SON DAKİKA
Hava Durumu

Mehmet Akif’in Hayatını Farklı Yönleriyle İrdelemek

Yazının Giriş Tarihi: 15.04.2025 08:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 15.04.2025 08:06

M. Akif böyle bir şiir yazarsa kitleleri peşinden koşturur ve M. Kemal için değişim çok daha rahat ve sıkıntısız olacaktır. Ancak M. Kemal’den bu teklifi duyan M. Akif’in ona cevap olarak söylediği şiir yani cevap çok ağır ve çok derin manalı bir manzumdur.

Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem;

Gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem.

Biri ecdadıma saldırdı mı, hatta boğarım!

-Boğamazsın ki!

-Hiç olmazsa yanımdan kovarım.

Üç buçuk soysuzun ardından zağarlık yapamam;

Hele hak namına haksızlığa ölsem tapamam.

Doğduğumdan beridir, aşığım istiklale;

Bana hiç tasmalık etmiş değil altın lale!

Yumuşak başlı isem, kim dedi uysal koyunum

Kesilir belki, fakat çekmeye gelmez boyunum!

Kanayan bir yara gördüm mü yanar ta ciğerim,

Onu dindirmek için kamçı yerim, çifte yerim!

Adam aldırmada geç git, diyemem aldırırım.

Çiğnerim, çiğnenirim, hakkı tutar kaldırırım!

Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu…

İrticanın şu sizin lehçede manası bu mu?

Akif bu şiiri ile Mustafa Kemal’e ve onun fikirlerine karşı olduğunu açıkça dile getirmiştir. Ve aklınca ona engel olmaya çalışmıştır. Ama büyük önder ondan daha fazla kararlıdır Türk milletini kendi kendini yönetir bağımsız ulusal demokratik laik bir hukuk devletine kavuşturacak, bunun için engel tanımadan her şeyi yapacaktır.

Nitekim İnkılâplarını gerçekleştirmeye başlayınca hele hilafet kaldırılıp laiklik gerçekleştirilmeye yönelinince Mehmet Akif Ersoy’un sahip olduğu İslamcılık ve İslam ümmetçiliğine bu fikirlerin liderliğini yapmaya aday bir devlet sistemine veda etmekten başka bir yol ve çare kalmamıştır.

İşte bu durum Mehmet Akif’i Kurtuluşuna katkıda bulunduğu Türkiye Cumhuriyeti toprakları içerisinde yalnızlığa ve çaresizliğe düşürmüş Mehmet Akif Ersoy kendi öz vatanında yabancı ülkedeymiş gibi bir hisse sahip olmaya başlamıştır. Ve bunun neticesinde Mustafa Kemal’in kararlığı karşısında ülkesinin durumunu kendi isteğine göre değiştiremeyeceğini anlayan Mehmet Akif Ersoy ülke değiştirmeye yönelecek ve Mısır’a gidecektir.

Onun bu gidişi ile ilgili durumunu ve haleti ruhiyesini Vehpi Vakkasoğlu “vatanı terk edenler” isimli eserinde şöyle dile getirecektir. İç âleminde kocaman bir gurbet âlemi taşır oldu. Ata yadigârı vatanından uzaklaşmış gibi hissetti kendini. Ne suyunda ne toprağında aşina bir iz, tanıdık bir ses bulamadığı vatanının ovaları, seslenişlerine beklediği karşılığı vermedi:

Vatan - cüda gibiyim ceddimin diyarında,

Ne toprağında şu yurdun, ne cuybarında.

Bir aşina sesi, yahut bir aşina izi var!

Sadama beklediğim aksi vermiyor ovalar

Âkif, işte buna dayanamadı. İslâm’ın sinesinde vatan-cüda olmayı, günlerin bir intikamı saydı.

Vatan-cüda olayım sinesinde İslâm’ın,

Bu akıbet ne elim intikamı eyyantın? Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    logo
    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.