SON DAKİKA
Hava Durumu

İslami Hukuk Dahilinde Yargıçlık ve Hukuk Adamlığı

Yazının Giriş Tarihi: 05.07.2022 00:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 04.07.2022 05:33

Hukukun adaletli olması konusunda İslam da söylenmiş tanınmış sözler vardır. Bunların başında da adalet mülkün temelidir” sözü gelmektedir. Bazılarına göre Hz. Ömer’e ait olan bu söz bazılarına göre Türkiye Cumhuriyeti’nin banisi Mustafa Kemal Atatürk’e aittir.

Bu söz kime aittir tartışmasında bence bu sözün Mustafa Kemal’e aitliği, söz kime ait olursa olsun önemli olan bu sözün ihtiva ettiği manadır ve bence bu mana hukuk kurallarının doğru uygulanmasının herkese aynı yakınlık ve uzaklıkta olmasının ifade edilmesidir.

Bu sözü söyleyen kişi bir devletin yaşaması için en temel şartın devletin vatandaşı olan bireyler arasında hak ve adaleti ayırım yapmadan kayırma yapmadan gerçekleştirmek zorunda olması dile getirilmektedir.

Bazı kaynaklara baktığımız da hâkimler hakkında verilen İslami bilgilere bakmadan önce şu fıkrayı dile getirmek isterim. Bir zengin ile bir demirci arasında bir kavga gerçekleşir. Bu kavga neticesinde taraflar birbirinden şikâyetçi olarak zamanın hâkimi kadıya şikâyette bulunurlar.

Kadı davayı kabul eder, gün verir.  Gün gelmeden önce demirci bir balta yaparak kadıya hediye eder ve kendinin davada haklı çıkarılmasını ister. Aynı davadaki zenginde kadıya bir düve hediye eder ve dava başlar. Ama uzarda uzar. Bunalan demirci kadıya verdiği hediye baltayı hatırlatarak kendinin haklı çıkarılmasını istemesi amacıyla kadı efendi şu bizim davayı balta ile keser gibi ortadan kes bitir der.

Fakat kadının verdiği cevap ilginçtir. Ona rakibinin hediyesinin daha üstün olduğunu hatırlatacak mahiyettedir. Ve şöyledir:  oğlum benim de niyetim öyle ama baltanın sapına dana pisledi, tutacak yer kalmadı. Bugünkü ortamda bence ülkemiz adli örgütündeki savcı ve hâkimlerinin durumu da aşağı yukarı anlattığım fıkradaki kadının durumuna benzer vaziyette görünmektedir.

Çünkü bütün adli davalarda medyaya ve toplum içindeki konuşmalara baktığımızda durumun aynı vaziyette aynı olduğunu görebiliriz diye düşünmekteyim. Medyaya ve toplum arasındaki konuşmalara bakılırsa adli organlar şaşkınlık verecek kararlar ortaya koyabilmekte, vatandaşın kafası karışabilmekte.

Hâkimlerimiz de şaşkınlık içindedirler dedirtebilecek görüntüler arz etmektedir diye düşünmekteyim. Oysa İslami hükümlere baktığımızda hâkimlerimizin şu özellikleri aksettirmesi ve taşıması gerekmektedir. Bu konuda İslam Ansiklopedisi adlı eserde şu bilgiler mevcuttur: Adaletin sözlük anlamı her şeyi yerli yerine koymak, leyh de ve aleyh de aşırılıktan kaçmak demektir.

Aynı kökten gelen “ itidal” de aşırılıktan kaçınmayı, her şeyi denge noktasında tutmayı ifade etmektedir. Adalet, hukuk terimi olarak, “Belli bir toplumsal teşkilatlanmada herkese yasalarla tanınmış hakkını vermek, yasaları herkese eşit olarak uygulamaktır.” diye tanımlanmaktadır.

Daha genel bir ifadesi de şöyledir: Bir toplumda herkesin hakkından emir olması, hiçbir şekilde zulüm ve haksızlığa konu olmayacağını bilmesidir.

İslam, adaletin gerçekleşmesine, zulüm ve haksızlığa en küçük ölçüde bile olsa yol açılmamasına büyük önem vermiştir. Kur’an’da en çok geçen temel kavramlardan biri adalettir. Düşmana bile adaletle muamele etmek, ceza verirken aşırılıktan ve zulümden kaçınmak, suça en uygun dozu tespit etmek esastır.

Bir suçluyu cezalandırma imkânına sahipken affetmek ise Allah’a bağlılığa daha yakın olarak nitelendirilmiştir. “ Şüphesiz ki Allah, size emanetleri ehline vermenizi, insanlar arasında hükmettiğimiz zamanda adaletle hükmetmenizi emreder” Devam edecek…

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.