırma’mıza giren bu kuvvetler Yunan işgal gücünün şehri boşaltıp, o zamanki adıyla delikli bayır şimdiki adıyla, Ayyıdız Tepe Bölgesinde mevzilendiğini öğrendiğinde şehirden hemen çıkarak Yunan kuvvetleri karşısında hemen yerini almış, 17 Eylül sabahı başlayan muharebede Yunan Kuvvetlerini bozarak Kapıdağı istikametine kaçmaya zorlamıştır. Böylece Bandırma’mız 17 Eylül de kurtuluşu yaşamaya başlarken Yunanla gırtlak gırtlağa mücadele eden 61. Alay ve Hücum taburu subay ve erleri şaadet rütbesini kazarak Delik Bayır sırtlarında kanlarını dökerek ruhlarını Hakka teslim etmişlerdir. Başta Yarbay Vecihi Bey ve Yüzbaşı Süleyman Bey olmak üzere ona yakın subayımız bazı kaynaklarda 70 küsur bazı kaynaklarda 80 küsur Milis ve erimiz şehit olmuşlardır demektedir. Şaadetleriyle bize Bandırma’ya armağan eden bu şanlı şehitlerimizin önünde saygıyla eğilirken Allah’tan rahmet diler ruhlarını şad olsun derim. Burada dikkat çeken bir noktayı vurgulamak isterim. Bandırma’yı kurtarırken şehit olan bu subay ve erlerin hiçbirisi Balıkesir ve Bandırmalı değildir. Özellikle Marmara Bölgesi çevre yerleşim yerlerinden ve bugünki Türkiye’nin farklı illerinden olan bu şehitler bugün Bandırma’mızın toprağında yatmakta, ebedi uykularını Bandırma’mızın topraklarında sürdürmektedirler. Bandırmalı olarak bizler Bandırma’yı Yunan işgalinden kurtarıp bize kazandıran bu şehitleri çok şey borçlu olduğumuzu hiç bir zaman unutmamalı onların hatırlarını daima canlı tutmak suretiyle onlara karşı vefa borcumuzu yerine getirmeye çalışmalıyız diye düşünmekteyim. Ama ne yazııkki biz Bandırmalılar dün olduğu gibi bugünde gevşek davranmakta, bu şehitlerimizi adeta unutmaya terk etmekteyiz kanaatındayım. Bugün Bandırmalı vatandaşlarımıza bu şehitlerin nerede yattığını sorduğumuzda çoğunun bilemeyip farklı cevaplar vereceğini düşünmekteyim. Pek çoğunun bugün Ayyıldız Tepe’deki Anıt Bölgesini gösterecektir. Olsa hakikat hiçte böyle değildir. Çünkü bu şehitlerimiz Harp sonrasında gömüldükleri Suat Çiftliğinin Havuzbaşı çevresindeki kabirlerinden alınıp bir kaç defa yer değiştiren ve son olarak bugün ki yerinde sabitlenen şehitler anıtı ve Atatürk Anıtı dediğimiz anıtın yanındaki üzerinde palmiyeler bulunan kısma topluca defnedilmişlerdir. Bugün kurtuluş harbinin son nakilden itibaren burada yatmaktadırlar. Ama ne yazıkki bu bilgiden habersizdir. Halbuki bu bilgi Bandırmalıya kazandırılmalıdır. Bugün Ayyıldız Tepedeki Anıtın mermer hitabesinde yer alan Bandırma’nın kurtuluş şehitlerinin isim listesi bence Cumhur Meydanındaki Anıtın bünyesindede yer almalı. Bandırmalı burasının sadece bir anıt değil şehitler mezarlığı, şehitlik özelliğinde bir yer olduğunu mutlaka öğrenmelidir. Bu şehitlere karşı Bandırmalı olarak Bandırmalı Yerel Yöneticiler olarak önemli hatalarımızda hatta saygısızlıklarımızdan biriside festivallerimizi bu anıtın önünde yapıp, festival sahnesini bu şehitler anıtı şehitler kabri dibine kurmamız, sanatçılarımızı burada yer dinlemeye yer olarak vermemizdir. Herhalde yeryüzünde özellikle Türkiye’de şehitlikte, şehitlerin kabri başında sanatçılara konser verdiren, müzik parçaları çaldıran tek yerleşim yeri olarak Bandırma’mız ilk sırada bilenen tek şehir olacaktır. Yine şehitlerimize karşı olan kusurlarımızdan biride kurtuluş günlerinde onlar adına okutulan mevlüdü onların kabri şehitler anıtının olduğu yer olduğu halde hiç bir şehidin bulunmadığı hiç bir dini mekan özelliği olmayan Ayyıldız Tepe’de okutmamızdır. Hakikaten tuhaftır. Kurtuluş Şenlikleri için yapılan folklör gösterileri bu şehitler kabrinin başında yapar, şehitler için yapılan mevlüdü Ayyıldız Tepe’deki anıt önünde gerçekleştiririz. Bence bu hata düzeltilmelidir. Mülki yöneticilerimiz, Yerel yöneticilerimiz hatta İlçe Müdürlüğümüz bu hatayı bu seneki Kurtuluş Günü’nden başlayarak bir daha olmamak üzere düzeltmelidir. Bence şehitler için okunacak mevlüd, ya Cumhuriyet Meydanı’nda yada şehitlerin kabri başında okunmalı. Yahut Kurtuluş Günün’de önemli bir yeri olan Haydar Çavuş Camii’nde okunmalıdır. Bütün bu hatırlatmalarına dayanarak diyebilirim ki Bandırmalı Kurtuluş Harbi şehitlerine sahip çıkmamış veya borcunu yerine getirmemiştir. Ona yakın şehit 10’a yakın şehit subay olmasına karşılık bunlardan sadece ikisinin ismi biryerlere verilmiş diğer subay şehitler adeta yok kabul edilmiştir. Bugün Kurtuluş Şehitlerinin kabirlerinin yerlerini bilmeyenlerin çoğunlukta olduğu Bandırma’nın festivallerde bu şehitlerin kabri başında konser verdiren, müzik çaldıran bir Bandırma’nın şehitlerin kabri başında değilde Ayyıldız Tepe’de şehitler adına mevlüt okutan bir Bandırma’nın Kurtuluş Harbi şehitlerine sahip çıktığı, şehitlerine saygı duyduğunu söylemek ne oranda mümkündür. Bugün sokaklara dökülen kitleler yeni şehitler için şehitler ölmez desede düşünce tarzını değiştirmeyecek bir Bandırma’nın onlar içinde aynı şeyi yapabileceğini söylememiz kanaatimce yanlış olmayacak. Çünkü bunun örneği Bandırma’nın Kurtuluş Şehitlerine karşı izlediği ve gösterdiği tutumla sahiptir.